English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cartilage

Cartilage translate Turkish

271 parallel translation
- Then I'll put back the cartilage until 11 : 00.
- Doğru Rahibe. - O zaman kıkırdağı 11 : 00'da yerine koyarım.
We never... -... bother Miss Cartilage.
- Bayan Cartilage'ı rahatsız etmeyiz.
He wasn't thrown down that lift shaft alive, he was strangled first rather delicately by what's called a single degree of finger pressure on the thyroid cartilage.
Asansör boşluğuna atıldığında canlı değildi. Önce hassas bir şekilde boğulmuş. Tiroit kıkırdağına, tek parmakla basınç uygulayarak.
Single degree pressure on the thyroid cartilage.
Tiroit kıkırdağına parmakla basarak.
That's your articular cartilage, and those are your synovial membranes.
Bu sizin eklem kıkırdağınız, ve bunlar sinovyal membranlar.
The skin at the end of her nose, and in the middle, the bone and cartilage beneath,
Burnunun üstündeki derisi kalktı, sonra kıkırdağıyla kemiği kırıldı.
- Yeah, if you call plastic cartilage in a steel pin all right, it's all right.
Evet, plastik kıkırdak ve bir de çelik vidalı eklem, harika!
You've got two busted ribs. Your cartilage is a mess. Who knows what else is wrong.
İki kaburga kemiğin kırık, kıkırdak doku ise berbat durumda.
Agent Cooper, why don't you tell the psychiatrist about your broken ribs and torn cartilage.
Ajan Cooper kırık kaburgalarını ve yırtık kıkırdaklarını psikiyatra anlatırsın artık.
I have no cartilage in my knee.
Dizimde kıkırdak yok.
Of course my cartilage is wearing out. But my important organs just keep chugging along. It's embarrassing.
Altın dolgu gibi sonradan eklenen şeyleri saymazsak bileşenlerine ayrılmış insan vücudu 14 dolar 73 sent ediyordu.
What magnificent cartilage.
Ne muhteşem kıkırdak.
You, most likely, have at least torn this cartilage... the inside cartilage of your knee.
Sen, büyük olasılıkla, bu kıkırdak dokuyu parçaladın... dizinin iç kısmındaki kıkırdağı.
We can actually sew the cartilage back.
Kıkırdağı tekrar dikebiliriz.
We were able to repair the cartilage.
Kıkırdağı tamir edebildik.
You might have healed, say, 80 % of that cartilage... and still have a small residual tear.
Kıkırdak doku mesela 80 % düzelmiştir... ancak hala küçük bir yırtık olabilir.
We're gonna remove this portion of the cartilage here.
Kıkırdağın bu kısmını çıkaracağız.
" No more no less No cartilage...
" Ne eksik, ne fazla Kemiksiz...
It's a piece of cartilage that doesn't turn to bone until you're grown-up.
Büyüyene kadar kemiğe dönüşmeyen bir kıkırdak.
Movable cartilage.
Esnek bir kıkırdak.
The blast erased the epidermis and cartilage, caused severe cranial fracture.
Patlama üst deriyi ve kıkırdağı yok etmiş. Kafatasının şiddetli bir şekilde kırılmasına sebep olmuş.
Torn cartilage.
Kıkırdağım yırtık.
Nothing left but skin and cartilage.
Geriye kalan, ancak deri ve kıkırdak.
We did major reconstruction sawed through some bone, snapped some cartilage.
Öenmli sonuçlar elde ettik. biraz kemik kesildi, biraz kıkırdak koparıldı.
No, actually I've got this cartilage problem, little ACL thing...
Hayır, aslında benim kıkırdağımda bir problem, küçük bir şey ACL...
The slimy cartilage part.
Küçük bir kıkırdağı.
Relax, this baby was built to last. Solid cartilage.
Sakin ol, bu bebek sonsuza kadar ayakta kalır Sert kıkırdaktan.
You try dragging yourself out there every day with no cartilage in your knee and your shoulder hurting so bad, you can't even comb your hair.
Her gün saçını bile tarayamazken, dizinde kıkırdak olmamasına ve omuzunun acımasına rağmen kendini oraya sürüklemeye çalışıyor.
After Kro-bar is dead, Lattis will be free to marry the king of cartilage himself.
Kro-bar öldükten sonra Lattis kıkırdak kralının kendisiyle evlenmek için özgür olacak.
Well, he was old- - there's some calcification on the rib cartilage.
Yaşlıymış. Kaburga kıkırdağında kireçlenme var.
Designed with cartilage instead of bone.
Kemik yerine kıkırdaktan dizayn edildim.
This guy, Dr. Donald Dixon... has perfected a brand new technique. He uses bunny cartilage.
Bu adam, Dr. Donald Dixon çok başarılı yeni bir teknik geliştirmiş.
Sometimes made of bone or cartilage making detection a little more diffiicult.
Fark edilmesini zorlaştırmak için bazen kemik ve kıkırdaktan yapılır.
Hagfish have a skeleton of cartilage and are so flexible that they tie themselves into knots and so get a better purchase on the flesh they feed on.
cenesizlerin kikirdak iskeletleri vardir ve o kadar esneklerdir ki kendilerini dügümler ve böylece yedikleri etten daha fazla sey kazanabilirler.
Hagfish have a skeleton of cartilage and are so flexible that they can tie themselves into knots and so get a better purchase on the flesh they feed on.
Çenesizlerin kıkırdak iskeletleri vardır ve o kadar esneklerdir ki kendilerini düğümler ve böylece yedikleri etten daha fazla şey kazanabilirler.
I mean, that doesn't really even seem possible if you think about it, with body organs and cartilage and bones and...
Demek istediğim, gerçekten bunu vücut organları, kıkırdak ve kemiklerle düşünmediğiniz sürece olası birşey değil.
There was a Connolly who played rugby for Ireland until his cartilage went.
Kıkırdağı gidene kadar İrlanda'da rugby oynayan bir Connolly vardı.
When that big brute of a fullback did my cartilage in.
O koca vahşi savunmacı kıkırdağımı dağıtınca...
You know... when my cartilage went and they were taking me off on a stretcher... I looked up and I saw this father... holding his little child up on his shoulders.
Bilirsin... kıkırdağım gidince beni bir sedyeye yatırdılar... kafamı kaldırdım ve çocuğunu omuzuna almış... bir baba gördüm.
Cartilage hair hypoplasia.
Kıkırdak saç hipoplazması.
Flight feathers don't bleed. No capillaries, just cartilage.
Düz tüyler kanamaz, kılcal damarları yoktur.
Sixty-two wounds and not one nicked bone or cartilage for a nice toolmark
62 yara ama hiçbiri bize hangi aletlerin kullanıldığına dair ipucu vermiyor. - Deneyimli bir işkenceci.
- It looks like cartilage.
Kıkırdak gibi görünüyor.
Cartilage.
Kıkırdak.
Shark cartilage.
Köpekbalığı kıkırdağı.
No virus, no cartilage vessel in his chest, nothing.
Virüs yok, göğsünde kıkırdak damar yok, hiçbir şey yok.
There's no bone in there, it's cartilage. "
Orada hiç kemik yoktur.
The cartilage that lets the kneecap slide around does not regenerate, which you should know in advance of this.
Diz kapağının kenara kaymasını sağlayan kıkırdak asla yenilenmez. Bunu bilmen gerekir diye düşündüm.
The cartilage is...
Artık, kıkırdak zarar gördü.
Pure cartilage
- Saf kıkırdak.
I just reach down and feel what's left of my cartilage.
....kapağımdan kalana dokunuyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]