English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Catastrophic

Catastrophic translate Turkish

757 parallel translation
I was directly but unknowingly involved in a globally catastrophic project, an hiv derivative known as Red Ribbon.
Direkt olarak ancak bilinçsizce, küresel bir felaket projesine dâhil olmuştum. Kırmızı Kurdele adıyla bilinen bir HlV türevi.
Nor did I. And it's catastrophic, gentlemen, catastrophic.
Ben de. Ve bu bir felaket beyler, felaket.
The rapid passage of Jacques Vaché through the wartime sky, his overwhelming sense of urgency, the catastrophic haste that led him to destroy himself ;
Savaş zamanının gökyüzü içinden Jacques Vaché'nin hızlı geçişi, onun karşı konulmaz zorunluluk hissi, kendini öldürmesine neden olan feci hız ;
Without this order, the factory can't work and the situation is catastrophic.
Bu talimat olmadan, fabrika işleyemez ve felaket bir durum olur.
- It would be catastrophic for science.
- Aksi durumda bilim için bir yıkım olurdu.
It could even become catastrophic.
Felakete bile dönüşebilir.
Is that catastrophic?
Bu bir felaket mi?
Your superiors have made the statement that failure of this mission would be as catastrophic for Federation planning as it would be for our two planets.
Üsleriniz, bu görevin başarısızlığının Federasyon için de gezegenler için olduğu kadar korkunç olacağını bildirdi.
The harvest are catastrophic,
Hasat tam bir felaketti.
It was catastrophic
Çok üzücüydü.
And it is during this period, we have found the subject will make his most rewarding associations between his catastrophic experience, environment and the violence he sees.
Ve bu süreçte deneğin kendi yıkıcı deneyimi, çevre ve izlediği vahşet arasında en faydalı bağlantıları kuracağını keşfettik.
It would be catastrophic for us and for the government.
Bu, hükümet ve bizim için çok kötü olur.
Cherepanov's situation is catastrophic.
Cherepanov'in durumu felaket.
There must be some rumours and it's catastrophic
Söylentiler oluyordur. Bir facia çıkabilir.
The barometer must be at a catastrophic low...
Barometre felaket düşmüş olmalı...
Mr. Jensen feels we're too catastrophic in our thinking.
Bay Jensen bizim çok yanlış şeyler düşündüğümüzü söylüyor.
Well, that's not catastrophic, Seibert.
Ama durum çok da kötü değil Seibert.
- l'm writing him a memorandum... stating clearly, precisely, in detail... that such a policy would prove catastrophic to the future of the German people... and I refuse to implement it.
- Kendisine bir muhtıra yazıyorum. Açık, net ve detaylı olarak böyle bir politikanın Alman halkının geleceğini yok edeceğini ve benim de bunu uygulamayı reddettiğimi bildireceğim.
Department policy, reluctance to fire, police-public relations... human rights, civil rights... safety orientation, necessary when dealing with civilians... but catastrophic with terrorists.
Bölüm politikası, ateş etmekte gönülsüzlük, polis-halk ilişkileri insan hakları, sivil haklar emniyet yönelimi, tüm bunlar sivillerle ilgili olduğunda gerekli ancak teröristlerle ilgili olduğunda felaket demektir.
There is, at the present time a cease-fire with the Soviet Union... which has sustained damage equally catastrophic.
Şuan da aynı düzeyde felaketi yaşayan... Sovyetler Birliğiyle ateşkes antlaşması yapılıyor.
At 20 rounds a second on full automatic, the results naturally would be catastrophic.
Bu durum ise saniyede 20 mermi atan bir otomatik silahta doğal olarak bir felaketle sonuçlanır.
Catastrophic is not the word.
Felaket sadece bir söz değildir.
My first impression of Treblinka, and that of some of the other men, was catastrophic.
Treblinka konusundaki benim ve diğer ve bazı insanların ilk izlenimleri felaketti.
The East Germans have him working on a new strain of biological warfare that could have catastrophic repercussions for the West.
Doğu Almanlar onu, Batı üzerinde felaket sonuçlara yol açabilecek yeni bir biyolojik silah üstünde çalıştırıyorlar.
Yeah, it's what Carla said could have catastrophic repercussions on the West.
Evet, Carla'nın söylediği Batı üstünde felaket sonuçlara yol açabilecek olan proje.
Sensors reveal that what we saw was an uncontrolled and catastrophic matter / antimatter mix.
Algılayıcılar gördüğümüzün kontrolsüz... ve tahrip edici bir madde karşımadde karışımı olduğunu söylüyor.
What could have caused such a catastrophic malfunction?
Böyle yıkıcı bir arızaya ne yol açmış olabilir?
CATASTROPHIC STORM
KIYAMET FIRTINASI
Its emergency centre is helping us investigate the catastrophic threat to the population from a descending asteroidal moon.
Gezegenin acil yardım merkezinin de yardımıyla... gezegenin yaklaşan Ay'ın yarattığı feci tehdidi araştırıyoruz.
There are, however, other catastrophic events affecting our planet.
Ancak gezegenimizi etkileyen başka doğal felâketler de vardır.
Incidents that will be catastrophic to the 23rd century.
23. yy içerisinde mühim felaketler gerçekleşecek.
But he has failed to understand the psychology and the result is catastrophic!
Ama adam, işin psikoloji yanını göz ardı eder. Sonuç ise bir felaket.
3In a democratic society, the theory is, if the political leadership is committed to war they present reasons, and they've got a very heavy burden of proof to meet. Because a war is a very catastrophic affair, as it's been proved to be. Now, the role of the media at that point is to... is to present the relevant background.
Eğer yerel bir topluluksanız, alternatif eylem kaynakları istersiniz,... benzer ilgileri olan, farklı noktalara odaklandıysa da benzer bir takım değerleri olan, insanların kendilerini dış güçlere karşı savunup, hayatlarının kontrolünü ellerine almasına yardım etmek isteyen,
The County Organiser thought we had little choice but to close due to catastrophic loss of membership.
Bölge yöneticisi, ciddi üye kaybından dolayı kapatmaktan başka ufak bir seçeneğimiz olduğunu düşünmüş.
He's concerned about the phase differential of our torpedoes, that firing them might produce catastrophic effects.
Torpidolarımızın faz farklılıklarından endişe ediyor... ve onları ateşlemenin feci sonuçlar doğurmasından korkuyor.
If we could actually power a particle... faster than the speed of light, the energy released would be catastrophic.
Bir partiküle, ışık hızından çok daha hızlı güç saylayabilseydik salınan enerji felaket boyutunda olurdu.
No catastrophic, no life.
Ne felaket sigortası, ne hayat...
Something catastrophic.
Felaket bir şey.
At first I set out to design and build... replacement parts for victims of catastrophic injury.
İlk başlarda ciddi yaralanmaların olduğu organlar için parçalar dizayn ettim.
The death toll is catastrophic.
Ölümün bedeli çok feci,
Fashioned into a bomb, it would be catastrophic.
Bu bir bomba haline getirilirse, sonuç felaket olur.
It could be catastrophic.
Bu bir felaket olabilir.
But if he is chosen and turns out to be guilty, the ramifications for Bajor would be catastrophic.
Ama seçilirse ve suçlu olduğu ortaya çıkarsa etkisi, Bajor için felaket olacaktır.
All defense against catastrophic failure of an inflexible system.
Yıkıma karşı tüm savunma, kararlı bi sistemde işe yaramaz.
- Catastrophic. - I was going to say impossible.
- Ben imkansız diyecektim.
And that, gentlemen, could be catastrophic.
ve bu, beyler, ülkemiz için yıkıcı bir şey olabilir.
At first, in subtle ways ; soon, in catastrophic ways!
Önce anlaşılması zor yönlerden fakat yakında felaket boyutlarına ulaşacak!
I love that song, but that was catastrophic.
Şarkıyı severim ama bu felaketti.
Maybe the killer experienced an emotionally catastrophic event, a loss.
Belki katil duygusal olarak dönüm noktası yaşayacağı bir tecrübe yaşamıştır, bir kayıp.
By now, you must be aware of the catastrophic disaster that has destroyed our home.
Bu yüzden, evimizi yok eden bu felaketin farkına varmış olmalısınız.
The effect of the Wall Street crash on Europe was also catastrophic.
Freud üstü kapalı olarak,... demokrasinin merkezinde yer alan bireysel özgürlük idealinin imkansız olduğunu söylüyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]