English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Chatter

Chatter translate Turkish

1,723 parallel translation
( police radio chatter )
Biraz daha yavaş ol, tamam mı?
Uh, but there has been a, uh... a serious uptick in Internet conversation... chatter about, uh, possible attacks.
Ama internetteki konuşmalarda muhtemel saldırılar konusunda artış gözlendi.
Don't need to chatter, chatter, chatter Just to know someone.
Birini tanımak için gevezelik etmeye gerek yok ki.
( MACAQUES CHATTER AND SHRIEK )
( Makak sesleri )
I'm having the chatter analyzed now.
Şu anda bunu inceliyorum.
I picked up on some chatter.
Bazı bilgilere ulaştım.
Now, here your boy Fletcher thought he's stumbled onto some chatter.
Bu defa değil. Arkadaşın Fletcher bazı bilgilere ulaştığını sanıyordu ya?
I hear the rumors, the chatter.
Gevezelerin iddiaları kulağıma geliyor.
[THEY CHATTER]
- Tamam, o zaman! - Harika!
We've been monitoring chatter on Jihadist sites.
Jihadist bölgesinden görüntüler alıyoruz.
( LAUGHTER AND CHATTER ) But summer is on the way, and everything is about to change.
Ama yaz mevsimi yolda ve herşey değişim içinde.
( CHATTER ) BOB : You always hope and pray that nothing bad is gonna happen.
Her zaman kötü bir şey olmaması için umuyor ve dua ediyorsun.
( CHATTER ) Children go to school.
Çocuklar okullarına gidiyor.
( CHATTER ) DOUG : Get the important stuff on!
Önemli şeyleri al!
( INDISTINCT RADIO CHATTER )
( ANLAŞILMAZ RADYO KONUŞMASI )
( INDISTINCT RADIO CHATTER )
( RADYO KONUŞMASI )
CHATTER But there's one animal they wait for that can dramatically change their fortunes.
Ama onlar, geleceklerini çarpıcı derecede değiştirebilecek bir hayvanı belkiyorlar.
I backtracked the public chatter and there's bunch of times when he and one follower branch off into private direct messages.
Açık mesajları inceledim. Ve bu gruptan sadece bir kişi ile özel mesajlaşıyormuş.
Chatter from Ml6 is heating up.
MI6'dan gelen haberler fazlalaştı.
He said that he heard chatter and that agents are mobilizing everywhere.
Bazı şeyler duyduğunu ve bütün ajanların etrafa yayıldıklarını söyledi.
We're picking up chatter, and the vamps are definitely up to something, and I, for one, am taking no chances.
Avanakları toplayacağız. Vampirler kesin bir işler çeviriyor bu sefer onlara bu şansı vermeyeceğim.
We done with our chatter?
Zevzekliğiniz bitti mi?
Picking up chatter about a bomb threat in the Middle East.
Orta Asya'da bomba tehlikesi ile ilgili bir konuşma yakaladık.
DST picked up some chatter of a possible break-in attempt.
DST, bazı haneye tecavüz olayları olduğunu duydum.
I don't think so, the CIA intercepted some chatter about a grade A American Intel exchange going down this Friday night in Toronto.
Sanmıyorum, CIA bu Cuma Toronto'da bir A sınıfı Amerikan bilgisi hakkında, gevezelik edilirken yakalamış. - Poker oyunun da mı?
Mr. Bosovic, I hope it's okay if we bypass idle chatter.
Bay Bosovic, boş muhabbetleri geçebilir miyiz?
Some chatter has come to our attention regarding that name.
Bazı Chetleşen kişiler bu isim konusunda dikkatimizi çektiler.
Given the chatter leading up to this, I'd estimate the haul to be around $ 12 million in cash, another 12 in pure heroin.
- Bu olaya kadar gelen bilgilerden yola çıkarak 20 milyon nakit diyebiliriz.
Yeah, I'm talking about the movie. Any chatter? Goonies!
Evet, filmden bahsediyorum Laklakları duyuyor musun?
Uh, radio chatter about an American agent the KGB caught parachuting into Russia?
Bir de telsiz mesajlarına göre, KGB Amerikalı bir ajanı Rusya'ya paraşütle inerken yakalamış.
To make negative energy, you have to find a way to suppress this constant chatter.
Negatif enerji yapmak için, önce zaptetmek gerekir.
( Radio chatter ) Nadia's missing.
- Nadia ortalıkta yok.
WOMEN CHATTER So her mother sets about another ritual practice.
Bu yüzden annesi başka bir ritüelin hazırlıklarını yapıyor.
EXCITED CHATTER AND WHOOPS While there's still room for plenty of development, there's less scope for fundamental change.
Büyük bir ilerleme göstermesi için bir çok neden varken, köklü bir değişim geçirme ihtimali daha az.
BOYS CHATTER .. the true source of his transformation lies way north of his gonads.
.. bu değişimin asıl kaynağı, onun yumurtalıklarına kadar uzanıyor.
- Let's read her in on the chatter out of Damascus, okay?
- Şam'dan gelen bildirileri Annie'e aktar, tamam mı?
There's been increased chatter out of Damascus.
Şam'dan gelen bildiriler var.
Are we hearing any chatter?
- Herhangi bir söylenti var mı?
Are we hearing any - chatter?
Hiç söylenti var mı?
Some chatter started to come in.
Bazı dırdırcılar gelmeye başladı.
[Overlapping chatter] Everybody knows that.
Bunu herkes bilir.
My old boss at the CIA said he picked up on some chatter he thought I should know about.
CIA'deki eski patronum bilmem gereken bir şey duymuş.
LOUD CHATTER
GÜRÜLTÜ
One of our C.I.s heard chatter of a black-market painting being sold here.
İstihbaratçılarımızdan birisi bir karaborsa tablosunun burada satıldığının dedikodusunu duymuş.
THEY CHATTER For many, coke has become nothing more than a pick-me-up with their pint, but it could get them arrested.
Birçokları için, koko keyif veren bir şeyden fazlası değil ama bu onları tutuklatabilir.
( police radio chatter ) Talk to the girlfriend while I run this guy.
Ben adamı araştırırken sen de kız arkadaşıyla konuş.
( police radio chatter )
Çeviri : daniskede
Tell me we have some chatter.
Bir şeyler bulduğunu söyle.
PEOPLE CHATTER Ist gut?
Beğendin mi?
( CHATTER )
Sonunda 13 Ocak.
CHATTER
Hustle 07x06 "The Delivery"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]