Bureaucracy translate Turkish
355 parallel translation
Fight the bureaucracy.
Bürokrasiyle savaş.
Even here one man can make a bureaucracy with his mouth!
Burada bile bürokrasi işliyor!
He really hated bureaucracy.
Bürokrasiden hiç mi hiç hoşlanmazdı.
The idea that he went beyond the scope of his office to facilitate citizens'desires, and actually made the park himself, is nonsensical to those who understand our bureaucracy.
Vatandaşların isteklerini yerine getirmek için görevinin gereklerinin ötesine geçmesi ve parkı kendi çabasıyla inşa ettirmesi bürokrasimizin işleyişini bilenler için anlamsız bir düşüncedir.
There's a lot of bureaucracy still, you know?
Bürokrasi hâlâ çok ağır işliyor.
An alien creature molded by bureaucracy.
Bürokrasi tarafından şekil verilmiş, bir uzaylı yaratık.
I can do that, of course, but you know how bureaucracy can be.
Yapabilirim elbette, ama resmi evrak işlerini bilirsin.
It oscillates between a people's democracy and a bureaucracy's dictatorship.
Halk demokrasisi ile bürokratik diktatörlük arasında gider gelir.
Perón was isolated by a servile bureaucracy, who was already making deals with the enemy.
Perón, düşmanla anlaşma yapmış en aşağılık bir bürokrasi tarafından izole edilmişti...
But, you see, after the war, bureaucracy took over.
Ama savaştan sonra bürokrasi işi devraldı.
- is the Vatican bureaucracy!
- Vatikanda bürokrasi var.
We'll have to expand and get bogged down in bureaucracy.
Yakın zamanda işlerimizi büyütmek durumunda kalacağız. Ofiste işler başımızdan aşkın.
He controls information, bureaucracy, finances parties..... uses the Secret Service for his needs has his own newspaper, paid for by the State.
İstihbarat ve bürokrasi kontrolü altında, partileri finanse ediyor. Gizli Servisi ihtiyaçları için kullanıyor. Masrafları devlet tarafından karşılanan kendi gazetesi var.
Company cars reek of bureaucracy.
Şirket arabaları bürokrasi kokuyor.
ENI is no bureaucracy.
ENI bir bürokrasi yeri değildir.
Roman bureaucracy is even more unpredictable than Roman soil.
Romalı'ların bürokrasisi, Roma topraklarından bile karmaşıktır.
His Majesty's Bureaucracy is very slow.
Majestelerinin bürokrasisi çok yavaşmış.
Can you imagine the bureaucracy that entails?
Bir sürü bürokratik engelle uğraşmak mı istiyorsunuz?
Besides, the less developed production of commodities... is represented as well in a concentrated form : the commodity the bureaucracy controls... is the totality of social labor, and what it sells back to society... is mass survival.
bürokrasinin kendine tahsis ettigi mülkiyet, toplam sosyal çalismadir ve topluma sattigi sey ise, o toplumun toptan sagkalimidir.
Those who want to institute a State capitalism as the... property of a totalitarian bureaucracy and not destroy the Councils ;
" Meclisleri yok etmeden totaliter bürokratik bir devlet kapitalizmi kurmaya çalisanlar fazla uzun süre ayakta kalmayacaktir ;
The stalinist epoch... reveals the ultimate reality of the bureaucracy :
Stalin dönemi bürokrasinin nihai islevini ortaya çikarmistir :
Spread out everywhere, bureaucracy should be the invisible class for consciousness, so that all of social life becomes insane.
Varligi her yerde asikar olmasina ragmen, bürokrasi bir sinif olarak görünmez olmak zorundadir. Sonuç olarak tüm sosyal yasam manasizlasir.
The higher we ascend in this bureaucracy of intelligence, the more wondrous are the pates that we encounter.
"Bu bürokraside zihnen ne kadar yükselirsek o kadar sasirtici akilla karsilasiriz."
No bureaucrat can individually maintain his right to power, for to prove he is a socialist proletarian... would be to show himself as the opposite of a bureaucrat ; and to prove he is a bureaucrat is impossible, since the official truth of the bureaucracy is not to be.
Hiçbir bürokrat bireysel olarak yönetimde hak iddia edemez çünkü sosyalist bir proleter oldugunu kanitlamak için, bürokrasinin resmi yöntemi bürokrasinin olmadigini söylediginden bürokrat oldugunu kanitlamasi imkansizken bir bürokratin tam aksi gibi oldugunu göstermesi gerekecektir.
They should be enough, I think, to astonish The bureaucracy of Paris, and bring me to the attention Of the king, himself.
- Kralın dikkatini ve Paris'in bürokratlarını şaşırtmaya yetecek mi
Do you want everything getting getting slow from bureaucracy?
Bıktım artık bu bürokrasi işlerinden.
How can a man as distrustful as you suddenly show such boundless confidence in the post office, the railways, the bureaucracy, and even the police!
Nasıl oluyor da senin kadar şüpheci bir adam birdenbire tüm devlet kurumlarına, bürokrasiye ve hatta polise sonsuz güven beslemeye başlıyor!
How will the Emperor maintain control without the bureaucracy?
Bu bürokrasi olmadan imparator düzeni nasıl sağlar?
A man on death row is in a continuous battle with time and bureaucracy.
Sırası gelen adam prosedür ve zaman arasında sürekli bir mücadele içine girer.
Minister, as you know there's been an outcry this week about the dossierthat the Civil Service bureaucracy has apparently been building up on every citizen in this country.
Bakanım, bildiğiniz gibi Hükümetin ülkedeki vatandaşlar ile ilgili oluşturmakta olduğu proje hakkında bu hafta büyük yaygara koptu.
Now, frankly this Department has got to cut a great swathe through all this stuffy Whitehall bureaucracy.
Pekala beyler, ilk iş olarak bu bakanlığı İngiliz Hükümetini sarmalamış olan bürokrasiden kurtaracağız.
- to used by the Civil Service... - Bureaucracy!
-... ithalat anlaşması yaptığını fark ettim...
Used by the Civil Service bureaucracy.
- Bürokrasi! Kamu hizmeti bürokrasisinde kullanmak üzere.
You simply... You simply can't slim down a giant bureaucracy like this without getting rid of people.
Böyle bir devasa bürokrasiyi insanları işten çıkarmadan yapamıyorsunuz.
You've reduced the Civil Service bureaucracy.
Kamudaki bürokrasiyi azalttın.
Well, that's bureaucracy for you.
Siz buna bürokrasi diyorsunuz.
A country of enormous social contrasts, where bureaucracy and censorship are omnipresent, where the authorities stifle human rights.
Müthiş toplumsal zıtlıkların yaşandığı bürokrasi ve sansürün hiç eksik olmadığı egemen güçlerin insan haklarını hiçe saydığı bir ülke.
Intolerable delays, bureaucracy at its worst.
En kötü ihtimalle bitmek bilmeyen gecikmeler, bürokratik engeller.
I especially liked what you said about the bureaucracy and how it was up to them to keep the ball rolling.
Özellikle bürokrasi ve çarkın dönmesini sağlamak için onun insanların üstünde oluşu ile ilgili söyledikleriniz hoşuma gitti.
It's the same with every bureaucracy.
Her bürokratik ortamda aynı şey.
The thing got lost in the Luftwaffe bureaucracy.
Luftwaffe bürokrasisi içinde bir şekilde kayboldu.
The bureaucracy drives me crazy too.
Bürokrasi beni de delirtiyor.
And, in this respect, what transpired when the "final solution" was... adopted, or, to be more precise, when the bureaucracy moved into it, was a turning point in history.
Bu olayda "Nihai Çözüm" benimsendiğinde bunun ortaya çıkmasını sağlayan ya da daha açık konuşmak gerekirse işe bürokrasi karıştığı zaman bu, tarihte bir dönüm noktasıydı.
I know this seems like annoying bureaucracy, but we have to send a missing person's report to the police.
Biliyorum, bunlar sıkıcı bürokratik işlemler, ama... kayıp kişileri polise bildirmek zorundayız.
Night Talk will not be broadcast nationally tonight... due to the usual corporate, big business, inefficiency, sloppiness and bureaucracy.
Gece Sohbeti bu gece ulusal yayına geçmiyor. Büyük şirketlerin her zaman olduğu gibi yetersizlikleri dağınıklıkları ve bürokrasileri işte. "Programlamada" problem yaşanmış.
I'm afraid the truth is you got lost in the bureaucracy.
Korkarım ki, siz sadece bürokraside kayboldunuz.
Bloody bureaucracy.
Lanet olası bürokrasi.
Any bureaucracy that functions in secret inevitably lends itself to corruption.
Gizlilikle yürütülen tüm bürokrasiler bozulmaya mahkûmdurlar.
The usual... bureaucracy.
Bu normal... bürokrasi
that they had to get rid itself of the paper, already it had much bureaucracy.
Herkese uğradı.
Totalitarian bureaucracy is not...
Bruno Rizzi'nin bakisina göre, totaliter bürokrasi "tarihteki son mal sahibi sinif" degildi ;