English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Buggin

Buggin translate Turkish

118 parallel translation
So that's what's been buggin'you?
Demek sizi sürekli rahatsız eden şey bu?
Every last buggin'gang On the whole buggin'street
Bütün çeteleri, bütün mahalledeki
On the whole buggin'Ever-lovin'street
Bütün mahallede, sevgili mahallemizde
Well, bothering', buggin', buzzing'!
Yani, rahatsız edip başının etini yemek!
You've got that, so what's buggin'you?
Sen de hepsi var, canını sıkan ne?
They were buggin'the place.
Binayı gizlice dinliyorlarmış.
Okay, I'm buggin'off.
Tamam, gidiyorum.
Something's buggin'me.
Aklımı kurcalayan bir şey var.
How can they be buggin'us in here?
Bizi burada nasıl dinleyebilirler?
- Why? Because I don't want to, so stop buggin'me.
Çünkü istemiyorum, kafamı ütülemeyi kes.
They're buggin'a steam bath for some kind of major sleazoid bath convention.
Birlikte bir çeşit hamamcılar kongresinde bir saunayı dinlemeye alıyorlar.
You wouldn't be here if something wasn't buggin'you.
Bırak zırvalamayı. Canını sıkan bir şey olmasa buraya gelmezdin.
Jeez, is that what's buggin'you?
- Canını sıkan bu mu?
What is buggin'you anyway?
- Seni ne rahatsız ediyor?
- Look, pal, you're buggin'me!
- Bak, dostum beni rahatsız ediyorsun.
- No, you're buggin'me!
- Hayır, sen beni rahatsız ediyorsun!
We're buggin'out!
Harekete geçiyoruz!
What's up, Buggin Out?
- N'aber? Bela mı aranıyorsun? - Üstüne bastın.
Look, Buggin Out, we're not hanging out.
Bak Yedibela, takıImıyoruz.
No, Buggin Out, I haven't.
Hayır Yedibela, çarpmadı.
Stay black, Mook. So, Buggin Out, how you been?
E, Yedibela, nasıIsın?
Buggin Out, what good is that gonna do, huh?
Bu kimin işine yarayacak?
You know, if you really tried hard, Buggin Out, you could direct your energies in a more useful way, you know?
Yedibela istesen bu enerjiyle daha işe yarar şeyler yapabilirdin.
Yeah, Buggin Out, I'm down, but I'm down for something positive in the community.
Evet Yedibela katılırdım, eğer insanlara yararlı bir şey olsaydı. Sen buna katılıyor musun?
Yeah, I still love you, too, Buggin Out.
Ben de seni seviyorum Yedibela.
We've been here all fucking day, Buggin Out!
Bütün gün çalıştık be Yedibela.
It's buggin'me, all right, I can't think.
Beni deli ediyor, tamam mı, düşünemiyorum.
It looks like they're buggin'out.
Kaçıyorlar gibi görünüyor.
I'm trippin', I'm buggin'out, and maybe I'm goin'a little overboard.
Sinirli ve stresliyim ve biraz büyüttüm.
- Just buggin', man.
Sadece dalga geçiyorum, adamım. Ne var ne yok?
You bug my ass. You've been buggin'my ass since the early'70s.
Kıçımı öp. 70'lerden beri onu merak ediyorsun.
Buggin'you is what kept me goin'all these years.
Sizi öfkelendirmek beni bunca yıl oyaladı.
- I am. - Damn, why you buggin'out?
- Neden çıkıntılık yapıyorsun?
He's buggin'out, saying he's gonna be movin'kilos of base for Esteban.
Çıkıntılık yapıyor, Esteban'a kilolarca kök verdiğini söylüyor.
Corky must be buggin'out.
Corky çıkıntılık yapmış olmalı.
You were buggin'- "can't sleep, can't eat".
Uykusuzdun ve çok yorgundun.
Homo-cide is buggin'. Word up.
Katilimiz bir de yalan söylüyor.
You buggin'?
Çıldırdın mı?
Niggas is buggin'.
Zenciler sürünür...
Rita, you buggin'.
Rita, saçmalıyorsun.
You been buggin'me.
Arkamı kolla.
Hey, hey, hey! Don't start buggin'on me.
Hey sakın sorun çıkarma.
You see, she was buggin'me the whole time.
Bütün gün boyunca beni çıldırttı.
Kept buggin'me and buggin'me... until i finally let him do it.
Ben yapmasına izin verene kadar başımın etini yedi.
- You buggin`.
- Dalga geçiyorsun.
Oh, Come on, LV, love, whatever it is that's buggin'ya, just let it stop, eh?
Hadi ama LV, canını sıkan her neyse, ona bir ara ver, olmaz mı?
The boy's buggin'here.
Çocuk seni kızdırıyor.
Buggin Out, don't start no shit, all right?
Bu beyaz çocukla işin ne?
Buggin.
Bela arıyorsun yine.
Buggin, what's up?
N'aber?
Buggin'.
Dikkat et.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]