English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Channeling

Channeling translate Turkish

216 parallel translation
- By channeling it in the right direction.
- Onu doğru yöne kanalize ederek.
He could have been channeling through me!
Benim aracılığımla kanalize oluyor olabilirdi!
Yes, thank you... we will be channeling their hyperactive... hormone-driven energies into something constructive.
Evet, teşekkürler - - onu öğreterek onların bu hiperaktif... hormonal enerjileri yararlı bir şeye mi yönelecek.?
No. No, it was five hours of Boggs's "channeling".
Hayır, hayır sadece 5 saat boyunca Boggs'un bağlantıları.
Cause either way, whether I'm running the show with Lucas or I'm channeling, no information's coming till I get a deal.
Çünkü her iki durumda da,... bu işte Lucas'la berabersem de, psişik kanalsam da,... anlaşma olmadan hiçbir bilgi gelmeyecek.
I'm channeling all my anger into some positive crap.
- Tüm sinirimi pozitif enerjiye çevirebiliyorum.
Agent Mulder, Agent Scully,..... you were assigned to this operation to investigate Ephesian's paranormal abilities : .. channeling, astral projection.
Ajan Mulder, Ajan Scully,... Ephesian'ın medyumluk, astral seyahat gibi paranormal yeteneklerinin açıklamasıyla ilgili soruşturmaya siz atandınız.
You planning on channeling this?
Bunu yönlendirmeyi mi düşünüyorsun?
It sounds insane, but he thinks the hotel's channeling his special power.
Çılgınca, ama otelin özel gücünü kanalize ettiğini düşünüyor.
I think Jerry's channeling Deepak Chopra.
Hint fakirleri gibi pek felsefi.
When did you start channeling Dick Clark?
Neden Dick Clark'ın kanalında işe başlamıyorsun sen?
I'm channeling my voice through this sandwich to deliverthis message.
Bu mesajı iletmek için sesimi sandviçten geçiriyorum.
He felt he was sort of channeling it or something.
Kendini bu akışı sağlayan bir kanal gibi hissetmiş.
I hope you're channeling some rhythm my way.
Umarım, benden tarafa biraz ritim yolluyorsundur.
He's channeling to identify its aura.
Drokken'ın enerjisini saptamak için aklındakileri yönlendiriyor.
I understand these ducts are capable of channeling over a million pounds of thrust.
Anladığım kadarıyla bu kanallar 455 tonun üstündeki basıncı gönderebiliyormuş.
- Barbara you're channeling June Cleaver.
- Barbara Ayşe Özgün gibi davranıyorsun.
All these ideas are just channeling through me.
Aklıma bir sürü fikir geliyor!
That's what celibacy is supposed to be all about, controlling the desires, channeling the sexual urge into the love for God.
Bekârlık yemininin anlamı budur zaten ; arzuları kontrol etmek. Cinsel arzuyu, Tanrı sevgisine yönlendirmek.
Despero is channeling a great deal of power himself.
Despero kendine çok büyük güç aktarıyor.
He started channeling Marshall Mathers on the Eminem network.
Eminem ağındaki Marshall Mathers'ı anlatmaya başladı.
Stop Mary from channeling the black voices.
Mary'nin sessizliğin sesini kanalize etmesini durdurun.
- Hamilton? Looks like Angel suddenly started channeling Leona Helmsley.
Sanki Angel birden bire Leona Hemsley gibi davranmaya başladı.
Think about where you're channeling your energy right now.
Şu an enerjinin nereye yöneldiğini bir düşün.
Seances, Ouija boards, channeling.
Seanslar, Ouija panoları.
Obviously, he was channeling Woody Guthrie.
Woody Guthrie'ye öykündüğü aşikardı.
He was literally channeling him and everything about him.
Tam anlamıyla ona ve ona ait her şeye öykünüyordu.
Sparring that day, I was channeling none other than the great one himself my master, my inspiration, Mr. Mike Chat.
O gün çalışırken, kendimi sadece ve sadece büyük ustama kanalize etmiştim. Mr. Mike Chat'e.
Nice job channeling your anger, Sharkie. Huh. First things first.
Öfkene hakim olarak iyi iş yaptın, Sharkie.
My mom did some heavy channeling last night
Annem dün gece biraz fazla çalıştı.
So... in the end, my psychic friend, who's obsession do you think you were channeling? Lyne's, or Nora's?
Eee... nihayetinde, psişik dostum, kimin saplantısı yönlendiriyordun dersin?
Honey, I got to say you seem to be channeling some weird ghost energy.
Tatlım, söylemeliyim. Garip bir hayalet enerjisiyle hareket ediyormuşsun gibi gözüküyor.
Oh, Joey, it's like you're channeling Rob Lowe.
Oh, Joey, Rob Lowe'dan bile iyiydin.
What do I tell you guys about channeling me?
Konuyu bana getirme hakkında ne demiştim size?
It's like she's channeling some inner teenager, now Lana's not acting like herself.
İçine bir genç girmiş gibi. Şimdi de Lana kendinde değil.
My mom did some heavy channeling last night.
Annem dün oldukça zor bir bağlantı kurdu.
... channeling whoever, well, have you ever, come across something that has to do with seeing your parents'memories?
- Odaklanma ve öyle şeyler... Sen hiç, ebeveynlerinin anılarını görmekle ilgili bir şey okudun mu?
I'm not channeling this guy, and I'm sure as hell not gonna start killing for him.
Bu adam beni araç olarak kullanmıyor. Onun için birilerini öldürmeye başlamayacağımı çok iyi biliyorum.
Channeling rocket feed.
Roket beslemesi yönlendiriliyor.
And whatever voice I'm channeling... I believe that what I wrote is meant for you.
Ve bunlar nereden geliyorsa, inanıyorum ki bu yazdıklarımın... hepsi senin için.
Must be channeling Tao from Hawaii. Responding officers searched the area.
Sanırsın Hawaii'den canlı yayında Tao bildiriyor!
He can't hear you right now'cause, see, he's channeling the cat who's channeling Gloria.
Şu an sizi duyamaz. Çünkü Gloria'ya aracılık eden kediye aracılık ediyor.
- Channeling Izzie.
- Izzie'ye dönüşüyorum. Söyle.
And then over there is Chaz, the son, channeling the late great johnny cash. The presentation of the car was supposed to be the big finale.
Otomobilin sunulması büyük final olarak tasarlanmış.
You sound like you're channeling Jerry Falwell on Sunday mornings.
Pazar sabahları Jerry Falwell izliyor gibisin.
Just think of it as a thank-you for channeling... your inner Bruce Willis yesterday.
Bunu, dünkü Bruce Willis gösterisi için bir teşekkür olarak kabul et.
Are you channeling Michael Jackson?
Michael Jackson kanallaşması mı?
He's been obsessed with it for hours, like he's channeling something.
Saatlerdir çok tedirgin sanki bir şeye yönlenmiş gibi.
Are you channeling the horse?
Bunlar atın düşünceleri mi?
He's channeling old man Fuller's grumpy drunken spirit.
- Yaşlı Fuller'ın aksi, içkili ruhuyla konuşuyor.
You've been channeling Tonya Harding.
Janet sadece öfkeliydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]