Celsius translate Turkish
286 parallel translation
One such planet, Corot 7B, orbits so close to its star that surface temperatures reach as high as 1,600 degrees Celsius.
Bu gezegenlerden, corot 7b, Güneşine çok yakın konumdaydı Yüzey sıcaklığı 1600 dereceye kadar ulaşıyordu.
Why is Venus such a harsh, hideous environment, some 600 degrees Celsius or so?
Neden Venüs bu kadar sert ve korkunç Bir çevreye sahip, Yer yer 600 derece ve fazlasına çıkan?
But when it got to about 400 degrees Celsius, this carbon dioxide started baking out of the rocks and into the atmosphere.
Ancak sıcaklık 400 dereceyi bulduğunda, Bu karbondioksit fırınlanarak atmosfere doğru uçtu.
With an atmosphere of water vapour and carbon dioxide, this cycle kept going and going and the runaway greenhouse effect has left Venus dry, lifeless, and a scorching 480 degrees Celsius.
Karbondioksitli ve su buharlı bir atmosferde, Bu döngü sürekli devam eder. Ve bu kontrolden çıkmış sera etkisi venüsü kuru ve yaşamsız bıraktı,
On Earth, methane is a flammable gas, but the temperatures on Titan are so cold, minus 1 80 degrees Celsius, that the methane can form liquid.
Metan, dünyada yanıcı bir gaz Fakat titandaki sıcaklık çok soğuk, Eksi 180 derece. 360 00 : 28 : 02,687 - - 00 : 28 : 04,484 Bu sıcaklıkta metan sıvıdır.
Temperature, 22.2 Celsius.
Isı 22,2 derece.
At - 35 Celsius for 10 hours Cold Treatment
Burası soğuk tedavi ünitesidir.
Surface temperature, minus 291 degrees Celsius.
Yüzey sıcaklığı eksi 291 derece celsius.
The mean surface temperature is 55 degrees Celsius.
Zar zor. Ortalama yüzey sıcaklığı 55 derece.
Water, three Celsius.
Su, 3 derece.
Invidium at minus 200 degrees Celsius becomes inert.
Invidium eksi 200 derecede durağan hale gelir.
This system is calibrated to the Celsius metric system.
Bu sistem derece sistemine göre programlanmıştır.
The Pentharans predict ten to 12 degrees Celsius within ten days.
Pentharanlı'ların tahmini doğruysa ; 10 gün içinde, 10-12 derece düşüş bekliyoruz.
Ginger tea with honey, 80 degrees Celsius.
Ballı zencefil çayı, 80 santigrat derece.
Water, ten degrees Celsius.
Su, 10 santigrat derece.
The drilling process has increased the temperature in the magma pockets by almost 300 degrees Celsius.
Delme işlemi magma cebindeki ısıyı neredeyse 300 derece Celsius arttırdı.
It was a light cloudy day with no winds, 130 Celsius, and 65 % humidity :
Hafif bulutlu, rüzgarsız, nemin % 65 olduğu bir gündü.
I heard stories the temperature reached 55 degrees Celsius.
Sıcaklığın 55 dereceye ulaştığını duymuştum.
There appears to be a condensed suspension of water vapor approximately one degree Celsius.
Havada asılı kalan yoğunlaşmış su buharı mevcut yaklaşık bir derece Celsius.
Celsius!
İnanıImaz bir şey. Santigrat...
That's negative six degrees Celsius, a system named after the Swedish astronomer and compulsive temperature taker!
Bu da - 6 selsiyus derecesi eder ki adını İsviçreli gök bilimci koymuştur ve mecburi ısısı alınmıştır.
My temperature is up to 38.7 degrees Celsius.
Ateşim yaklaşık 38.7 santigrat derece.
Celsius, let's start with the premise... that when you see this stunning, smoldering creature... she transcends your desire to chew. She electrifies you!
Celsius, Sahneden başlayalım sen bu harika, içini ısıtan yaratığı gördüğünde sakız çiğneme isteğini bastırıyor.
Atmospheric pressure was two kilopascals above normal, ninety-two percent humidity, 39.1 degrees Celsius.
Atmosfer basıncı normalin biraz üstünde, Nem oranı % 92. Isı 39.1 santigrat derece.
Thirty-nine-point-one degrees Celsius.
39.1 santigrat derece...
Our summers were the hottest in the sector... 50 degrees Celsius, 90 percent humidity.
Sektörde geçen en sıcak yaz bizimkiydi- - sıcaklık 50 derece, nem oranı % 90'dı.
Ambient temperature is 16 degrees Celsius.
Çevrenin sıcaklığı 16 derece.
It looks like we are one degree Celsius off on that magenta colour.
Görünüşe bakılırsa, kırmızıyı bir derece fazla kaçırmışız.
You know, a changeling's morphogenic matrix is most malleable at 17 degrees Celsius.
Biliyor musun, bir değişkenin Morphogenic matrisi 17 derecede en yumuşaktır.
I've increased the temperature to 45 degrees celsius.
Sıcaklığı 45 dereceye çıkardım.
The temperature is minus 20 degrees celsius.
Sıcaklık eksi 20 derece.
Body temperature : 34.5 degrees celsius.
Vücut sıcaklığı : 34,5 derece.
But it's a vacuous hell at minus hundreds Celsius degree.
Ama yüzlerce santigrat derece bir anlamı yok.
Fahrenheit or Celsius?
Fahrenheit mı Celsius mu?
This was perfectly poached at 140 degrees in the oven, and a water temperature of 80 degree Celsius, for 25 minutes.
Bu, bir fırında 140 derece bir fırında 80 derece suda 25 dakika boyunca pişirildi.
Exactly 15 minutes at precisely 210 degrees Celsius.
Tamı tamına 15 dakika 210 derecede.
Fahrenheit and Celsius, two ways of measuring the same thing.
Fahrenhayt ve Santigrat aynı şeyi ölçmek için iki birim.
Of course, most of the world is on Celsius, but we Americans remain defiantly committed to Fahrenheit.
Tabii dünyanın büyük kısmı Santigrat'ı kullanıyor, ama biz Amerikalılar yine de Fahrenhayt'a sımsıkı bağlıyız.
Your infant's feet will be protected, even if the external temperature drops below minus 40 degrees Celsius.
Çocuğun ayaklarını sıcaklık, - 40 derecenin altına düşse dahi koruyacak.
Did I mention it's 35 degrees Celsius down there?
Orada sıcaklığın 35 derece olduğunu söylemiş miydim?
It's an oven, it must be at least 50 degrees Celsius.
Fırında gibiyiz, en az 50 derece olmalı.
No, but the energy release from their passage through the atmosphere will heat localized pockets of free hydrogen to over 100 million degrees Celsius, enough to induce a nuclear fusion reaction in the atmosphere.
Hayır ama atmosfere girerken çıkardıkları enerji havadaki serbest oksijeni ateşleyecek. Sıcaklık 100 milyon dereceye kadar çıkacak. Atmosferde nükleer füzyon reaksiyonu başlatmaya yetecek bir sıcaklık.
Current temperature, one degree Celsius.
Şimdiki sıcaklık, 1 Celsius derecesi.
Average relative humidity : 30.29. Temperature : 22.61 Celsius.
Ortalama nem oranı 3O, 29 hava sıcaklığı 22,61 dereceymiş.
- Temperature is 73 °.
- Sıcaklık 23 derece ( celsius )
The freezer has been set to 16 degrees Fahrenheit, or minus-8 Celsius.
Dondurucu, 16 Fahrenhayt dereceye yani'- 8'santigrat dereceye ayarlandı.
The weather's killing me, if only the temperature drops to ten degree Celsius
Öldüm sıcaktan. 50 dereceden biraz inse keşke.
35 degrees Celsius.
35 derece.
Water temperature 15 Celsius.
- 35 ° C de 10 saat soğuğa maruz kalan bir kişinin, tedavi yöntem araştırmalarını göreceksiniz.
60 degrees Celsius...
Altmış santigrat derece...
I want a steady minus two degrees Celsius throughout the transfer of the body after I've administered the vaccine.
Düzgün olsun.