Cecily translate Turkish
263 parallel translation
Cecily Browns too much full of pictures of people.
Cecily Browns'ın pek çok portresi vardır.
- Who's Cecily Brown?
- Cecily Brown kim?
Cecily Brown's father is in Germany now, he sees him all the time.
Cecily Brown'un babası Almanya'da, Kral'ı her zaman görüyor.
I can fight Cecily.
Cecily'yi dövebiliyorum.
But you said Cecily Brown is your best friend.
Cecily Brown için en iyi arkadaşım demiştin.
I thought it was Cecily who always fought with you.
Seninle sürekli kavga edenin Cecily olduğunu sanıyordum.
Oh you don't mean Cecily Brown?
Cecily Brown'dan mı bahsediyorsunuz?
My dear fellow, Gwendolen is my cousin... and before I allow you to marry her... you shall have to clear up this whole question of Cecily.
Gwendolen benim kuzenim. Onunla evlenmene izin vermeden önce, şu Cecily konusunu açıklığa kavuşturmalısın.
I don't know anyone by the name of Cecily.
Ben Cecily adında kimseyi tanımıyorum.
This cigarette case is a present from someone... of the name of Cecily, and you said... you didn't know anyone of that name.
Bu tabaka Cecily adında biri tarafından hediye edilmiş. Ve sen bu isimde birini tanımadığını söyledin.
Well, if you want to know, Cecily happens to be my aunt.
Pekala, eğer bilmek istiyorsan, Cecily benim teyzem olur.
"From little Cecily, with her fondest love... " to her dear Uncle Jack. "
"Küçük Cecily'den, en derin sevgileriyle, amcası Jack'e."
And little Cecily?
Ve küçük Cecily?
My ward, Miss Cecily Cardew.
Vasisi olduğum çocuk, Bayan Cecily Cardew.
Cecily, your German grammar is on the table.
Cecily, Almanca gramer kitabın masanın üzerinde.
Cecily, I'm surprised at you.
Cecily, beni şaşırtıyorsun.
You should put away your diary, Cecily.
Günlüğünü kaldırmalısın Cecily.
Memory, my dear Cecily... is the diary that we all carry about with us.
Hafıza, sevgili Cecily, hepimizin yanımızda taşıdığımız günlüktür.
Do not speak slightingly of the three-volume novel, Cecily.
Üç ciltlik romanlar hakkında küçümseyici yorumlar yapma Cecily.
Cecily! I have not mentioned anything about a headache.
Cecily ben sana başımın ağrıdığına dair hiçbir şey söylemedim.
I hope, Cecily, you are not inattentive.
- Umarım dersine ilgisiz kalmadın Cecily.
And secondly, Cecily is becoming a little too much... interested in him.
İkincisi, Cecily ona fazla ilgi göstermeye başladı. Çok can sıkıcı bir durum.
It's rather a bore. I'd rather like to meet Cecily.
Cecily ile tanışmak isterim.
Cecily and Gwendolen are perfectly certain... to become extremely great friends.
Cecily ile Gwendolen kesinlikle çok iyi arkadaş olacaklar.
You are my little cousin Cecily, I'm sure.
Sen benim küçük kuzenim Cecily'sin tabi ki.
But I am your cousin Cecily.
Ama kuzenin Cecily olduğum doğru.
I'm not really wicked at all, Cousin Cecily.
- Ben hiç de kötü biri değilim kuzen Cecily.
Oh, well. The accounts I have received of Australia... and the next world are not particularly... encouraging, Cousin Cecily.
Şey, Avustralya ve öteki dünya hakkında aldığım bilgiler, pek iç açıcı değil Kuzen Cecily.
You might make that your mission... if you don't mind, Cousin Cecily.
Bunu kendine görev edinebilirsin Cecily.
What I have to say, Uncle Jack... is that little Cecily is a darling.
Söylemem gereken şu ki Jack, küçük Cecily harika bir kız.
Cecily.
Cecily.
Because you are like a pink rose, Cousin Cecily.
Çünkü sen de pembe bir gül gibisin Kuzen Cecily.
I hope, Cecily, I shall not offend you... if I state quite openly and frankly...
Umarım Cecily, dürüst ve açık konuşarak seni gücendirmem ama
Cecily, ever since I first looked upon... your wondrous and incomparable beauty...
Cecily, senin kusursuz ve emsalsiz güzelliğini ilk gördüğümden beri, seni, vahşi bir aşkla sevdim...
I do not think it would be right to keep him waiting, Cecily.
Onu bekletmenin doğru olmayacağını düşünüyorum Cecily.
I love you, Cecily.
Seni seviyorum Cecily.
Will you marry me, Cecily?
Benimle evlenir misin Cecily?
My letters? But my own sweet Cecily, I have never written you any letters.
Ama sevgili Cecily, ben sana hiç mektup yazmadım.
I had done nothing at all. I'm very much hurt indeed to hear you broke it off. Particularly when the weather was so charming.
Cecily nişanı bozman beni çok kırdı, özellikle de hava o kadar güzelken.
You mustn't break it off again, Cecily.
Bir daha nişanı bozma Cecily.
Cecily Cardew.
Cecily Cardew.
Well, to speak with perfect candor, Cecily... I wish you were fully forty-two... and more than usually plain for your age.
Evet, çok açık konuşmak gerekirse Cecily, senin 42 yaşında olmanı ve yaşına göre sıradan görünmeni dilerdim.
My darling Cecily, I think there must be some slight error.
Sevgili Cecily, sanırım ortada küçük bir hata var.
I'm so sorry, dear Cecily... but I'm afraid I have the prior claim.
Çok üzgünüm sevgili Cecily, ama sanırım öncelik hakkı bana ait.
My poor wounded Cecily.
- Zavallı yaralı Cecily'im.
That lady is Miss Cecily Cardew, my ward.
- Bu hanımefendi Bayan Cecily Cardew, kendisi benim vesayetim altında.
I am engaged to be married.
- Evet, Cecily ile nişanlandık Augusta Teyze.
Cecily is the sweetest, dearest, prettiest girl... in the whole world, and I don't give tuppence... for her social possibilities.
Cecily dünyanın en tatlı ve güzel kızı. Sosyal olasılıkları benim umurumda değil.
Cecily?
Cecily?
My name is Cecily Cardew.
Adım Cecily Cardew.
Cecily, you've lifted a load from my mind.
Cecily, üzerimden büyük bir yük kalktı.