Cabby translate Turkish
88 parallel translation
Cabby!
Taksi!
- What cabby says is correct, Officer.
- Taksicinin dediği doğrudur, memur bey.
Cabby!
Arabacı!
Eden Gardens, cabby.
Eden Gardens'a çek faytoncu.
Victoria, cabby.
Victoria, arabacı.
Hey, cabby!
Taksi!
LOOK WHAT SHE DONE TO THAT BARROW BOY AND THE CABBY AND THE JUNK MAN.
İşportacı, taksici ve o eskiciye yaptıklarına bir baksanıza.
Cabby, Reform Club.
Taksi, Reform Kulübü'ne.
And I took a cabby.
Bir taksici alabilir.
Cabby.
Taksi.
Remember the shot of the cabby who turned the money in? .
Parayı iade eden taksi şoförünü hatırlıyor musun?
There's a cabby here. He says you owe him two and six.
- İki sterlin altı peni taksi borcunuz varmış.
All right, cabby, Scotland Yard.
Polis Merkezine sür.
And I say to the cabby, "Take me to the middle of the George Washington Bridge."
Ve taksiciye : "Beni George Washington Köprüsü'nün ortasına götür." dedim.
Cabby! The railway station, quickly.
Çabuk, tren istasyonuna.
Cabby, we're going on.
Taksi, gidiyoruz.
I say, cabby!
Hey, taksi!
I got a blow by low description from the cabby... ahhh...
Taksici harfi harfine tarif etti.
Pull in here, cabby.
Burdan çekin cabby.
You ´ re the cabby?
Şoför sen misin?
- Cabby!
Arabacı!
No, I'm wearing this towel because I wanna get a job as a New York City cabby.
Hayır, bu havluyu takıyorum çünkü New York Şehri taksilerinden iş almak istiyorum.
It'll be interesting to see how a cabby from Brooklyn feels about moving to Paris.
Sadece Brooklyn'li bir taksi şoförünün Paris'e taşınmaya nasıI bakacağını görmek ilginç olacak, hepsi bu.
I don't know if it's just a coincidence but an inspector was killed by a cabby who was off the metre.
Sadece tesadüf mü bilmiyorum ama taksimetreyi açmayan bir taksici bir polisi öldürmüş.
Classic cabby move.
Klasik taksi şoförü hareketi.
Well, there's a Cabby. The small and annoying.
İşte Geveze, Kücük ve Bunaltıcı.
Having a cabby as dad's OK, isn't it?
Babasının şoför olması uygun değil mi?
Is this the cabby?
- Taksi şoförü mü? - Evet. Yakın menzilden kafasından vurulmuş.
Cabby probably heard his description on the radio. - Dr. Greene?
Şoför telsizden tarifi falan duymuş olmalı.
I will always remember late nights in Cabby -
Cabby'deki geceleri daima hatırlayacağım.
Cabby, I need to get to JFK in 15 minutes.
Taksi, 15 dakika içine havaalanında olmam gerek.
Hand it over, cabby!
Geri ver onu taksici!
- What do you want, cabby?
- Ne istiyorsun taksici?
CABBY!
CABBY!
- Cabby and Rodo already...
- Cabby ve Rodo...
Cabby, Rodo, shut everything down!
Cabby, Rodo, her şeyi kapatın!
- Cabby!
- Cabby!
And I'm going to program them all to be your friends, like Cabby and Rodo.
Ve hepsini de senin arkadaşın olmak üzere programlayacağım, tıpkı Cabby ve Rodo gibi.
Cabby!
Cabby!
- Come on, CABBY!
- Haydi, CABBY!
You're a cabby.
Sen taksi şoförüsün.
Cabby drove around all night, killed three people, then put the gun to his head.
Taksici bütün gece gezinmiş, üç kişiyi öldürmüş, sonra da silahı beynine dayamış.
Cabby had no criminal record, no history of mental illness.
Taksicinin sabıkası yokmuş, akıl hastalığı geçirmemiş.
Been invited to a wedding, not to be a cabby.
Ben düğün davet edildim. Şoförlük yapmaya değil.
I was in a hurry, so I told the cabby to go through the park.
Acelem vardı, bu yüzden taksiciye parkın içinden geçeceğimi söyledim.
Go grab the bags before the cabby gets'em.
Taksici yüklenmeden, çantaları al.
Cabby?
Arabacı?
Give this to that neurotic cabby.
Bunu o sinir hastası taksiciye ver.
Spank wasn't there when the cabby got rolled.
Spank taksi şoförünü soymadı.
CABBY.
CABBY.
Nothing, your cabby split.
Hiçbir şey.