Can i talk to you translate Turkish
6,008 parallel translation
Can I talk to you, Pops?
Özel konuşabilir miyiz, baba?
Can I talk to you?
- Konuşabilir miyiz?
- Can I talk to you?
Sizinle konuşabilir miyiz?
Val, can I talk to you?
- Val, konuşabilir miyiz?
Er... can I talk to you?
Şey... Seninle konuşabilir miyim?
Hey, Brick, can I talk to you for a minute?
Brick seninle bir dakika konuşabilir miyiz?
Can I talk to you a sec?
Seninle biraz konuşabilir miyim?
Can I talk to you after this?
- Toplantıdan sonra konuşabilir miyiz?
Matty, can I talk to you before we go?
Matty, gitmeden önce seninle konuşabilir miyim?
Hey, Joe, can I talk to you for a minute?
Joe, seninle bir dakika konuşabilir miyiz?
Can I talk to you for a second?
Bir saniye konuşabilir miyiz?
- Can I talk to you, then, please?
- O zaman sizinle bir şey konuşabilir miyim?
Hey, so, can I talk to you real quick?
Hızlı bir konuşma yapalım mı?
Jane, can I talk to you for a second? Sure.
- Jane, seninle bir saniye konusabilir miyim?
Can I talk to you for a second?
Bir saniye seninle konuşabilir miyiz?
Harvey, can I talk to you for a minute?
Harvey, seninle konuşabilir miyim?
Can I talk to you, please?
Seninle konuşabilirmiyiz? Lütfen.
- Can I talk to you?
- Konuşabilir miyiz?
- Can I talk to you?
- Seninle konuşabilirmiyim?
Can I talk to you?
Konuşabilir miyiz?
- Can I talk to you for a sec?
- Bir saniye konuşabilir miyiz?
Hey, man, can I talk to you?
Konuşabilir miyiz?
Can I talk to you in the other room?
Diğer odada konuşabilir miyiz?
Can I talk to you for a second?
Seninle biraz konuşabilir miyiz
Lexi, can I talk to you alone?
Lexi, yalnız konuşabilir miyiz?
Can I talk to you a second?
Biraz konuşabilir miyiz?
Louis, can I talk to you for a minute? Of course.
- Louis, biraz konuşabilir miyiz?
Hey, can I talk to you about my thesis?
Merhaba. Tezimle ilgili konuşabilir miyiz?
Louis, can I talk to you for a minute?
Louis, seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Ali, can I talk to you?
Ali, konuşabilir miyiz?
Can I talk to you?
- Sahiden mi?
Can I talk to you?
Seninle konuşabilir miyim?
Listen, can I talk to you just for a second, please?
Bak, biraz konuşabilir miyiz? Lütfen.
So, man, hey, can I talk to you real quick in private?
Seninle özel olarak kısa bir konuşma yapabilir miyiz?
- I know. Can you talk to him, Kalinda, see what you can do?
Kalinda, onunla konuşabilir misin, ne yapabileceğine bir bak.
Call this guy, don't talk to me, Louie'cause I can't hear you.
Ara bu adamı, konuşma Louie seni duyamam.
That's why I can talk to you when I can't talk to Song Yi.
Zaten öyle olduğun için Song Yi'ye bile söyleyemediğim şeyleri sana söylüyorum.
And I want to also talk about how we can use these paintings in the collection, because it might seem to you - " Hang on a minute, we are
Şimdi, bu koleksiyondaki resimlerden nasıl yararlanabileceğinizi konuşalım. Şunu diyebilirsiniz :
Come and sit next to me, the pair of you. I want someone I can talk some sense with.
Gelin ve yanımda oturun.Mantıklı konuşacağım kişiler istiyorum.
Except maybe a situation where I knew what you were saying and I, and I can talk to you and we'd live in the same place.
Dediklerini anladığım, seninle konuşabildiğim aynı yerde yaşadığımız bir durum haricinde belki.
I can't do my job if you won't talk to me.
Eğer benimle konuşmazsan işimi yapamam.
But, dear friends, I hope you realize you can always talk to me.
Fakat sevgili dostlarım, benimle her zaman konuşabileceğinizi biliyorsunuzdur.
We can't talk if I'm not able to see you.
Seni göremezsem konuşamayız.
We can't talk if I'm not able to see you.
Seni göremeyeceksem konuşamayız.
So I could put you in a cell and you can sit there until you decide to talk.
Anlayacağın seni konuşmaya karar verene kadar bir hücreye tıkabilirim.
Hey. I only have a minute, but you know you can talk to me, right?
Bir dakikam var ama benimle konuşabilirsin.
I can't talk to you.
Sizinle konuşamam.
What can I help you with? I wanted to talk to you.
- Seninle konuşmak istemiştim.
I see you are anxious to talk.
- Konuşmak için can atıyorsun.
Can I talk to you outside?
Seninle dışarıda konuşabilir miyiz?
You know, I think I want to talk to your boss, Because you can't treat people like this.
Patronunla görüşmek istiyorum, böyle tehditler savuramazsın.