Bubble translate Turkish
2,708 parallel translation
It sounds like science fiction, but the idea of surfing across the Universe in a warping bubble of space would make perfect sense to Einstein.
Kulağa bilim kurgu gibi gelsede, uzayı büken baloncuğun içinde gitmek Einstein'a bile uygun olurdu.
But, because we live in three dimensions, the opening of the wormhole would actually be like the interior of a bubble.
Gerçekte üç boyutlu evrende yaşıyorsak, açılan solucan delikleri de baloncuk şeklinde olmalıdır.
If I try to get into an unstable wormhole, it's like trying to put my finger into this bubble.
Dengesiz bir solucan deliğine girmek, parmağımı baloncuğa içine sokmaya benzer.
If I push this, an air bubble will go into your heart and kill you...
Eğer şırıngayı basarsam, kalbine hava gider ve ölür kalırsın.
He pulled me out of school, bubble-wrapped my life, and threw it in the back of a moving truck.
Beni okuldan çıkardı, tüm yaşantımı paketleyip,... hareket halindeki bir kamyonun arkasına attı.
It's bubble bath night.
Köpük banyosu gecesi.
In my storeroom, I've got a couple of wheelchairs, a fishbowl full of glass eyes, and a "boy in the bubble" bag.
Depomda birkaç tane tekerlekli sandalye bir kavanoz dolusu camgöz ve "çocuklu kabarcık" çantası var.
To be clear, they took the boy out of the bubble and sold me the bag.
Daha doğrusu, çocuğu o kabarcıktan çıkarttılar ve bana çantayı sattılar.
Well, I don't think isolating yourself in a deaf bubble is a good idea.
Kendini sağır bir baloncuk gibi soyutlamanın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
A random process starts the formation of the bubble that is our Universe.
Rastgele bir süreç bir baloncuk oluşturacak. Bu bizim evrenimiz.
I will be the random process and blow the bubble.
Ben rastgele süreç olup bir baloncuk şişireceğim.
The traditional view of inflation imagines this bubble inflates forever.
Geleneksel genişleme fikri bu baloncuğun sonsuza dek şişeceğini düşünüyor.
A bubble can only grow so big before it pops.
Bir baloncuk yalnızca patlayıncaya kadar şişebilir.
But if Andy's new theory is right and inflation does not go on forever, our Universe could look something like this - - a large bubble surrounded by a cluster of smaller ones.
Eğer Andy'nin teorisi doğruysa ve genişleme sonsuza dek devam etmeyecekse evrenimiz böyle bir şeye benzeyebilir. Daha küçükleri tarafından oluşan bir kümeyle çevrili büyük bir baloncuğa.
So it'll bubble up as stress.
Bu yüzden stres biraz artabilir.
Bases, dugouts... Bubble gum.
Kale, yedek kulübesi çikletten çıkan kartlar.
It's a bubble.
Balon gibi.
Run you a bubble bath?
Sana bir köpük banyosu hazırlayayım!
Pop this bubble, and if you get a 2 or a 6, you get another turn.
küreye bas, eğer 2 ya da 6 gelirse, bir tur kazanırsın.
I thought why burst the one good bubble you had left?
Neden elindeki tek sevinci de yok edeyim ki?
Sabrina Bubble.
... Sabrina Bubble'a.
Nobody- - nobody gets tickets to Sabrina Bubble, but it turns out, she and I have the same promoter...
Kimse Sabrina Bubble'a bilet bulamıyor,... ama organizatörlerimizin aynı olduğu ortaya çıktı.
I- - I thought you loved Sabrina Bubble.
Sabrina Bubble'ı sevdiğini sanırdım.
Um, did your girl like the Sabrina Bubble tickets?
Kızın, Sabrina Bubble biletlerini beğendi mi?
My brother disappeared into an inter-dimensional bubble.
Ağabeyim boyutlar arası boşlukta kaybolmuştu.
I am surrounded by a beautiful bubble of loving energy.
Sevgi dolu bir enerji balonu ile çevriliyim.
Yes, Lydia, you are in a bubble, but once the pebble collector dumps you like they all do, you'll go right back to being the ice cream-binging, wine-swilling, neurotic mess you really are.
Evet, Lydia bir balon içindesin ama o çakıl koleksiyoncusu da diğerleri gibi seni terk ettiğinde eskiden olduğu gibi, dondurma yalayıp şarap çeken nevrotik kişiliğe geri döneceksin.
but even her lack of tact couldn't burst my bubble.
Valerie'nin duyarlılığı üzerinde çalışması gerekli.
This some boy-in-the-plastic-bubble thing or what?
Kendini büyük bir balona koymaca gibi bir şey mi bu?
You know I lost all my money when the bubble burst.
Biliyorsun ki, Fasulye Bebek balonu patladığında, bütün paramı kaybettim.
The Beanie Baby bubble was real.
- Fasulye Bebek balonu gerçekti.
- That's rich. - Look, I hate to burst your bubble over there,
Tabii canım.
Anakin, we must create a bubble for her to breathe from.
Anakin, nefes alacağı bir kabarcık oluşturmalıyız.
- Curved, like looking through a bubble.
Sanki bir balonun içine bakıyormuşuz gibi. - Küresel.
But the neutron pulse has to come from somewhere in the vicinity of these two time-bubble events :
Ne olursa olsun, nötron darbelerinin kaynağı bu iki zaman olayının gerçekleştiği civarlar olması gerek.
This is a time bubble.
Bu bir zaman balonu.
Environment in the bubble may override the device.
Balonun içindeki şartlar kafesi etkisiz kılabilir.
I hate to burst your bubble, but that doesn't make any rational sense.
Kusura bakma benim haddime değil ama... Bu konuda kafa yorman doğru değil.
Our house to take a bubble bath?
Evimize köpük banyosu yapmaya mı?
It's just implied, but we all know what's going on in this thought bubble.
İma ediliyor sadece ama bu düşünce balonunda neler dönüyor belli.
You ever see The Boy in the Plastic Bubble? 1976.
"The Boy in the Plastic Bubble" filmini izledin mi?
All he could do was sit in his plastic bubble and peer out the window at the cutie next door.
Plastik bir balon içinde yaşamak zorundaydı küçük bir pencereden komşunun tatlı kızını izliyordu.
They live in a bubble.
Hayal dünyasında yaşıyorlar.
These people were living in a bubble, and maybe it was up to me to pop it, like a pimple on a floridian's back.
Bu insanlar hayal baloncuğunda yaşıyorlar, ve belkide bu bir floridalının, sırtındaki sivilceyi patlatması gibi bana kalmış.
You guys know how you live in this sort of... bubble?
Nasıl bu tarz bir baloncukta yaşayabiliyorsunuz?
This bubble of ignorance?
Cehaletin baloncuğunda?
I used to live outside the bubble, so today I'm going to expose you to something that I grew up with every day.
Eskiden baloncuğun dışında yaşardım, bu yüzden bugün size hergün birlikte büyüdüğüm birini göstereceğim.
When the bubble burst, he got hurt, pretty badly.
Balon patlayınca çok fena zarar gördü.
I need to look elegant, but not like a Christmas bubble.
Nasıl oldu? Şık görünmem gerek ama noel ağacı gibi değil.
A bubble gum?
Sakız falan mı?
- ♪ THE ZOO IS CAUGHT IN AN ENERGY BUBBLE ♪
* Burası enerji küreciğine hapsolunca... *