Cassandra translate Turkish
1,316 parallel translation
Cassandra Lewis is here.
Cassandra Lewis geldi.
- Who's Cassandra Lewis?
- Cassandra Lewis kim?
- Cassandra?
- Cassandra?
- Cassandra, I am drawn to you.
- Cassandra, senden etkilendim.
As for the geography issue with you and Cassandra?
Coğrafyaya gelince, Casssandra'yla arandaki sorun bu mu?
- Hey, Cassandra.
- Selam, Cassandra.
Cassandra, of course I'm interested.
Cassandra, elbette ilgileniyorum.
Okay, before Cassandra drops any more names on us, Joey any thoughts on what makes these particular Lazare letters so different from the hundreds of others we've been sloughing through?
Tamam, Cassandra birkaç isim daha sıralamadan önce, Joey sence Rose Lazare'ın bu mektuplarını, elden geçirdiğimiz diğer yüzlerce mektubundan ayıran nedir?
So you're not buying Cassandra's torrid lesbian love affair theory?
Yani Cassandra'nın, kızgın lezbiyen aşk ilişkisi teorisine inanmıyor musun?
Cassandra, you were wowing us with your theory.
Cassandra, bizi teorinle şaşırtıyordun.
Cassandra Whitman.
Cassandra Whitman.
How can I trust you, Brock, when you haven't told Cassandra about us yet?
Düşündüm ki onun ilk arkadaşı olduğundan bana yardım edebilirsin.
- I'm reading with Cassandra.
- Cassandra'ya kitap okuyacağız.
Cassandra Carver.
Cassandra Carver.
I came to see Cassandra, if she's still up.
Yatmadıysa, Cassandra'yı görmeye geldim.
Cassandra Carver?
Cassandra Carver?
- I'm not sure how I feel about Cassandra.
Cassandra için ne düşündüğümü bilmiyorum.
You've been spending too much time with Cassandra.
Cassandra'yla çok fazla vakit geçirmişsin.
Cassandra was wrong, Clark.
Cassandra yanıIdı, Clark.
What's the matter, Cassandra?
Sorun ne, Cassandra?
Cassandra!
Cassandra!
Cassandra?
Cassandra?
Cassandra's blood work shows the presence of a retrovirus.
Cassandra'nın kanında retrovirüs bulunuyor.
Cassandra's body is generating a low - level electromagnetic field.
Cassandra'nın vücudu düşük seviyede elektro-manyetik alan oluşturuyor.
Then where did Cassandra contract it?
Öyleyse Cassandra nereden kaptı?
OK. n Cassandra's planet, SG - 7 witnessed two incidents of fever and hallucination in teenagers Cassandra's age.
Cassandra'nın gezegeninde, SG-7 iki ateş ve halüsilasyon vakasına şahit olmuşlar, Cassandra'nın yaşında iki çocuk.
Cassandra talked about going into the forest.
Cassandra da ormana gitmekten bahsediyordu.
- Cassandra, what are you doing?
- Cassandra, ne yapıyorsun?
So how far along is Cassandra?
Yani Cassandra ne kadar uzakta?
- No, she's right. Why did she wait until now to come after Cassandra?
Niçin Cassandra'nın arkasından gelmek için bu kadar bekledi?
- What's gonna happen to Cassandra?
- Cassandra'ya ne olacak?
- She says she can help Cassandra.
- Cassandra'ya yardım edebileceğini söylüyor.
I really need to get back and see Cassandra.
Gerçekten geri dönüp Cassandra'yı görmeye ihtiyacım var.
It's just one more Goa'uld runnin'around. If we were to allow Nirrti to leave with a sample of Cassandra's blood, she could well create an advanced host and become dangerously powerful.
Eğer Nirrti'nin Cassandra'nın kan örnekleriyle gitmesine izin verirsek, çok güçlü gelişmiş bir konukçu yapabilir.
- Teal'c, we're talking about Cassandra. - Teal'c, we're talking about Cassandra.
- Teal'c, Cassandra'dan bahsediyoruz.
We may never have a Goa'uld as our prisoner again. Sir, you know what Cassandra has gone through because of the Goa'uld.
Efendim, Cassandra Goa'uld'lar yüzünden bu durumda.
SG-1 has convinced me to make a deal for Cassandra's life. SG-1 has convinced me to make a deal for Cassandra's life. This isn't necessary.
SG-1 Cassandra'nın hayatı karşılığında anlaşma yapmaya beni ikna etti, Bu gerekli değil.
OK. nce you've cured Cassandra of her illness, you'll be free to go.
Cassandra'nın hastalığını iyileştirdikten sonra gitmekte serbestsin.
Then I should remind you that the woman holding the gun is Cassandra's mother.
O zaman şunu hatırlatmamda yarar var, elinde silah tutan şu kadın Cassandra'nın annesi.
As in Cassandra?
Yani Cassandra gibi mi?
Yeah, as in Cassandra.
Evet, Cassandra gibi.
- Cassandra, what are you doing? - I have to go.
- Gitmem gerek.
Nirrti studied the children of Hanka because she believed they were evolving into Hok'tar. You're saying Cassandra is becoming some form of advanced human.
Yani Cassandra'nın bir çeşit gelişmiş insana dönüştüğünü mü söylüyorsun?
- No, but it did work. - Cassandra.
- Cassandra.
- What's gonna happen to Cassandra? - What is her condition?
- Durumu nedir?
- She says she can help Cassandra. - If we trust her.
- Eğer ona güvenenirsek.
If we were to allow Nirrti to leave with a sample of Cassandra's blood, she could well create an advanced host and become dangerously powerful. - I agree with General Hammond.
- General Hammond ile aynı fikirdeyim.
Sir, you know what Cassandra has gone through because of the Goa'uld. If we're gonna put what might happen over her life...
Yaşamı pahasına olacakları kabullenirsek,...
Janet, don't do this. I can't help Cassandra.
Cassandra'ya yardım edemedim.
I can't help Cassandra. She can.
Ama o yapabilir.
Once you've cured Cassandra of her illness, you'll be free to go. - And how do I know you will honour this?
- Peki bu sözünüze nasıl güvenebilirim?