English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Chariot

Chariot translate Turkish

541 parallel translation
I'd have been in my chariot... on my way to glory.
Tekerlekli sandalyemde zafere koşarken.
But at my back, I always hear, times wicked chariot hurrying near "....
Döndüğümde zamanın kanatlı arabasını aceleyle duyarım...
Times winged chariot ".
"Zamanın kanatlı arabası".
Is my chariot ready?
Makam arabam hazır mı?
Your chariot awaiteth withouteth, mighty King.
Makam arabanız zatıalinizi bekliyor, Majesteleri.
It's your goodbye chariot.
Artık aramızdan ayrılıyorsun.
When I'd get in a cab, the driver was Godfrey, and I'd say, "This is his chariot, and he's taking me to his castle on the mountains."
Taksiye bindiğimde şoför Godfrey oluyor... ve ben de kendi kendime, "Bu onun arabası, beni bulutlara..." "... dağlardaki kalesine götürüyor " diyorum.
Swing low, sweet chariot
Yavaş git tatlı araba
And Apollo, driving his sun chariot across the sky.
Ve Apollo 2 tekerlekli güneş arabasını gökyüzünde sürüyor.
Swing low, sweet chariot.
Alçaktan sallan, tatlï araba.
But at my back I always hear Time's wingèd chariot hurrying near.
Lakin arkamda hep, yaklaşan zamanın kanatlı arabasını duydum.
Did a Thornbush steal the chariot that took you to the lion?
Seni aslana götüren arabayı dikenli bir çalı mı çaldı?
What tributaries follow him to Rome, to grace in captive bonds his chariot wheels?
Hangi kralları vergiye bağlamış da getiriyor Roma'ya arabasının ardı sıra?
And when you saw his chariot but appear, have you not made a universal shout, that Tiber trembled underneath her banks, to hear the replication of your sounds made in her concave shores?
Siz değil miydiniz, daha arabası görünür görünmez hep bir ağızdan bağrışarak Tiber nehrinin derin oyuklu kıyılarını yankılara boğup zangır zangır titretenler?
Get my chariot!
Arabamı hazırla!
Darius's bow, his shield, his chariot.
Darius'un yayı, kalkanı, arabası.
My chariot will be in the courtyard.
Arabam avluda olacak.
My chariot.
Arabam.
A chariot here in Goshen?
Goşen'de at arabası mı?
There's fire in the chariot house!
Araba evinde yangın var!
The chariot house. Guards!
Araba evi.
You've seen me drive my chariot.
Arabamı nasıl kullandığımı gördün.
Take my fastest chariot.
En süratli arabamı al.
They shall remember the name of Moses, only that he died under my chariot wheels!
Musa adını hatırlayacaklar fakat arabamın tekerleri altında öldüğü için!
- Nura and Thebes will draw my chariot.
Emredersiniz! Arabamı hazırlayın.
Look! Pharaoh's chariot!
Firavun'un savaş arabası!
- Pharaoh's chariot!
Firavun'un savaş arabası!
- A charging chariot knows no rank.
- Arabalar rütbe tanımaz.
Get your chariot out of the way.
Şu arabanı yolun ortasından çek.
But at my back I always hear Time's winged chariot hurrying near
Ama arkamda hep duyuyorum Yaklaşan kanatlı arabasını zamanın
Look, he's driving a Greek chariot.
Bak, Yunan arabası sürüyor.
The chariot's here!
Araba geldi!
- A chariot moving along the road.
- Bir atlı araba geliyor.
We want every man, horse, chariot, hidden from Solomon's view.
Bütün atlılar, okçular, arabalı askerler Süleyman'dan saklanın.
But in the end, Jason sees how much Medea loves him... and they get a wonderful chariot.
Ama sonunda Jason, Medea'nın kendisini ne kadar sevdiğini anlar ve iki tekerlekli at arabası alırlar.
MY DEAR BEVIS, I'VE DRIVEN A CHARIOT WITH 1 1 HORSES.
Sen hiç 1924 model Rickenbacker kullandın mı?
Mama, you know how it feels to climb up in a chariot?
Bir at arabasına binmek nasıl bir his biliyor musun anne?
Put the torches under the chariot.
Meşaleleri süvarilerin arkasında tut.
King Xerxes is leading them in his chariot.
Kral Xerxes piyadelerin önünde gidiyor.
The Assyrian chariot!
Asur Arabası.
Behind your chariot?
Savaş arabalarının arkasında mı?
We will discuss it as she walks beside my chariot.
Arabamın yanında yürürken onu konuşacağız.
Our chariot awaits.
- At arabamız bekliyor.
'Tracking device activated.' Ah, the chariot of the gods!
- İzleme cihazı çalıştırıldı
That's some chariot.
- Vay canına! Neredeyse bir araba kadar büyük.
Bring me my chariot of fire...
LİBYA, CARDIFF ROOMS'TA BİR ERKEĞİN HAYATI Bana ateş arabamı getirin
And as you granted faith and grace by your deacon Philip to the man from Ethiopia, who was sitting in his chariot reading holy scripture, show the way of salvation to your servants, so that, helped by your grace and always intent on doing good works,
Habeş adama, diyakozun Filip'e eliyle iman ve şan ihsan ettin ki o arabasında oturmuş kutsal kitabı okuyordu.
The conqueror rode in a triumphal chariot... the dazed prisoners walking in chains before him.
Komutan şehre girerken savaş arabasına binerdi esir komutanlar, zincirlenerek önünden yürütülürdü.
Sometimes, his children, robed in white... stood with him in the chariot, or rode the trace horses.
Bazen çocukları da arabaya biner ya da savaş atlarıyla ona eşlik ederdi.
You'll hunt from my chariot today, Semadar.
Bugün benim arabamda avlanacaksın Semadar.
My chariot will bring you to it.
Arabam seni oraya götürecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]