English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bubbe

Bubbe translate Turkish

44 parallel translation
Outside of rest and my bubbe's recipe for chicken soup, all we can do is let the virus run its course.
Malesef, istirahat ve güzel bir tavuk çorbasından başka tek yapabileceğimiz bağışıklık sisteminin virüsün hakkından gelmesini beklemek.
You did a good job, bubbe.
Iyi bir is cikardin, bubbe.
Bubbe, I probably know a lot you don't.
Bubbe, Muhtemelen bilmedigin bir cok sey.
Alright, bubbe.
Tamam, tatlım.
- That's my bubbe!
- O benim baloncuğum!
Kyle bubbe, we're taking Ike to the new Harry Potter movie.
Kyle tatlım, Ike'ı yeni Harry Potter filmine götürüyoruz.
My little bubbe is very caring.
Benim küçüğüm yardımseverdir.
Hello bubbe, how was school today? - Terrible.
Selam bubbe, Okul nasıldı bugün?
Bubbe, it's a puff piece.
Dostum, bu kolay bir iş.
- It's after Harry's bubbe.
- Harry'nin büyükannesi koydu.
Come on, Bubbe.
Hadi, Bubbe.
Me and my bubbe.
Ben ve büyükannem.
Because, you know, my bubbe's got season tickets to the opera... and she can't make it, so wanna go see Phantom?
Çünkü, büyükannem opera için sezonluk bilet almış ve gelemeyecek gelip Phantom'u görmek ister misin?
Listen, I can't go in the morning... because my bubbe... Gotta change her clocks.
Bak, sabah gelemeyeceğim çünkü büyükannemin saatini ayarlamam gerekiyor.
Is that the bubbe that's on 41 st and River Street?
Büyükannen River Cad. 41. Sk'da mı oturuyordu?
My bubbe...
Büyükannem...
Man, my bubbe's gonna be so pissed.
Dostum, büyükannem çok kızacak.
What about my bubbe?
Büyükannem ne olacak?
Only reason I started selling pot... is so I could put my bubbe in a nice retirement home.
Bunları satmaya başlamamdaki sebep büyükannemi iyi bir huzurevine yerleştirmekti.
Bubbe.
Büyükanne.
It's like when my bubbe was always playing opera... I hated it, but my bubbe loves it.
Büyükannemin opera dinlemesi gibi nefret ederdim, ama o bunu seviyor.
- Hey, there's bubbe.
- İşte büyükannem.
'Cause my 84-year-old bubbe says "weird".
Çünkü benim 84'lük ihtiyar da buna garip der.
Seriously. I mean, uh, what about your grandma, you know? Bubbe.
Cidden, anneannen n'olacak peki, Ponpiş?
That's my bubbe's.
Anneannemden kalma o.
She is what my Bubbe David would, uh, call a real nidchefet.
Büyükanne David olsa küstah ( nidchefet ) derdi ona.
I'll be at the movies with my bubbe.
Büyükannem ile sinemaya gideceğim.
- Oh, your bubbe?
- Büyükannen demek?
Oh, I have a bubbe.
Benimde bir büyükannem var.
- Uh, my bubbe is in a home. - Yeah.
- Benim büyükannem bir huzurevinde.
- Finch, bubbe.
Aşkım.
♪ Bubbe's china, kiddish cups and Seinfeld on TV ♪
# Büyüklere fincan, küçüklere bardak ve televizyonda Seinfeld #
Bubbe, Zayde, I got big news.
Baba, anne çok önemli haberlerim var.
bubbe.
Olabilir tatlım.
Once we're there, you'll be able to stretch your legs, Bubbe.
Vardığımızda bacaklarını açabileceksin, Bubbe.
My bubbe told me stories when I was a child.
Bubbem küçükken hikayeler anlatırdı.
Okay. I learned the legend of this creature from my bubbe, my grandmother, when I was eight years old.
Bu yaratıkla ilgili efsaneyi sekiz yaşımdayken bubbe'mden, büyükannemden öğrendim.
- Come sit with your bubbe.
- Çok üzgünüm. - Gel babaannenin yanına.
Go, Bubbe.
Git Bubbe.
- Tell me one more story, Bubbeh.
- Bana bir hikaye daha anlat Bubbe.
Sardu, Bubbeh.
Sardu'yu Bubbe.
My bubbe, her people...
Ninem, ailesi...
Bubbe said they were the most beautiful she'd ever seen.
Bubbe gördüğü en güzel şeyin onlar olduklarını söylemişti.
Oh yes, that's my bubbe.
Oh, evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]