English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cemetery

Cemetery translate Turkish

2,801 parallel translation
Well, it's a big cemetery.
Büyük bir mezarlık.
Google says woodlawn cemetery.
Google, Woodlawn mezarlığında diyor.
Woodlawn cemetery is what you said, like, three hours ago.
Woodlawn mezarlığını üç saat önce söyledin.
There's a cemetery at 3rd and Grand.
3. yolda bir mezarlık var.
This is a historic cemetery.
Burası tarihi bir mezarlık.
Here in Tokyo, a vast mob emerged from Aoyama Cemetery to attack people at random
Tokyo'daki rastgele insanlara saldıran bu kalabalık Aoyama Cemetry'den çıktı.
I'm talking to the cemetery.
Mezarlıkla konuşuyorum.
I'm talking to the cemetery.
Kiminle konuşuyorsun? Mezarlık ile konuşuyorum.
She was just about to tell me, and... then I was in the cemetery.
Bana söylemek üzereydi. Sonra birden mezarlıktaydım.
Not a cane, a walking stick, to avoid stumbling at the cemetery.
Değnek değil o, baston. Mezarda ayağı otlara takılması diye kullanıyordu.
They all disappear. Our classroom must be built on an ancient Indian cemetery, as in Poltergeist.
Sınıfımız, eski bir Hint mezarlığı üzerine inşa edilmiş olmalı.
We said the cemetery.
Mezarlık demiştik.
She never went to the cemetery, despite the rabbits.
Tavşanlara rağmen mezarlığa hiç gitmemiş.
What, is he taking you to the cemetery?
- NE, seni mezarlığa mı götürüyor?
Which is currently... A cemetery.
Orası artık bir mezarlık.
And you definitely had it at a cemetery You visited this afternoon, leaving behind these flowers.
Ve kesinlikle onu, bu öğleden sonra ziyaret ettiğin, bu çiçekleri bıraktığın mezarlıkta tutuyordun.
They found it by the angel statue in the cemetery, remember?
Onu mezarlıkta melek heykelinin yanında buldular.
We're going to a cemetery.
Mezarlığa gidiyoruz.
When we get to the cemetery, can you maybe say a few words about Billy, you know, for the family?
Mezarlığa gittiğimizde ailemiz adına Billy için bir şeyler söyle, olur mu?
I haven't seen him since the cemetery.
Mezarlıktan beri onu görmedim.
Receiver- - tells me the exact coordinates of the transmitter I slipped into Myka's pocket at the cemetery, and before you get angry- -
Alıcı... cenazede Myka'nın cebine bıraktığım vericinin tam koordinatlarını veriyor, ama bana kızmadan önce...
And for the record, I knew that you slipped this in my pocket at the cemetery.
Bilginiz olsun diye söylüyorum mezarlıkta bunu cebime koyduğunu farketmiştim.
I went to the cemetery as well.
Mezarlığa da gittim.
That's an improvement if you go to the cemetery to check out men, not because for your son.
Sadece oğlun için değil, bir erkeği kontrol etmek için mezarlığa gitmen iyiye gittiğin anlamına gelir.
Who knew a trip to the cemetery would be such a downer?
Mezarlığa ziyaretin bu kadar moral bozucu olacağını nereden bilebilirdim?
Velma, stop breaking the cemetery!
Velma, mezarlığı parçalamayı bırak!
Let's try the cemetery.
Mezarlığı deneyelim.
So that's a big, fat no on the cemetery, the zoo's bat exhibit, and the blood bank.
Mezarlık, hayvanat bahçesinin yarasa sergisi ve kan bankasından sonra elimizde hâlâ bir şey yok.
But there are decisions to make about the service, cemetery, coffin.
Ama tören, mezarlık ve tabut için kararlar verilmesi gerek.
Where's the cemetery?
Mezarlık nerede?
We're looking for "the cemetery du Ron."
"Cemetery du Ron" u arıyoruz.
"Cemetery property."
"MEZARLIK MÜLKÜ"
The horse from the cemetery.
Bu at mezarlıktan geliyor.
I followed the coordinates on your tattoo to the cemetery.
- Dövmendeki koordinatları, - mezarlığa kadar takip ettim.
A deserted village and a cemetery.
Terk edilmiş köyü ve oradaki mezarlığı.
How did we get into a cemetery, Rutledge?
Mezarlığa nasıl girdik, Rutledge?
Ohh! Of course, we get killed in a cemetery.
Elbette, Mezarlıkta öldürülüyoruz.
The cemetery.
Tahtalı köy.
I heard that pilgrims have to sleep over in the cemetery.
Hacıların mezarlıkta yatmak zorunda olduğunu duymuştum.
Can't you go just camping in a cemetery in Uthai?
Uthai'deki bir mezarlıkta kamp falan yapamaz mısın?
We found him nearthe cemetery in the bushes.
Onu, çalılıkların oradaki mezarlıkta bulduk.
We found him nearthe cemetery
Onu mezarlığın orada bulduk.
Testimonies show he was beaten up in the field then crawled and bled to death by the cemetery
İfadeler tarlada pataklandığını daha sonra sürüklendiğini ve mezarlığın orada kan kaybından öldüğünü gösteriyor.
So she wanted to meet in a cemetery.
Bizimle bir mezarlıkta buluşmak istedi.
There's no news yet from the cemetery in Miryang.
Miryang'daki mezarlıktan henüz bir haber yok.
They'll bury me in the state cemetery like my father, right?
Beni de tıpkı babam gibi devlet mezarlığına gömerler, değil mi?
I got her tickets to the movie at the Hollywood Cemetery.
Hollywood Mezarlığı'ndaki filme bilet alır ve onu oraya götürürüm.
Chicks love the cemetery on Valentine's Day.
Hatunlar Sevgililer Günü'nde...
Welcome to the Hollywood Forever Cemetery.
Hollywood Sonsuzluk Mezarlığı'na hoş geldiniz.
I just spent all night in a cemetery.
Bütün gece boyunca mezarlıktaydım.
Shot Brendan Leahey by the cemetery behind Mishawum when he was 18.
18 yaşında Mishawum'ın arkasındaki mezarlığın yanında Brendan Leahey'i vurdu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]