Can you tell me why translate Turkish
802 parallel translation
Can you tell me why Cora D's going to Steel Harbor?
Cora D neden Steel Harbor'a gidiyor?
Can you tell me why?
Bana nedenini söyler misin?
- Can you tell me why you didn't get married some time ago?
Neden daha önce evlenmediğinizi söyler misiniz?
Can you tell me why you helped him escape?
Söyler misiniz, kaçmasına neden yardım ettiniz?
Can you tell me why you killed those puppies?
Köpek yavrularını niye öldürdüğünü söyler misin?
- Can you tell me why?
- Neden olduğunu bana söyleyebilir misiniz?
Can you tell me why Dr. Janice Lester would agree to this ludicrous exchange?
Dr. Janice Lester neden böyle bir değişim istesin, açıklar mısınız?
Can you tell me why you're here?
Niye geldiğini söyleyebilir misin?
Can you tell me why there is nothing in any of the newspapers... about what is happening here?
Gazeteler burada olanlar hakkında... neden hiçbir şey yazmıyor, söyler misiniz?
- Can you tell me why?
- Söyle bana, neden?
So can you tell me why he feels he's in some sort of danger?
O zaman söyler misin, niye kendini tehlikedeymiş gibi hissediyor?
Before you kill me, can you tell me why... this small house is drawn toward the big one?
Beni öldürmeden önce, söyler misin... Bu klübe nasıl buraya kadar yüzebildi?
So, you can do me a favour - tell me why you were trying to sell Mr Foster's stolen jewellery.
Yani bir iyilik yap da, Bay Foster'ın çalıntı mücevherlerini niye satmaya çalıştığını anlat.
Well, why can't you tell me now?
Neden şimdi anlatamıyorsunuz?
You can tell me what you and your menagerie are doing in my quarters why my effects have been thrown out from what asylum you escaped and how you're here in that comic opera uniform instead of at a fancy-dress ball.
- Evet. Senin ve hayvanlarının odamda ne işiniz var eşyalarım neden dışarıda hangi tımarhaneden kaçtın ve kıyafet balosuna gitmek yerine neden buraya geldin?
Since you can't answer that, tell me why, on the eve of your chance to graduate you become involved in a brawl with a civilian.
Peki o zaman neden mezun olmana ramak kalmışken bir siville kavga ettiğini söyle.
Why don't you tell me where I can reach your people... and I'll try my best?
Neden bana ailelerinizin nerede olduğunu söylemiyorsunuz? Elimden gelen her şeyi yaparım.
Why can't you tell me here?
Neden burada konuşmuyoruz?
Why can't you tell me the truth, that you don't love me anymore?
Neden bana artık beni sevmediğin gerçeğini söyleyemiyorsun?
Now, if you know something, why can't you tell me?
Bildiğin bir şey varsa neden bana söylemiyorsun?
- I can't understand why you didn't tell me.
- Bana neden söylemediğini anlamıyorum.
Can you tell me now - why did you call your son Fredrik?
Şimdi söylesene, neden oğluna Fredrik ismini verdin?
Why can't you just tell me his name?
Onun adını neden bana söylemiyorsun?
- You can't tell me why?
- Sebebini neden söylemiyorsunuz?
Why can't you tell me?
Bana sen niçin söyleyemiyorsun?
Can't you tell me why?
Nedenini söyleyebilir misin?
Can you tell me what we are talking about... and why?
Neden bahsediyoruz ve niçin, söyler misin?
Why can't you tell me?
Neden söyleyemezsin?
Why can't you tell me something more detailed?
Neden bana daha ayrıntılı şeyler anlatmıyorsun?
If you ask me, I can't tell you why.
Sebebini de söyleyemem.
Can you tell me, Gertrud, why did I come back here?
Söylesene, Gertrud, neden döndüm ben?
Why can't you tell me what the secret is?
- Sırrın ne olduğunu bana niye söyleyemiyor sunuz?
Can you tell me, then, why they want to kill me?
Belki o neden öldürülmem gerektiğini söyler.
Can you tell me, Comrade Commissar, why is it so?
Siz söyleyin Komiser Yoldaş hayat neden böyle?
You can tell me why he beat you up.
Sizi niye dövdüğünü söyleyebilirsiniz.
No, don't answer me, I'll tell you why I can't.
Hayır, cevap vermeyin, ben söyleyeyim.
Why don't you marry me, so you can tell me something?
Neden benimle evlenmiyorsun o zaman anlatabilirsin?
Why don't you marry me so you can tell me something?
Neden benimle evlenmiyorsun o zaman anlatabilirsin?
You can tell me why you only brought two chairs.
Bana neden iki sandalye getirdiğini anlatabilirsin.
Then why can't you tell me where you hid the gold?
O zaman, bana altını sakladığınız yeri neden söyleyemiyorsunuz?
Now you can tell me why you ga ve me this dollar.
Bu arada, bu doları bana neden verdin?
Someone told me the reason why you do that is when you meet a chick and you rub up against her, she can't tell you're a cop.
Biri bana dedi ki bunun sebebi bir kıza yanaşıp, sürtündüğünde polis olduğunu anlamasın diyeymiş.
Why don't you just tell me how much, then you can point out all the things...
Önce ne kadar vereceğinizi söyleyin, sonra istediğinizi açıklarsınız...
I don't know why you can't tell me what's wrong with him.
Onun ne sorunu olduğunu bana niye söylemediğini anlamıyorum.
Tell me, Marlowe, why can't you answer one simple question?
Marlowe, bana söylesene, neden basit bir soruya cevap veremiyorsun? Pekâla, iki nedenden dolayı.
What can you tell me about... why you've been sent over here?
Neden buraya gönderildiğiniz hakkında bana neler söyleyebilirsiniz?
I will tell you, Mr. Wang, if you can tell me why one of the most brilliant minds of the century can't say prepositions or articles.
Söylerim Bay Wang, ama önce siz, yüzyïlïn en parlak zekalarïndan birinin neden ismin - i halini bilmedigini söyleyin.
Why didn't you tell me, my dear?
Neden bana söylemedin canım?
My dear, tell me honestly, for the sake of our past, why did you marry that man?
Canım, dürüstçe söyle bana, geçmişimizin hatırına, neden o adamla evlendin?
Can't see a reason why you'd make up lies to tell me. I don't matter anyhow.
Umursamama rağmen... niçin, makyajın konusunda yalan söylediğini anlamıyorum.
Hmm. Why don't you tell me a story that shows how really rotten she can be?
Neden bana onun ne kadar kötü olabileceğini gösteren bir şey anlatmıyorsun?