Burning the midnight oil translate Turkish
88 parallel translation
- Burning the midnight oil.
- Geceyarısı yağını yakıyor.
Burning the midnight oil?
Yine geceni gündüzüne mi kattın?
We'll all be burning the midnight oil on this one.
Gece yarısı yağını da yakacağız.
Burning the midnight oil?
Bu saate çalışıyor musun?
Always burning the midnight oil, as they say. Jesus Christ.
Bakıyorum uyku tutmamış!
He figures I'm burning the midnight oil.
O da benim gece yarısına kadar çalıştığımı düşünüyor.
Roz and I have a very important breakfast meeting with a potential employer tomorrow, and I can't be burning the midnight oil like you, Dad.
Yarın sabah, Roz'la birlikte bir iş görüşmesine gideceğiz. Ben senin gibi bütün gece uyanık kalamam.
Burning the midnight oil.
Geç vakte kadar çalışmak.
Burning the midnight oil?
Gece yarısına kaldınız demek?
She and Brad had been burning the midnight oil on the annual report. - Brad?
O ve Brad yıllık raporu çıkarmak için geç saatlere kadar çalıştılar.
Just burning the midnight oil.
Sadece gece yarısı çalışması.
Burning the midnight oil?
Geç saatlere kadar çalışıyor musun? Ne işin var burada?
Burning the midnight oil.
Geceyarısı yağ yakıyorsun.
Burning the midnight oil?
- Geç vakte kadar çalışıyor musun?
Hey, I brought you some coffee since you're burning the midnight oil and a turkey sandwich.
Sana biraz kahve getirdim. Bir de hindili sandviç.
- Lizzie, burning the midnight oil?
- Geç vakte dek mi çalışıyorsun, Lizzie?
Were you burning the midnight oil last night too?
Sen de mi dün akşam çok geç yattın?
Burning the midnight oil?
Gece yarısının zevkini mi çıkarıyorsun?
It's all about doing your homework, researching every aspect of the law, burning the midnight oil... you have to be prepared for anything.
Bunların hepsi ev ödevinizi yapmanızla, kanunu her yönden araştırmakla, gece geç saatlere kadar çalışmakla alakalı- - herşeye hazırlıklı olmalısınız.
Burning the midnight oil, Lieutenant?
Gece yarısına kadar çalışıyor musunuz, Teğmen?
And with you burning the midnight oil as much as you have.
ve sen de elindeki bütün gece yarısı yağını yakarken.
You are burning the midnight oil again.
Gene gece yarısı ışık yakıyorsun.
Burning the midnight oil?
Geç saatlere kadar çalışıyor musun?
"Sleeping bag in the super posh office, burning the midnight oil every day."
"Süper lüks ofisteki uyku tulumu, her gün gece yarısını yakan yağdır"
Burning the midnight oil, killer?
Geç saate kadar mı çalışıyorsun, Katil?
Burning the midnight oil is not good for your skin.
Fazla mesai cilde iyi gelmez.
Would have to begin with a three and a zero- - Cut down the number of bills to a manageable size It was a matter of burning the midnight oil
Sanıyoruz ki banknotun seri numarasını alıp radyo programında söylenen çekiliş numarasından çıkarıyorlardı.
So, burning the midnight oil.
- Demek geceleyin çalıştın.
I hope you two don't mind burning the midnight oil.
Umarım, ikiniz sabahlamayı dert etmezsiniz.
Whoa! Burning the midnight oil, are you?
Gece yarısı bu oyukta sıkıldın, değil mi?
Still burning the midnight oil, Bennett?
Bu geç saatte hala çalışıyor musun Bennett?
I've been burning the midnight oil, and my work speaks for itself.
Gece geç saatlere kadar çalışıyorum ve eğer bana sorarsan, işim için kelimelere ihtiyacım yok.
Burning the midnight oil?
Geceliyor musun?
- Burning the midnight oil?
- Geceyi gündüze mi katıyorsun?
I knew I wasn't the only one burning the midnight oil.
Gece geç saatlere kadar çalışanın bir tek ben olmadığımı biliyordum.
For burning the midnight oil?
Geç saatlere kadar çalışmanın.
Burning the midnight oil, Doc?
Geç saatlere kadar mı çalışıyorsunuz, Doktor?
I see you're burning the midnight oil too.
Senin de gece yarısı enerjisi harcadığını görüyorum. Ben acıktım.
Burning the midnight oil, trying to put the Bass Industries deal back together?
Gece yarısı ateşini yakmak Bass Endüstri'yi biraraya getirecek mi?
You burning the midnight oil?
Geceleri de mi çalışıyorsun?
You're burning the midnight oil.
Gece gece çalışıyorsun.
Yeah, well, I felt I wasn't really pulling my weight, so I've been burning the midnight oil and went through my old law textbooks.
- Evet, işimin hakkını veremiyorum gibi geldi, gece yarısı biraz çalıştım hukuk kitaplarıma bir göz attım.
Oh. Burning the midnight oil, huh?
Gece aldığın yağları mı yakıyorsun?
You're burning the midnight oil, Agent Moretti.
Gecenin bu vakti karınca gibisiniz Ajan Moretti.
Detectives burning the midnight oil, searching for the killers?
Dedektifler gece yarılarına kadar çalışıp katilleri mi arayacak?
I thought I was the one supposed to be burning the midnight oil.
Mesai yapması gerekenin ben olduğumu sanıyordum.
Burning the midnight oil?
Gece yarısı muhabbeti mi?
Burning the midnight oil?
Geceyarısı yağı yanıyor mu?
Burning the midnight oil, Mr Smith? Hey, now don't forget to sign in.
Geç saate kadar mı çalışıyorsunuz Bay Simith?
Still burning in the midnight oil?
Hâlâ geceyi gündüze katıyor musun? Uzun saatler çalışıyor musun?
♪ my stomach aches, try to concentrate ♪ I saw you burning the midnight oil.
Gece yarısı şiftine kaldığını gördüm.