English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Calcutta

Calcutta translate Turkish

347 parallel translation
Just came in form Calcutta.
Sadece, Calcutta'dan geldim.
lve a coal mine near Calcutta.
Kalküta yakınlarında bir kömür madenim var.
I remember an incident in Calcutta...
Kalküta'daki bir olayı hatırlıyorum da...
He should buy you rubies and a villa in Calcutta overlooking the Ganges.
Sana yakutlar ve Kalküta'da Ganj nehrine bakan bir villa satın almalı.
Look, I ordered it myself from Calcutta.
Bak, onu Calcutta'dan kendim sipariş ettim.
To Calcutta
Kalküta'ya
Lived in Calcutta for a long time.
Uzun bir süre Calcutta'da yaşadı.
Calcutta?
Kalküta mı?
You did not have to go begging for food on the streets of Calcutta.
CaIcutta sokakIarında yemek diIenmedin.
I'll evacuate him to Calcutta tomorrow.
Yarın Calcutta'ya tahliye ettiririm.
Last time I heard, he was in Madrid. - I thought he was in Calcutta.
- Calcutta'da olduğunu sanıyordum.
Oh, I have a cousin that also grew up in Calcutta.
Benim de Kalküta'da büyüyen bir kuzenim var.
In Calcutta?
Calcutta'da mı?
I must go and study in Calcutta
Calcutta'ya gitmeli ve okumalıyım.
All right, you can go to Calcutta, but you must think things over first
Tamam, Calcutta'ya da gidebilirsin. Ama daha önce düşünmen gereken şeyşler var.
See where Calcutta is?
Calcutta'nın nerede olduğuna bak?
What have you seen in Calcutta?
Calcutta'da neler gördün?
If I don't stay in Calcutta, my studies will suffer
Calcutta'da kalmazsam derslerim çok kötü olacak.
- Why Calcutta?
- Niye Calcutta?
I'll take care of that in Calcutta, at Kalighat
Annemin yasını Calcutta'da, Kalighat'ta tutacağım.
He can't possibly get from Bombay to Calcutta in time for his connection.
Muhtemelen aktarma için Bombay'dan Kalküta'ya zamanında gidemeyecek.
Here's the list of the gear we'll need on our journey to Calcutta.
Kalküta'ya yolculuğumuz için ihtiyaç duyacağımız şeylerin listesi
The fact remains that you sell tickets from Bombay to Calcutta!
Ama şu var ki, siz Bombay'dan Kalküta'ya bilet sattınız.
A steamer leaves Calcutta at noon on the 25th for Hong Kong.
Öğlen Kalküta'dan Hong Kong'a ayın 25'inde varmak üzere vapur kalkıyor.
You didn't do so well in Calcutta, according to you.
Aynı şeyi Kalküta'da yapamadın ama.
The airliner was on a routine flight from Calcutta to Paris.
Yolcu uçağı tarifeli Kalküta - Paris seferini yapmaktaydı.
Calcutta, India.
Kalküta, Hindistan.
Hey, welcome to the Black Hole of Calcutta.
Kalküta'nın Kara Deliği'ne hoş geldin.
I've been searching north Calcutta for you since four o'clock
Saat dörtten beri seni bulmak için Kuzey Calcutta'yı araştırıyorum.
Who took you in hand in Calcutta?
Seni Calcutta'da kim kolladı?
He lives in Calcutta
Calcutta'da yaşıyor.
Are you going to Calcutta?
Calcutta'ya mı gidiyorsun?
They said that I ruined their Calcutta, and they'll tell all the other country clubs.
Calcutta'da onlara zarar verdiğimi ve öteki sosyal klüplere de anlatacaklarını söylediler.
We wouldn't be here if you hadn't sent us on this sightseeing tour... and run us out of coal.
Bizi bu gezintiye çıkartmasaydın biz burada omayacaktık kömrümüz de bitmezdi. Ya yine bir Calcutta rezaleti yaşarsam?
What if I ruin another Calcutta?
- Calcutta mı?
I was in Calcutta when it happened... and have only now been able to seek a replacement.
Olay olduğunda Kalküta'daydım... ancak şimdi gelip yeni birini yerleştirme fırsatım oldu.
One child from Calcutta is now a resident here in the Indian Embassy.
Calcutta'lı bir çocuk, şu anda Hindistan Konsolosluğu'nda bulunuyor.
Calcutta lies at the mouth...
Calcutta, Ganj Nehri'nin...
Calcutta lies at the mouth of River Ganges.
Calcutta, Ganj Nehri'nin başladığı yerde bulunur.
Couldn't you have found a more obvious place in Calcutta... like a public comfort station?
Calcutta'da, umumi tuvalet gibi mesela daha meydanda bir yer bulamadın mı?
He's in Calcutta now.
Şu an Kalküta'da.
Do you know, in Calcutta... somebody dies of starvation every eight minutes?
Biliyor musun, Kalküta'da her sekiz dakikada bir insan açlık nedeniyle ölüyormuş.
It's like the Black Hole of Calcutta in here.
Zifiri karanlık yahu burası.
There are young men in Calcutta who suddenly decide to devote their lives to the worship of the sun.
Calcutta da genç adamlar vardı aniden hayatlarını güneş'e adamaya karar verdiler
Calcutta to Rome
Roma benim evimdir,
Oh! Calcutta!
Calcutta!
Did you ever hear of "Old Calcutta"?
"Calcutta" yı duymuş muydunuz?
In Calcutta they were together.
Kalküta'da birlikteydiler.
Central Calcutta.
Orta Kalküta.
Sent to Calcutta in disgrace.
Utanç içinde Kalküta'ya gönderildi.
- Calcutta?
- Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]