English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Buckland

Buckland translate Turkish

107 parallel translation
You've been retired four years, Mr. Buckland.
4 yıldır emeklisiniz Bay Buckland.
I was working with Sid Buckland.
Sid Buckland ile çalışıyordum.
Buckland.
Buckland.
Buckland dragged me out.
Buckland beni sürükleyerek çıkarmıştı.
Get me Buckland.
Beni Buckland'a bağlayın!
- Where's Buckland?
- Buckland nerede?
I want Buckland.
Buckland'ı istiyorum!
Now stop pissing about and get me Buckland!
Şimdi salaklık etmeyi bırak da bana Buckland'ı getir!
He insists on talking to Buckland.
Buckland'la konuşmakta ısrar ediyor.
Buckland.
- Buckland.
The road is closed from here over to Buckland, Utah.
Yol buradan Buckland, Utah'a kadar kapali oluyor.
Rex Buckland, this is Prue Halliwell, interviewing for the new specialist.
Rex Buckland, Prue Halliwell, yeni uzman görüşmesine geldi.
- Excuse me, Mr Buckland.
- özür dilerim, Mr Buckland.
Well, he found Tanya at Buckland's.
Peki, Tanya'yı Buckland'da buldu.
You have reached Buckland Auction House...
Buckland müzayede evine ulaştınız...
- You have to go to Buckland's.
— Buckland'a gitmelisin.
Thanks, Mr Buckland.
Teşekkürler, Mr Buckland.
So are you still going back to Buckland's?
Buckland'a geri dönecek misin?
Obviously why Buckland's is in such dire straits.
Buckland'ın niye bu kadar dar boğazda olduğunu anlamak zor değil.
The Buckland Auction House.
Buckland müzayede evinde.
Buckland's Auction House?
Buckland müzayede evi mi?
Call me when you get to Buckland's.
Buckland'da gittiğinde beni ara.
I'm not going to Buckland's.
Buckland'a gitmiyorum.
Okay, maybe you should get dressed and go to Buckland's.
Tamam, belki de giyinip Buckland'a gitmelisin.
Look, this Buckland's VIP specifically requested for the dinner party to be here.
Bak, Buckland'ın üst düzeyleri partinin özellikle burada olmasını istedi.
All important clients to me, to Buckland's, and therefore to you.
Benim için önemli bütün müşteriler ve Buckland için, ve tabiî ki senin.
Some guy called from Buckland's and thought you'd be back from the estate sale already.
Buckland'dan biri aradı ve satışın bu zamana kadar bitmiş olması gerektiğini söyledi.
Which means I need to get to Buckland's to drop stuff off and get back up to that lake.
Bu da Buckland'a gidip işleri halledip göle geri dönmem gerektiği anlamına geliyor.
I have worked at Buckland's for a year and a half.
Buckland'da bir buçuk yıldır çalışıyorum.
Alan from Buckland's.
Bucklands'dan Alan.
I work at Buckland's with Prue Halliwell.
Buckland's da Prue Halliwell ile çalışıyorum.
You know, if the other specialists at Buckland's have your expertise and talents, I might reconsider their standing job offer.
Eğer diğer Buckland's uzmanlarında da sendeki deneyim ve yetenek olsaydı iş tekliflerini kabul etmeyi düşünebilirdim.
Buckland's obviously pays better than I thought.
Görünüşe göre Buckland's düşündüğümden çok daha güzel ödeme yapıyormuş.
I'm gonna go to Buckland's.
Buckland'da gidiyorum.
- Prue wasn't at Buckland's?
- Prue Buckland'da değil miydi?
It won't be long before everyone at Buckland's realises she is gone and the painting is gone.
Buckland'daki herkes onun ve resmin kaybolduğunu fark edene kadar halletmeliyiz.
Buyers interested in purchasing Buckland's will be visiting in the next two days, and it's important we make a big impression.
Buckland'ı almayla ilgilenen alıcılar önümüzdeki iki gün burada olacaklar ve büyük bir etki yaratmak çok önemli.
You really want to work at Buckland's with me?
Gerçekten Buckland'da benimle çalışmak istiyor musun?
It's just that every time I touch something at Buckland's, I risk having a premonition, and it's just too emotional for me.
Sadece Buckland'da ne zaman bir şeye dokunsam, imge görme riskim var, ve bu benim için çok duygusal bir şey.
Because they don't have casual day at Buckland's.
Çünkü Buckland'da normal bir gün olmuyor.
If we get this account, it would be a serious coup for Buckland's.
Eğer bunu alabilirsek, bu Buckland için ciddi bir başarı olacak.
Well, I'm going to Buckland's to meet a female client, and Claire will be with me every step of the way.
Şey, Buckland'da bir bayanla buluşmaya gidiyorum, ve Claire hep yanımda olacak.
- I can handle this. - The promise that we want from you is that you'll come straight home from Buckland's. Promise.
- Bunu halledebilirim.
This women's family has more money than God, and if we land this account, it could put Buckland's in the black for years.
Bu kadının ailesini Tanrı'dan fazla parası var, ve eğer bu işi alabilirsek, bu yıllarca Buckland'a yeter.
- I just called Buckland's, and they said that Prue left the office for a meeting.
- Buckland'ı aradım, ve Prue'nun biriyle buluşmak için çıktığını söylediler.
In Buckland's antiquities database.
Buckland antika veri tabanından.
Claire, I've already made arrangements to make a personal apology and put Buckland's back in the running.
Claire, kişisel olarak özür dilemek için bütün ayarlamaları yaptım ve Buckland'ı açık tutmak için.
I'm calling from Buckland's Auction House.
Buckland müzayede evinden arıyorum.
Prue, go to Buckland's.
Prue, sen Bucklands'a git.
It's not just about the painting or Buckland's new philosophy.
Bu yalnızca tablo veya Buckland'ın yeni felsefesiyle ilgili değil.
After we make a quick pit stop at Buckland's.
Tabii Buckland'a uğradıktan sonra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]