Buds translate Turkish
722 parallel translation
As more lava wells up from below it continuously pushes out new buds onto the ocean floor, like pillows of solidifying rock.
Aşağıdan daha fazla lav yığıldıkça sürekli olarak, yeni filizleri okyanus tabanına doğru tıpkı katılaşan kaya yastıkları gibi iter.
The buds come out on the trees.
Ağaçlarda çiçekler açar.
The buds smell like a cemetery.
Tomurcuklananlar berbat kokuyordu.
"When green buds they were swelling ;"
"Yeşil tomurcuklar büyürken..."
Eating the buds.
Tomurcukları yiyor.
The snow's off the mountains and the buds are out.
Dağlarda kar eridi ve tomurcuklar açtı.
Any sort of food more exotic than the most pallid mash is unendurable to my taste buds.
Lapadan farklı bir yiyecek tatma duyum için dayanılamaz.
Cu? Ndo be opened? N These buds m?
Söyleyin, sizce bu tomurcuklar ne zaman açılacak?
But the trees that line the streets can sprout new buds no matter how cold the wind.
Ama rüzgâr ne kadar soğuk eserse essin yol boyunca ağaçlar yine de tomurcuklanır.
A wine to conjure memories of taste buds in transport.
Şarap uzmanlarının bile ağzının tadını uçuracak bir şarap.
They're all like that when they're still young buds.
Daha gençken genellikle hepsi böyle oluyor.
Well, if caught, your taste buds are ostracized for two years.
Tabii, yakalarsanız papillanız iki yıl için toplum dışına itilir.
"Rough winds do shake the darling buds of May and summer's lease hath..."
"Sert rüzgarlar Mayıs tomurcuklarını sarsar, ama yazın getirdiği..."
When you take it... your taste buds become so vividly sensitive that a grapefruit tastes like caviar.
Bir fırt çektiğinde tat alma organın o kadar canlı bir şekilde hassas oluyor ki greyfurtun tadı havyar gibi geliyor.
Hey, buds below
Hey, aşağıdaki goncalar
Never in history have taste buds been so delectably treated as they were tonight with your extraordinary salmon mousse.
Tat alma cisimcikleri tarihte hiç bu gece senin olağanüstü somon musunla olduğu kadar nefis bir ziyafet çekmemiştir.
So, having set one's taste buds bursting, we come to the main dish.
İştahımızı iyice açtıktan sonra ana yemeklere geldik.
Yeah, well, my taste buds got wiped out in the crash of'97.
Evet, tat alma duyum 97'deki kazada öldü.
Rough winds do shake the darling buds of May,
Mayısta sert rüzgârlar goncaları sallar,
Ladies and gentlemen, get your taste buds ready for the excitement that is food mixed with science.
Baylar ve bayanlar, Bilimle yapılmış yemekler için tat algılarınızı hazırlayın.
Gérard, my taste buds are gone
Gérard, tat alma duyum gitmiş.
His taste buds don't work anymore.
Buna agüzi diyorlar.
And then I ran into one of my cool buds from the club, I said to him : "How's it going, Hossein?"
Sonra kulüpteki kafa arkadaşlarımdan birine rastladım ve ona işlerin nasıl gittiğini sordum.
The olive buds deceived by the balmy weather were blooming ahead of time.
Zeytin tomurcukları....... yumuşak havaya kanarak vaktinden önce çiçeğe durdular.
Its forelegs are sufficiently formed to help it move forward, but its hind legs are still no more than buds.
Ön bacakları onu ileriye taşıyabilecek yeterlilikte gelişmişken arka bacakları birer çıkıntıdan öte değildir.
God, your buds are getting so big.
Tomurcukların kocaman oluyor.
Those buds you gave us the other day? Man, they were great.
Bize verdiğin otlar var ya?
Those were the biggest buds I ever saw, man.
Onlar gördüğüm en büyükleriydi.
Those buds you gave us, man, they were very hip.
Bize verdiğin yapraklar harikaydı.
Think we can get more buds?
- Biraz daha istiyorlar...
No, no buds.
- Hayır. Hayır. Ot yok.
No buds.
Ot yok.
Buds, good, big.
" Ot. İyi. Büyük.
Good buds, big.
" İyi ot. Büyük.
Big, buds.
Büyük. Ot.
Good, big buds.
Büyük. İyi ot. "
Martin, tender buds need to be sprinkled at night!
Martin, yumuşak tomurcuklar geceleyin serpilmeye ihtiyaç duyar!
And Valerian blooms and fern buds and wild angelica.
Hint sümbülü toplarım Aşk merdiveni Melekotu filizleri...
Look at these buds.
Şu kanabis sürgünlerine bak, ahbap.
- Fresh buds in season with melon.
Kavunlu taze kanabis...
And the fresh buds.
Ve taze kanabis.
One of my old buds?
Eski dostlarımdan biri mi?
That's got buds.
Tomurcuğu var.
You've even lost your taste buds.
Koku alma duyunu tamamen kaybetmişsin.
Honey, did you get any more Buds?
Tatlım, daha fazla Buds getirdin mi?
My taste buds burned out after the second bite. Ooh.
İkinci lokmadan sonra tat alma duyumu kaybettim.
" I got killer buds A power stem
" Öldürücü tomurcuklarım var Güçlü bir gövdem
It ruins your taste buds, burns your tongue and makes your pee stink.
Tat duyunu öldürür, dilini yakar ve çişini iğrenç kokutur.
Big buds.
" Büyük ot.
I've got very sensitive taste buds.
- Tat alma duyum çok hassastır.
Two Buds.
İki bud ( Budweiser ).