Brush your teeth translate Turkish
529 parallel translation
The alarm clock goes off, you open your eyes... brush your teeth and read the Daily Mirror.
Saatinin alarmı çalar, gözlerini açarsın dişlerini fırçalar ve gazeteni okursun. Hepsi bu.
With all your fine upbringing, you still forget to brush your teeth at night.
Onca eğitimli biri olmana rağmen hala geceleri dişlerini fırçalamayı unutuyorsun.
Don't forget to brush your teeth.
Dişlerini fırçalamayı unutma.
Would you like some bourbon to brush your teeth?
- Dişlerini fırçalamak için biraz viski ister misin?
Brush your teeth!
Git dişlerini fırçala!
All right. Did you brush your teeth?
Dişlerini fırçaladın mı?
Did you ever notice it's impossible to brush your teeth without wiggling your ass?
Kıçını sallamadan dişini fırçalamanın imkansız olduğunu farkettin mi hiç?
- and wash and brush your teeth, OK?
- ve yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladıktan sonra, tamam mı? - Tamam.
- Go brush your teeth, for all I care.
- Bana sorarsan, git de dişlerini fırçala.
That's Spanish for "brush your teeth."
İspanyolca "dişlerini fırçala" demek.
- Why don't you go brush your teeth now?
- Neden hemen gidip dişlerini fırçalamıyorsun?
And brush your teeth and flush the toilet.
Dişlerini fırçala ve sifonu da çek.
Did you brush your teeth?
Dişlerini fırçaladın mı?
"Clean your room, brush your teeth... get good grades."
"Odanı temizle, dişlerini fırçala iyi notlar al."
Okay, everybody, go brush your teeth.
Pekâlâ millet! Gidip dişlerinizi fırçalayın.
Go brush your teeth and go to bed.
Dişleri fırçalayıp doğru yatağa.
You forgot to brush your teeth.
Dişinizi fırçalamayı unuttunuz.
You brush your teeth with Ben Gay?
Dişlerini Ben Gay ile mi fırçaladın?
By the way, happy anniversary. Did you brush your teeth this morning?
Beynimizin hangi tarafı analitik düşünceyi kontrol eder?
Did you brush your teeth this morning?
Bu sabah dişlerini fırçaladın mı?
People you will brush your teeth in rapid verital motion for one minute.
Dişlerinizi 1 dakika boyunca fırçalayın.
Now brush your teeth in a rapid vertical motion.
Beni anladın mı? Şimdi o lanet dişlerini söylediğim gibi fırçala.
Hey, don't forget To brush your teeth.
Hey, dişlerini fırçalamayı unutma.
Take my socks out of the sink if you're gonna brush your teeth.
Dişlerini fırçalayacaksan çoraplarımı lavabodan çıkar.
What can you sit on, sleep on and brush your teeth with?
Neyin üstüne oturur, üstünde uyur ve dişlerini fırçalarsın?
YOU GUYS DIDN'T EVEN BRUSH YOUR TEETH.
Dişlerinizi bile fırçalamadınız.
Now, it's brush your teeth and under the covers with you.
Şimdi dişlerini fırçala ve beraberce yatın.
Misha, don't forget to brush your teeth.
Misha, dişlerini fırçalamayı unutma.
Go brush your teeth instead!
Sen git de dişini fırçala!
Yeah, brush your teeth.
Hey, dişini fırçala. Dişimi fırçaladım.
Now when we get up in the morning, you � re going to brush your teeth twice as hard, and twice as normal.
Sabah kalktığında dişlerini iki kez fırçalayacaksın, her zamanki gibi iki kez.
- Did you brush your teeth?
- Dişlerini fırçaladın mı?
It is always, "Lie down, brush your teeth."
Her zaman, "Yatağa git, dişlerini fırçala".
Harriet, don't forget to brush your teeth.
Harriet, dişlerini fırçalamayı unutma.
Brush your teeth, honey.
Dişlerini fırçala canım.
Time to brush your teeth, wash your face... and say your prayers.
Dişlerini fırçalama zamanı. Yüzünü yıka ve son duanı et!
Get back in there and brush your teeth.
Geri dön ve dişlerini fırçala. Hadi.
Go brush your teeth.
Dişlerini fırçala. - Detroit'te fırçalamıştım.
- l brushed my teeth in Detroit. - So you brush your teeth in Chicago now. Okay.
- Chicago'da da fırçala.
You go to the bathroom, brush your teeth and wash your face.
Banyoya gidip dişlerini fırçala ve yüzünü yıka.
Come brush your teeth and get to bed.
Dişlerini fırçala ve yatağa git
Brush your teeth.
Dişlerini fırçala.
Go on, brush your teeth.
Hadi, dişlerini fırçala.
- What, you didn't brush your teeth?
- Niye? Dişlerini fırçalamadın mı?
- Brush your teeth. Get your butt in. - [Grumbling]
- Dişlerini fırçala.Poponu içeri sok.
WHEN YOU'RE FINISHED BREAKING YOUR TEETH I WANT YOU TO BRUSH THEM.
Pekala Rudy, dişlerinizi kırmayı bitirdiğinizde yukarı çıkıp onları fırçalamanızı istiyorum.
You got blood spurting'out all over the place, and you're tryin to brush your fucking teeth?
Dışarıya kan fışkırıyordu.. ve lanet dişlerini fırçalamaya çalışıyorsun?
Brush your teeth, wash your face.
Dişlerini fırçala, yüzünü yıka.
So, for God's sakes, please brush your dog's teeth.
O yüzden, tanrı aşkına, lütfen köpeğinizin dişlerini fırçalayın.
I will procure for your little brother, I will brush your father's teeth.
Küçük kardeşine bakarım. Babanın dişlerini fırçalarım.
Let's brush your teeth and hair.
Dişlerini fırçalayıp saçını tarayalım.