Can i just say one thing translate Turkish
58 parallel translation
- Can I just say one thing?
- Bir şey diyebilir miyim?
Can I just say one thing?
Bir tek şey söyleyebilir miyim?
Look, can I just say one thing?
Bir şey söyleyebilir miyim?
- Can I just say one thing?
- Sadece bir tek şey söyleyebilir miyim?
Can I just say one thing?
Bir şey söyleyebilir miyim?
Can I just say one thing, Debra?
Sadece bir şey söyleyebilir miyim Debra?
Can I just say one thing?
Sadece tek birşey söyleyebilir miyim?
Gaby, can I just say one thing?
Gaby, birşey söyleyebilir miyim?
- Can I just say one thing?
- Bir şey söyleyebilir miyim?
Can I just say one thing?
Sadece bir şey söyleyebilir miyim?
Okay, can i just say one thing here?
Bakın, bir şey daha söyleyebilir miyim?
But can I just say one thing, though?
Şunu aklından çıkarma.
Can I just say one thing?
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Can I just say one thing real quick?
Gerçekten önemli bir şey söyleyebilir miyim?
- Can I just say one thing?
- Bir şey söyleyebilir miyim? - Hayır.
- Uh, can I just say one thing?
- Bir şey söyleyebilir miyim?
No, I know. But can I just say one thing?
Ama bir şey diyebilir miyim?
Can I just say one thing?
Tek bir şey söyleyebilir miyim?
Can I just say one thing and then I'll shut up?
- Tek bir şey söyleyebilir miyim?
Can I just say one thing?
Bir şey söylebilir miyim?
Can I just say one thing here? I know I don't know too much about troubles, But solving them usually doesn't involve
Sorunlar hakkında fazla bir şey bilmediğimi biliyorum ama genelde çözümleri kazdığın kuyuya düşmek olmuyordu.
Can I just say one thing, before we get into all - the beating to death?
Öldüresiye dövülmeden önce bir şey söyleyebilir miyim?
So, before you shoot me, can I just say one thing?
Bana ateş etmeden önce, bir şey söyleyebilir miyim?
Can I just say one thing about that Sermon on the Mount we had to sit through?
Oturup dinlemek zorunda kaldığımız hutbeyle ilgili tek bir şey söyleyebilir miyim?
Look, before we do this, can I just say one thing?
Konuşmadan önce bir şey diyebilir miyim?
Look, can I just say one thing?
- Bir şey söyleyebilir miyim?
Can I say just one thing to you?
Sana sadece tek bir şey söyleyebilir miyim?
I mean, who's to say that just because you're one thing that you can't be another. Am I right?
Demek istediğim, Biri sadece söyler çünkü sırf bir şeydir, başka bir şey olamaz.
Fine, but can I say just one more thing?
Peki ama bir şey daha söyleyebilir miyim?
Can I just say one more thing?
Tek bir şey diyeceğim.
I swear, sometimes I think he lies in bed at night just figuring out the one thing that he can say that hurts the most.
Bir insanı en çok üzecek şeyin ne olduğunu bulmaya çalışarak, geceleri, yatağında geçirdiğine yemin ederim.
- Can I just say one more thing? - What?
- Bir şey daha söyleyebilir miyim?
Wait, can I. can I just say one more thing?
Acaba bir şey daha söyleyebilir miyim?
Dennis, can I just say one last thing about Mars... which may be strange coming from a science fiction writer... but, right now, you and me, here... put together entirely from atoms... that have been part of millions of other organisms before they became us... sitting on this round rock with a core of liquid iron... held down by this force, that so troubles you, called gravity... all the while spinning around the sun at 67,000 miles an hour... and whizzing through the Milky Way at 600,000 miles an hour... in a universe that very well may be chasing its own tail at the speed of light.
Mars hakkında son bir şey söyleyebilir miyim? Tabii bunu bir bilim kurgu yazarının söylemesi sana tuhaf gelebilir. Ama şu anda, sen ve ben, burada tamamen farklı atomlardan oluşmuş bir halde ki bu atomlar bizi oluşturmadan önce milyonlarca başka organizmayı oluşturuyordu.
Mr. Bank, can I just say one more thing?
Bay Bank, bir şey daha diyebilir miyim?
Just... can I say one more thing?
Sadece, bir şey daha söyleyebilir miyim?
- Can I just say one more thing...
Duydum seni, evet...
All I'm saying, you can't say there's No such thing as psychics just'cause you've never met one.
Demek istediğim, daha önce hiç görmediğin için medyum diye bir şey yoktur diyemezsin.
- Can I just say one more thing?
- Ben bir şey daha söyleyebilir miyim?
I just hope one day you can say the same thing to me.
Sadece bir gün, sizin de benim için aynı şeyi söyleyebileceğinizi umuyorum.
Can I just say one more thing?
Birşey daya söyleyebilir miyim?
Can't I just say one thing to my sister?
Ablama bir şey söyleyebilir miyim?
And let me just say, I can tell you one thing that isn't wonky.
Ve söylemeliyim ki, pörtlek gözlü değil.
Can I just say one little thing?
- Bir şey diyebilir miyim? - Tabii.
Can I say just one last thing?
Son bir şey söyleyebilir miyim?
Can I just say one more thing?
- Bir şey daha söyleyebilir miyim?
- I don't... - Can I just say one more thing?
Bir şey daha söyleyebilir miyim?
Um, Emily, can I please just say one thing?
Emily, tek bir şey diyebilir miyim?
It'd be one thing if they said, "Look, we know the number of telephones we're spying on, we don't know exactly how many real people that corresponds to." but they just came back and said, "We can't give you a number at all." That's pretty--I mean, that's scary, is what it is.
"Dinlediğimiz telefon sayısını biliyoruz, ama kaç kişiye tekabül ettiğini bilemeyiz." deseler anlarım, ama yanıtlarda hiç bir zaman sayı vermiyorlar.
Can I say just one more thing?
Ben bir sey daha diyebilir miyim?
Can I just say one thing?
- Bir şey söyleyebilir miyim?