English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / But i can't do this anymore

But i can't do this anymore translate Turkish

42 parallel translation
I'm sorry I won't be able to do this work for you anymore. But I know someone who can.
Üzgünüm ama bu işi yapamam ancak yapacak birilerini biliyorum.
I know I don't have much influence with you anymore since you got a girlfriend. But damn it, Philo, you can't do this!
Bak, bir kız arkadaşın olduğundan beri üzerinde etkim olmadığını biliyorum.
I'm sorry, but we can't do this anymore.
Üzgünüm, ama bunu daha fazla yapamayız.
You saw that I tried, but I just can't do this anymore.
Denediğimi gördün ama buna daha fazla katlanamam.
I love him like a brother but I can't do this anymore.
Onu kardeşim gibi seviyorum ama bunu daha fazla yapamam. Çok zor geliyor.
The clothes and everything... but it's not real. I can't do this anymore.
Elbiseler falan. Ama gerçek degil. Artık buna devam edemem.
I've been trying to get okay with this, but I can't do it alone anymore.
Bu durumu kabullenmeye çalışıyordum. Ama artık yalnız yapamıyorum.
Sorry, folks but I just can't do this song anymore unless she's gonna marry me.
Üzgünüm millet ama benimle evlenmezse bu şarkıyı söyleyemem artık.
But I just can't do this anymore.
Ama bunu daha fazla yapamam.
I'm really trying hard to be honest about all this right now, but sometimes, for you, it's just never enough, okay? And I can't take it anymore. Do not turn it around.
Şu anda sana karşı çok dürüst olmaya çalışıyorum, ama bazen senin için,... hiçbir şey yeterli olmuyor, tamam mı?
I can't do this anymore. But before I go, I need a favor.
Artık böyle devam edemem ama gitmeden önce senden bir iyilik istiyorum.
BUT I JUST CAN'T DO THIS ANYMORE.
Ama ben buna daha fazla katlanamayacağım.
I know, I know, but what can I do? I can't do this anymore, and I have to break up with her.
Kötülük yerine iyilik için kullanmaya çalışacağım.
It's nobody's fault, but I can't do this anymore.
Bu kimsenin suçu değil, ama bunu tekrar yaşayamam.
But I can't keep watching you do this to yourself, Not anymore.
Ama artık kendine yaptığın şeyleri izleyemem, daha fazla.
But now, enough is enough, I can't do this anymore.
Ama şimdi, yeter artık yeter, daha fazla olmaz.
He is such a fucking good man, but I can't do this anymore.
Öyle iyi bir adam ki. Artık bunu beceremiyorum.
Ben, I'm really sorry, but I can't do this anymore. "I've got the check."
Ben çok üzgünüm ama yapamam
" but I can't do this anymore.
" ama artık bunu sürdüremem.
- No. But I can't do this anymore.
Bunu daha fazla sürdüremem.
Okay, well, then I'm sorry, Patrick, but I don't think I can do this anymore.
Tamam, o zaman üzgünüm Patrick. Bu şekilde devam edemem.
I don't know how you do it, but I can't be this stupid anymore.
Bunu nasıl yaptın bilmiyorum ama, artık bu aptal olmayacağım.
I have no regrets, but you could only do... y'know, this much and now you can't do it anymore so you should just say the words and we'll move on.
Hiçbir pişmanlığım yok ama sen sadece... Bu kadarını biliyorsun ve artık yapamıyorsun Sözleri söyle ve ayrılalım.
But I can't do this anymore.
Buna daha fazla katlanamıyorum ama.
But I can't do this anymore.
Ama artık devam edemeyeceğim.
I really love you, but I can't do this anymore.
Seni gerçekten çok seviyorum, ama yapamıyorum bunu artık.
I really love you, but I can't do this anymore.
Seni gerçekten seviyorum ama artık bunu yapamam.
I really love you, but I can't do this anymore.
Seni gerçekten seviyorum ama bunu yapamam artık.
But I can't do this anymore.
Ama artık bunu yapamam.
I know what you said, but I don't know if I can do this anymore.
Ne dediğini duydum ama bundan sonra devam ettirebilir miyim bilmiyorum.
Um, I'm sorry to do this, but I can't take piano lessons from you anymore.
Bunu yaptığım için üzgünüm ama sizden artık piyano dersleri alamam.
I'm gonna call James, and I'm gonna tell him that I love him... But I can't do this anymore.
James'i arayıp onu sevdiğimi ama artık birlikte olamayacağımızı söyleyeceğim.
But i can't do this anymore, not if you're acting like this.
Ama bunu yapmaya devam edemem. Sen böyle davranırken olmaz.
Kate, I'm really trying to give you all of my love, but you know I can't, I can't do this anymore, okay?
Sana sevgimi vermeyi gerçekten denedim. Ama olmaz, artık bunu yapamam. - Cameron...
Yeah, but Doug, I can't- - I can't do shit like this anymore.
Evet ama Doug artık böyle saçmalıklarla uğraşamam.
You know I love you, but I can't do this anymore.
Seni sevdiğimi biliyorsun ama daha fazla yapamayacağım.
I'm not proud of it, but I just can't do this anymore.
Gurur duyuyor değilim ama bunu artık yapamayacağım.
I-I-I don't know, but I can't do this anymore, because I am tired and scared.
Bilmiyorum ama bunu devam ettiremem. Artık yoruldum ve korkuyorum.
I don't hate you, but you did this, and you can try to get out of it, but what you can't do anymore is deny you did it.
- Senden nefret falan etmiyorum, ama bunu sen yaptın, bundan kurtulmaya çalışan da sen olacaksın. - Yapamayacağın şey, inkâr etmeyi sürdürmek.
But I can't do this anymore.
Ama bunu devam ettiremem.
Steering me away from the curb of the sidewalk and seeing you solve math problems with a lead pencil was cute and all and all of that is fine and dandy, but... but I can't do this anymore.
Kaldırımın iç kısmından beni yürütmeniz de o matematik sorularını çözmeniz de tatlıydı. Hepsi güzel olsa da artık bunu yapabileceğimi sanmıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]