Celia translate Turkish
1,259 parallel translation
What is it, Celia?
Ne var, Celia?
Cecilia shouldn't have bothered the doctor.
Celia, doktoru boşuna çağırdı.
- This is Celia Morgan, our librarian.
- Bu Celia Morgan, kütüphanecimiz.
- l thought you were going with Celia.
- Celia'yı göreceksin sanıyordum.
- Celia is up for parole.
- Celia şartlı tahliye oluyor.
George, Celia has listed you as a character reference.
George, Celia kefil olarak senin adını vermiş.
Celia, what are you doing here?
Celia, burada ne arıyorsun?
- Celia broke out of prison.
- Celia hapisten kaçtı.
- Where's Celia?
- Celia nerede?
- I thought you were sleeping together.
Cidden mi? Celia ile birlikte yattığınızı düşünüyordum.
You took him over to Celia's?
Onu Celia'nın evine mi götürdün?
Come on out, Celia.
Göster kendini, Celia!
Celia, weren't you going to say something?
Celie, söylemek istediğin bir şey yok muydu?
Celia...
Ben Celia...
Celia Burns.
Celia Burns.
- Celia?
- Celia?
Celia?
Celia?
Celia.
Celia.
Celia...
Celia...
Celia, are you there?
Celia, orada mısın?
Celia and I are going to look for a new apartment together.
Celia'yla beraber yeni bir daire bakacağız.
You're my angel, Celia.
Sen, benim meleğimsin, Celia.
You don't have to work so hard, Celia.
Kendini o kadar zorlamak zorunda değilsin, Celia.
Celia's thrown onto the bed... then, remember if you stop here, on the mark, because it is simpler for you to go to the bureau... where you get out the gun.
Celia yatağa düşer... Sonra, bu noktada durmayı unutma, böylece tabancayı alacağın büroya gitmen daha kolay olacaktır.
Why haven't you told me about Celia Burns?
Neden Celia Burns'den haberim olmadı?
- Celia Burns?
- Celia Burns?
When she was eight, her cousin, Celia, died in a hospital.
Sekiz yaşındayken kuzeni Celia hastanede öldü.
I don't know what to do, Celia!
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Come on, Celia!
Haydi, Celia!
- It killed Celia.
- Celia'yı o öldürdü.
That's why Celia could see it.
Celia o sayede görebildi.
I'll take Celia to school tomorow.
Celia'yı yarın okula ben bırakırım.
Be careful, Celia.
Dikkatli ol, Celia.
Celia!
Celia!
My daughter, Celia, plays with him.
Kızım Celia arada sırada onunla oynuyor.
Honey, you remember Celia and Tony.
Tatlım, Celia ve Tony'i hatırlarsın.
It's a joke, Celia.
Celia, şaka yapıyor.
- Celia kicked him out?
- Celia evden mi atmış?
The fact that Brian served it... makes me think Celia is better off without him.
Brian'ın vermiş olması Celia onsuz daha iyi diye düşündürdü bana.
- Hey, Celia-wheelia.
- Merhaba Celia Melia.
Tonight is about me and Celia.
Bu gece yalnız ben ve Celia olacağız.
Take care, Celia.
Hoşça kal Celia.
- Celia, please try to understand.
- Lütfen anlamaya çalış.
What about Celia?
Peki ya Celia?
- Let's see what you got, Celia.
- Malın hası, Didi.
Among the finest I've ever tasted, Celia.
Böylesini içmemiştim, Celia.
Didi and Celia will be team two.
Didi de, Celia'yla olsun. - Aman da aman!
Celia Mitchum, second victim, 25, teacher's aide at Thornton elementary.
İkinci kurban Celia Mitchum. 25 yaşında. Thornton İlkokulu'nda öğretmen yardımcısı.
What about Celia?
Ya Celia'da?
Celia. Come on. Whoa.
Sizi görüyorum, hadi Bir gün aniden, neler hissetiğini anlayacağız Kader ve umudumuzun bizi sınadığı o anda....
- Charlie!
- Bakalım neleri varmış, Celia.