But i'm not going anywhere translate Turkish
109 parallel translation
But I'm the only one who can pilot this vessel and we're not going anywhere till someone goes up on that roof.
Ama bu aracı yönlendirebilecek tek kişi benim ve birisi çatıya çıkana dek bir yere gitmiyoruz.
But I'm not going anywhere until I find out where the hell you came from.
Ne cehennemden geldiğini söyleyene dek hiç bir yere gitmeyeceğim.
Oh, but I'm not going anywhere, Xena.
Oh, ama hiçbir yere gitmiyorum, Zeyna.
But I'm not going anywhere.
Belki bir kaç dal cigara.
I'll give you a loan, but I'm not going anywhere. Come on.
Sana borç veririm, ama hiçbir yere gitmem.
Be rude, but I'm not going anywhere until I know you're safe.
İstediğin kadar kaba ol, sen güvende olana dek bir yere gitmiyorum.
But I'm not going anywhere.
Ama ben bir yere gitmiyorum.
Because if he's not circumcised, I'm sorry, but I'm not going anywhere near him.
Çünkü değilse, üzgünüm ama... -... yanına bile yaklaşmam.
But I'm not going anywhere tonight
Ama bu gece bir yere gitmiyorum.
But I'm not going anywhere.
Ama ben hiçbir yere gitmiyorum.
But, um, I'm not going anywhere, Peyton.
Ama ben hiçbir yere gitmiyorum, Peyton.
But I'm here now. And I'm not going anywhere until I know you're all right.
Ama şimdi buradayım ve seni iyileştirinceye kadar hiçbir yere gitmeyeceğim.
But I promise you, for right now, I'm not going anywhere.
Ama sana söz veriyorum şu andan itibaren, hiçbir yere gitmiyorum.
But I got to tell you, I'm not going anywhere.
Ama şunu söylemeliyim ki hiçbir yere gitmiyorum.
You can try pushing me away, but I'm not going anywhere.
Beni istediğin kadar uzak tutmaya çalışabilirsin ama bir yere gitmiyorum.
I'm sorry, but I'm not going anywhere.
- Özür dilerim, hiçbir yere gitmiyorum.
I'm not going anywhere. But we can't stay here.
Yanındayım ama burada kalamayız.
But I'm not going anywhere.
Ben bir yere gitmiyorum ki.
I'm sorry George, but for the moment, we can't afford to lose her. She's not going anywhere.
Üzgünüm George, fakat bir an için bile onu kaybetmeyi göze alamayız.
But I'm here now. And I'm not going anywhere.
Fakat, artık buradayım ve hiç bir yere gitmiyorum.
I'm not going to get anywhere with her. She's got this weird policy. She'll mack with anyone, but the second you try and take it further, she throws the brakes on.
Onunla sonunu getiremeyeceğim, tuhaf bir prensibi var, herkesle öpüşüyor ama daha ileri gitmeye kalktığın an, frenlere asılıyor.
But I'm not going anywhere.
Fakat hiçbir yere gitmiyorum.
Look, I don't know what Jess is trying to pull here, but I'm not going anywhere until I talk to her myself.
Bak, beni neden Jess'ten uzak tutmaya çalıştığını bilmiyorum. Onunla baş başa konuşmadan hiçbir yere gitmiyorum.
But I'm not going anywhere.
Fakat hiçbir yere gitmeyeceğim.
But I'm beginning to wonder. And until I find out, you're not going anywhere.
Hayır, fakat sanırım tahmin edebiliyorum ve ben, kesin olarak öğrenene kadar sen hiç bir yere gitmiyorsun.
I mean, I'm a fairly open-minded guy. But there are things happening here that I can't even begin to explain, and I am not going anywhere until I can.
Yeterince açık fikirli biriyimdir ama burada açıklamaya bile yeltenemediğim bir dizi şeyler oluyor.
- I'm sorry, but he's not going anywhere without my permission, and you won't get that until we talk to Rodney.
- Üzgünüm ama o benim iznim olmadan hiçbir yere gitmiyor ve o izni Rodney'le konuşmadan önce alamayacaksınız.
But you're gonna have to break up with me,'cause I'm not going anywhere.
Ama benden ayrılmak zorunda kalırsın çünkü ben hiçbir yere gitmiyorum.
And I'm sorry that you're humiliated. But I'm not going anywhere.
Ve böyle kötü duruma düşürdüğüm için ama hiçbir yer gitmiyorum.
Our parents may be psycho, but I'm not going anywhere.
Anne ve babamız psikopat olabilir, ama ben hiç bir yere gitmiyorum.
But I'm not going anywhere.
Ama hiçbir yere gitmiyorum.
But, uh, I hate to tell you... I'm not going anywhere with you.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama seninle hiçbir yere gelmiyorum.
Many thanks for the beautiful young face and the wonderful spells, but I'm not going anywhere with you.
Genç ve güzel yüzüm için çok teşekkürler. Tabii harika büyüler için de ama seninle hiçbir yere gelmeyeceğim.
I'm sorry, John, but I'm afraid I'm not going anywhere tonight or any night.
Üzgünüm John ama korkarım ki ne bu gece ne de başka bir gece hiçbir yere gitmeyeceğim.
Yeah, and I thought about them, I really did. But I'm not going anywhere.
Evet, üzerine biraz kafa yordum gerçekten ama bir yere gittiğim filan yok.
Well, I'm sorry, but it isn't gonna be that easy because we're not going anywhere.
Üzgünüm ama bu kadar kolay olmayacak. Çünkü hiçbir yere gitmiyoruz.
But it doesn't matter,'cause I'm not going anywhere.
Fark etmez çünkü hiç bir yere gitmiyorum.
But this is my house, and I'm not going anywhere.
Ama burası benim ve hiçbir yere gitmiyorum.
But I'm not going anywhere until I know Earth is safe from the darkness.
Ama dünya karanlıktan kurtulmadan hiçbir yere gitmiyorum.
I appreciate the offer, but I'm not going anywhere. - Lumen, it's getting dangerous.
Teklifin için sağ ol ama bir yere gitmiyorum.
I'm sorry to cramp your style, but I'm not going anywhere... Friend.
Tarzını bozduğum için kusura bakma, ama hiçbir yere gittiğim yok benim arkadaşım.
Dimple, shoot me if you have to, but I'm not going anywhere.
Dimple, eğer istersen vur beni, ama seninle gelmiyorum.
You may have been able to bully three wives out of your life, but I'm not going anywhere.
Zorbalıkla üç karını kaçırmış olabilirsin ama ben bir yere gitmiyorum.
Well, look, that's very generous of you, mom, but you're not going anywhere and I'm guessing when the time does come, I'll be buried next to Molly.
Şey, gerçekten çok cömertsin anne ama senin bir yere gittiğin yok. Zamanı geldiğinde, Molly'nin yanına gömülmek istiyorum ben.
But I'm not going anywhere.
Ama bir yere gittiğim yok.
But I'm not going anywhere!
Ama ben hiçbir yere gitmiyorum.
I'm not going anywhere until Charlie's alter ego, who everyone seems to know about but me, explains what's going on here.
Görünüşe göre ben hariç herkesin bildiği Charlie'nin ikinci kişiliği burada neler olduğunu açıklamadan hiçbir yere gitmiyorum.
But today it doesn't matter, because today I'm not going anywhere.
Ama bugün önemi yok çünkü bugün hiçbir yere gitmiyorum.
But I'm not going anywhere, Sam.
Ama ben hiçbir yere gitmiyorum, Sam.
Hey, so maybe I'm not real. But I'm not going anywhere, Sam.
Belki ben gerçek değilim ama hiçbir yere gitmiyorum Sam.
I'm not going anywhere, but you and your family, you guys are going back to Lebanon.
Benim bir yere gittiğim yok. Ama sen, ailenle birlikte Lübnan'a döneceksin.