English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Brewery

Brewery translate Turkish

363 parallel translation
How do you like the brewery business?
Bira fabrikası işini sever misiniz?
Mr. Leehman owns that big brewery over on Union Avenue.
Bay Leehman Union caddesindeki büyük bira fabrikasının sahibidir.
Four pineapples tossed at us in two days, and the brewery set fire.
İki günde dört el bombası atıldı ve bira fabrikasında yangın çıktı.
Yet when he came to Prague and brought his brewery... he paid with a Deutsche check from the Bank of Berlin... according to a little research of my own.
Oysa o Prag'a gelip fabrikasını da getirdiğinde... ödemesini Bank of Berlin'den Alman çekiyle yaptı. yaptığım küçük araştırmaya göre.
Wants to know if you'll renew on the brewery.
Bira fabrikasını yenileyecek misin onu öğrenmek istiyor.
So I quit school, went to Milwaukee, became a secretary in a brewery.
Okulu bırakıp, bir bira fabrikasında sekreter olmak için Milwaukee'ye gittim.
When you're a secretary in a brewery, it's hard to make believe you're anything else.
Bir bira fabrikasında sekreterseniz, başka biri olduğunuzu hayal etmek zordur.
It's also true you worked in a brewery.
Bira fabrikasında çalıştığın da doğru.
- They open a brewery in Milwaukee?
- Milwaukee'de birahane açıyorlar?
I hope, Franz, this is the unique surprise... and that you don't turn our Viennese Court... into a brewery!
Sevgili Franz, umarım bu sürpriz bir kereliktir Schönbrunn ve Viyana Hofburg'unu Viyana bira mahzenine çevirmezsiniz!
This is not a brewery.
Burası şaraphane değil.
You smell like a brewery.
Leş gibi kokuyorsun.
Built like a brewery horse and twice as strong!
Bira Fabrikası atı gibi ama iki kat daha güçlü!
Hey, this must have been a brewery!
Burası eskiden bira fabrikası olmalı.
A brewery executive.
Birahane işletmecisi.
Is your brewery busy?
Bira fabrikanız çalışıyor mu?
He owns a brewery
Fabrikası var.
This is the brewery.
İçki imalathanesinde.
I'm not going back. I'll work in the brewery.
Bira fabrikasında çalışacağım.
Who will look after him while you're at the brewery?
Sen fabrikadayken ona kim bakacak?
I don't like you working on that brewery bay. It's no job for a woman.
Bira fabrikasında çalışmak kadına göre iş değil.
You know, do a big spread on him and the brewery For a top magazine.
Önemli bir dergiye, onun hakkında müthiş bir hikaye hazırla.
Matt, darling, we do want to take in all the brewery.
Matt, hayatım bütün biraları tatmak istiyoruz.
Yeah, and you smell like a brewery, too.
- Ve bira fabrikası gibi kokuyorsun.
And I smell like a brewery, too.
Evet, bira fabrikası gibi kokuyorum.
I have a brewery in Shimogo.
Shimogo'da bira fabrikam var.
My family runs a brewery.
Ailem meyhane işletiyor.
It's a brewery nowadays.
Şimdi bira fabrikası.
You smell like a brewery.
Bira fıçısı gibi kokuyorsun.
She's married to a drayman who works for a brewery or something.
Bira fabrikası gibi bir şey için çalışan yük arabacısının biriyle evli.
Let us ask Spiridon, what will happen on the next concert of "Symbols" in the "brewery"? Will girls feel safe in that girlhating horror atmopshere?
Spiridon'a soralım, semboller'in bir sonraki konserinde neler olacak kadın nefreti dolu ortamda kızlar kendilerini rahat hissedecekler mi?
- Dixie Brewery.
- Dixie bira fabrikası.
He just left Dixie Brewery a half-hour ago.
Dixie bira fabrikasından daha yarım saat önce çıktı.
It starts at the Coors Brewery in Golden, Colorado and begins a spectacular climb over 6,000 feet into the Rocky Mountains finishing nearly 12,000 feet above sea level.
Golden, Colorado'da Coors Brewery'de başlıyor Rocky dağlarına doğru 1800 metrelik olağanüstü bir tırmanışla deniz seviyesinden 3650 metre yüksekte bitiyor.
To Big Head Li, a wine brewery owner at 18 Mile Slope.
Shibali Po'da bir şarap fabrikası olan "Koca Kafalı Li" denen bir adamla.
And the brewery owner is a leper.
Şarap fabrikasının sahibi, bir cüzzamlıymış.
We can't close down the brewery.
Fabrikayı kapatamayız.
The one from the brewery?
Şarap fabrikasındaki mi?
I've never been to the brewery
Ama hâlâ şaraphaneye gitmedim.
The brewery needs the barrels.
Bira fabrikası varilleri istiyor.
The Duff Brewery!
Duff Bira Fabrikası!
Ever been to a brewery before?
Daha önce hiç bira fabrikasında bulunmuş muydun?
When Abe Fielding, Sr., died, everyone assumed I'd inherit the brewery.
Sir Abe Fielding öldüğünde herkes bira fabrikasını miras olarak bana kaldığını sandı.
The memorial service will be in the Fielding chapel which is just adjoining the brewery.
Anma töreni Fielding ibadet hanesinde olacak Bira fabrikasıyla bitişiktir.
Brewery!
Bira fabrikası!
The important thing is that I'm back at the brewery and you're all in for a five-percent raise.
Önemli olan bira fabrikasını geri almış olmam ve hepinize yüzde beş zam yapacağım.
This is my brewery.
Bira fabrikam.
Fred, you smell like a brewery!
Fred, bira fıçısı gibi kokuyorsun.
The Red Dragon Brewery.
Kızıl Ejder Bira Fabrikası.
Of the brewery?
Fabrikanın mı?
"Brewery" was crowded this time, everyone had great time, probably not thinking of implications.
herkez harika vakit geçirdi. muhtemelen etkilerini düşünmeden... kızlar kırmızı karanfiller alıyorlardı kendi cenazelerine katılır gibi değilde, 8 mart dünya kadınlar gününe katılır gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]