English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Casualty

Casualty translate Turkish

740 parallel translation
So is this, an air raid casualty that's terribly...
Bu da öyle. Hava saldırısında yaralanma...
Casualty.
Yaralılar var.
I'm with the Atlantic Casualty Company.
Atlantic Sigorta Şirketi için çalışıyorum.
Atlantic Casualty, claim department.
Atlantic Sigorta, tazminat bölümü.
There's a quarter million of Atlantic Casualty money that's never been recovered.
Bize ait olan ve tazmin edilemeyen çeyrek milyon dolardan söz ediyoruz.
Am I still on this case or have I quit Atlantic Casualty?
Hala bu davada mıyım yoksa Atlantic Casualty'den ayrılmalı mıyım?
Owing to your splendid efforts, the basic rate of the Atlantic Casualty Company as of 1947... will probably drop one-tenth of a cent.
Muhteşem çabalarının sayesinde... Atlantic Sigorta Şirketi'nin 1947 temel hisse değeri... büyük ihtimalle bir sentin onda biri oranında düşecek.
But we learned from our casualty lists the price of looking the other way.
Ama kayıp listelerinden olaya öbür açıdan bakmayı öğrendik.
Woods, you'll be needed in casualty reception with Dr. Barnes.
Woods, Dr Barnes'ın sana yaralı kabulünde ihtiyacı olacak.
Tell him he can find me here in casualty reception.
Beni acil servis resepsiyonunda bulmasını söyleyin.
- He's in casualty reception. - Right. Let's go along.
- Acil servis resepsiyonunda sizi bekliyor.
Dramatized from real life, "It Might Have Happened To You"... hopes to reduce the appalling casualty rate on our highways and byways.
Gerçek hayattan alınmış olan olaylarla "Sizin Başınıza da Gelebilirdi" programı ülkemiz otoyolları ve yan yollardaki zayiat rakamlarını azaltmayı amaçlıyor.
- With casualty lists.
- Kayıp listesiyle birlikte.
Well, how's the casualty coming along?
Pekala, yaralımız nasıl?
I'm from casualty.
Acil servisten geliyorum.
- Is this all the casualty lists?
- Tüm kayıp listesi bu kadar mı?
Meantime, I'll put Major Martin in the casualty lists.
Bu arada Binbaşı Martin'i kayıp listesine yazdırıyorum.
- Casualty here.
- Görev kazası var.
I thought you might want to know the casualty report.
- Yaralıların listesini mi istiyorsunuz?
There's a casualty clearing station over there behind the dunes.
Kum tepelerinin arkasında bir revir var!
CASUALTY ADMISSION AND ISOLATION WARD
YARALI KABUL VE KARANTİNA ODASI
Thank you, sir. We had one casualty, sir.
Teşekkür ederim, efendim.
Make that casualty report 40 %.
Kayıp sayısı % 40'ı aştı.
Casualty report.
Kayıp raporu.
Casualty Section.
Kayıp biriminden.
I guess you might say i'm the last casualty of the civil war.
Açıklaman nedir?
The latest casualty figures. Twenty dead and sixty wounded
Son zayiat listesine gelince... 20 ölü ve 60 yaralı.
You'd best join my war, Mr. Christian, for if I don't start winning soon, the casualty list will be real enough.
Savaşıma en iyi şekilde dahil oldun, Mr. Christian,... ve eğer yakında kazanamazsam, yeterince kazazede listesi oluşacak.
Our first casualty.
İlk zaiyatımız.
It's clear Roberts is a dangerous fellow, but if you ever have to restrain him again, I don't want him looking like a battle casualty, understand?
Roberts'in tehlikeli biri olduğu çok açık, ama tekrar zapt etmeniz gerekirse onu savaş gazisi gibi görmek istemiyorum, anlaşıldı mı?
- Casualty report?
- Kayıp raporu?
Casualty report on the PT boats, Rock.
Torpil botlarından kayıp raporu, Rock.
Your department has developed a remarkably high casualty rate.
Senin bölümünde oldukça yüksek bir ölüm oranı var.
As far as is known, it is at present planned by the Civil Defence that each doctor, working in a forward medical-aid unit, place every casualty into one of three carefully defined categories to determine whether or not that casualty is worth hospital treatment.
Bilindiği kadarı ile, şu anki sivil savunma planları gereği... tıbbi yardım birimlerinde çalışan her doktor... yaralıların tedaviye değer olup olmadıklarına karar vermek için... onları önceden belirlenmiş üç gruptan birine sokmaktadır.
The worst casualty is that cookwagon.
En kötü kayıp şu erzak arabası oldu.
[Sulu] Casualty, Captain.
- Gemide kayıp var, Kaptan.
That's Casualty. Aren't we going there?
Burada duralım!
Just one casualty - just a single one and your bounty will make a jump.
Ama bir zayiat olursa, tek bir kişi bile olsa başına konan ödül sıçrama yapar.
There's a real casualty there.
Gerçekten yaralı var.
The Enterprise, in orbit about Eminiar Vll, has been declared a casualty of an incredible war fought by computers.
Eminiar VII yörüngesindeki Enterprise, bilgisayarlarca gerçekleştirilen inanılmaz savaşta kayıp olarak ilan edildi.
He'll have more casualty lists than he knows what to do with if he doesn't get in here and talk to me. Don't you understand?
Benimle konuşmadığı taktirde, daha çok kayıp listesi olacak.
You will be taken immediately to one of our casualty stations so that your deaths may be recorded.
İstasyonlardan birine gönderileceksiniz, ölümleriniz kaydedilecek.
He's transporting back with a casualty we discovered here.
Yanında bir yaralıyla dönüyor.
Attempts to revive other sleepers await our success or failure with the casualty already beamed over.
Uyuyan diğerlerini uyandırma çabalarımızın sonucu, ışınlanmış olanın durumuna bağlı.
Casualty reports indicate only minor injuries.
Hasar raporları sadece küçük hasarlar gösteriyor.
Pity about your car being in casualty.
Aracınızda sorun çıkmış olması üzücü.
- Yes. Look, Sister's in casualty, use hers.
Bakın, Rahibe yaralılar için, onu kullanıyor.
One casualty, Mr. Spock.
Bir ölü.
We need a corps commander, not a casualty.
Bize zayiat değil, kolordu komutanı lazım.
He is busy coordinating casualty lists.
Anan 7 ile konuşmayı isterdim. Kayıp listelerini koordine ediyor.
I, too, have been declared a casualty.
Ben de bir kayıp olarak bildirildim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]