English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Caves

Caves translate Turkish

1,271 parallel translation
What about hiding Solon in the Ixion caves?
Solan'ı Ixion mağaralarında saklamaya ne dersin?
"The barbarians went to the caves and fell into a deep sleep."
"Barbarlar mağaralara giderler ve derin bir uykuya dalarlar."
To the caves!
Mağaralara.
The caves...
Mağaralar!
I must go to the caves.
Mağaralara gitmeliyim.
Those caves are gonna start gettin pretty full.
Şu mağaralar oldukça dolulaşmaya başlayacak.
Now... Let's send those three to the caves.
Şimdi, haydi şu üçünü mağaralara gönderelim!
- To the caves!
Mağaralara!
Well, Joxer, you get to go to the caves and you get to wait.
Şey, Joxer... - sen mağaralara gideceksin... - Söyle, Gab... ve bekleyeceksin.
It looks like he's heading for the caves.
- Uh, görünüşe göre o mağaralara doğru gidiyor.
That's the way out of the caves!
Bu mağaraların çıkış yolu!
With devils and those caves, and the ragged clothing.
Şeytanlar, mağaralar, yırtık pırtık elbiseler var orada.
It's an Aramaic scroll from the first century, discovered near the caves of the Dead Sea Scrolls, outside Jerusalem.
1.yy'dan kalma eski bir yazı, Kudüs yakınlarında ölüdeniz kalıntılarında bulundu.
They watch moving shadows in dark caves together.
Birlikte, karanlık mağaralarda hareket eden gölgeler izliyorlar.
'Even the Clangers'planet, when the Clangers are indoors'in their warm caves, must know what it's like to be alone.
'Clangerların gezegeni dahi, Clangerlar kendi sıcacık mağaralarının içindeyken yalnızlığın nasıl bir şey olduğunu gayet iyi bilir.'
Jimmy, if you hate bats and caves so much, what are you doing with me?
Jimmy, yarasa ve mağaralardan nefret ediyorsan, benimle ne işin var?
There are no caves there.
Orada mağara yok.
Lost Caves, Muir Woods.
Muir Ormanları'nda Kayıp Mağaralar.
I say we move everybody out... maybe into those caves we saw down by the cliffs.
Diyorum ki herkesi dışarı çıkaralım... belkide o mağaların içindeki uçurumlarda haşamat oluruz.
Some of my people manage to escape deep within these caves.
Halkımın bir kısmı bu mağaraların derinlerine kaçmayı başardı.
In all the year's... why has no one here wanted to explore beyond the caves?
Bunca yıl, neden kimse mağaraların ötesini keşfetmek istemedi?
If you left these caves you wouldn't be The Oracle any longer just a blind child in a world of light.
Eğer mağaraları terk edersen artık Kâhin olamayacaksın ışık dünyasında kör bir çocuktan ibaret olacaksın.
Some say they know of caves which travel down to your world.
Dünyanıza açılan bir mağara bildikleri söyleniyor.
If we came to an understanding with chief Jacoba would he lead us down through the caves?
Eğer şef Jacoba ile uzlaşmaya varabilirsek bize mağaralara kadar eşlik eder mi?
Well we'll find the caves ourselves.
O zaman mağaraları kendimiz buluruz.
My father will reveal the way through the caves to me tonight and I will guide you.
Babam bu gece bana mağaralara giden yolu anlatacak, ben de size rehberlik edeceğim.
Assai says it's a day's journey through the caves.
Assai mağaralara ulaşmanın bir gün süreceğini söylüyor.
The caves are dark and very dangerous go slowly and go only where I go.
Mağaralar karanlık ve oldukça tehlikeli. Yavaş ilerleyin ve peşimden ayrılmayın.
When we release them from the fire caves.
Onları ateş mağaralarından salar salmaz.
When we release the Pah-wraiths from the fire caves, your hands will be stained as well.
Pah-Ruhlarını ateş mağaralarından çıkardığımızda senin de ellerin kirlenmiş olacak.
There's a series of tunnels and caves beneath it.
Sarayın altında bir çok tünel ve mağaralar var.
This intricate network of caves is their refuge, a safe haven from which they can start to learn about their world.
Bu karmakarışık mağara ağı onların barınakları durumunda, dışarıdaki dünya hakkında öğrenebilecekleri güvenli bir barınak
The men will fly it to our caves at Bight.
Adamlar onu Bight'taki mağaramıza uçuracak.
If you change your mind, we'll be in those caves.
Eğer fikrini değiştirirsen biz şuradaki mağaralarda olacağız.
I think I've seen the alien that was in the caves.
Sanırım, Mağaradaki uzaylıyı gördüm
It's hidden deep in the cliffs below in caves guarded by a turbulent sea
Uçurumların aşağısında, çok derinlerde gizli azgın bir denizin koruduğu mağaraların içinde.
You from the caves?
Sen mağralardan mı?
They'd drive chariots in front of special caves with golden arches.
Onlar altın kemerli özel bölmeli arabalar kullanırlardı.
The last Japanese strongholds were the hills, honeycombed with caves from which they had to be painfully rooted out.
Japonların son kalesi tepelerdi, zorla çıkarılmaları gereken mağaralarla doluydular.
[Sorenson] They holed up in caves.
Mağaralara sığındılar.
- Sea caves.
- Deniz mağaraları.
The Initiative caves.
Organizasyonun mağaraları.
I had an associate who knows those caves like the back of his melanin-deprived hand.
O mağaraları melanin eksikliği olan avucunun içi gibi bilen bir dostumuz var.
Adam's been using these caves.
Adam bu mağaraları kullanıyor.
Maybe he knew if the Clans moved out of the caves, they'd stop dying so young.
Belki o, Klanların mağaralardan çıktığında genç ölmelerinin duracağını biliyordu.
Vyna, if you move out of these caves and up on to the surface,... you can all live longer lives.
Vyna, mağaralardan yüzeye çıkarsanız... çok daha uzun yaşayabilirsiniz.
Cyan we'll loose them this mountain is a honey comb of caves.
Cyan, onları kaybedeceğiz bu dağ mağaraların oyuklarının birleştiği yerde.
The Goth's know nothing of the caves.
Barbarlar mağara hakkında bir şey bilmiyor.
We're headed back toward the caves.
Tekrar mağaralara doğru döndük.
The men are clearing some of the lower caves.
Adamlar daha aşağıdaki bazı mağaraları açıyorlar.
There are caves nearby.
Orada doğururken güvende olacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]