English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Children's

Children's translate Turkish

11,065 parallel translation
Hear my children sing.
Çocuklarımın şarkısını dinle.
It's exactly the sense of adventure Andrew's mother and I tried to foster in our own children.
Eşimle Andrew'u büyütmeye çalışırken atıldığımız macerayı anımsatıyor.
Man, I wish we could quit our jobs and solve children's crimes full-time.
Dostum, keşke işlerimizden ayrılabilseydik ve bütün zamanımızı çocuk suçlarını çözmeye harcasaydık.
Well, we're detectives solving children's crimes.
Biz çocuk suçlarını çözen dedektifleriz.
For the sake of all our people, your wives and children, it's clear what must be done.
Bütün vatandaşlarımızın, karılarınızın ve çocuklarınızın uğruna, yapacağımız şey bellidir.
Do you remember how I found you, all curled up in a ball, moaning about your wife, your children?
Seni bulduğumda ne haldeydin hatırlıyor musun? Bacaklarını göğsüne çekmiş karın ve çocukların için sızlanıyordun.
That was the same woman that you helped across the river, with the children... That's right.
Bu nehirden geçmesine yardım ettiğin kadın çocuklarıyla birlikte...
One man sent your sons and brothers to unmarked graves, your women and children left homeless and afraid, burnt your farmlands, reduced your cherished homesteads to ashes- - one man, a tyrant,
Senin kadınlar ve çocuklar evsiz ve korkmuş bıraktı Bir adam, işaretsiz mezarlara ve kardeşleri senin evlatlarını harbe gönderen senin tarım alanları yanmış, ashes- - için aziz Nawiliwili azaltılmış bir adam, bir tiran,
You, in your pompous need to play the stern father to the Crown's wayward children, swallowed all of it.
Kendini beğenmiş biri olarak Kraliyet'in şımarık çocuklarının hepsini zapt etmek için sert babayı oynamalısın.
General, Julius is sick, and I keep picturing him dying, so it's, you know, kind of tough encouraging other children to maybe die.
General, Julius hasta ve onu ölürken hayal edip duruyorum yani bu yüzden çocukları ölebilecekleri bir şey için teşvik etmek zor geliyor.
You know, ruining... 24 actually ruined my children's lives because they were young when it first started, and nine o'clock was their bedtime but they had to go immediately at nine o'clock.
Mahvederek... 24 aslında benim çocukların hayatlarını da mahvetti. Çünkü ilk çıktığında... küçüktüler ve yatma saatleri 9'du. Ama saat 9 olunca derhal yataklarına gitmeleri gerekiyordu.
- Nanny's getting the children ready now.
- Dadı çocukları hazırlıyor.
And then you stumbled into the immunes, and they told you that it was all meant to be and that you were chosen and your children were not and that all of this was destiny.
Sonra da bağışıkların sözlerine aldandınız. Her şeyin bir plan olduğunu ve seçilmiş kişiler olduğunuzu çocuklarınızın ise seçilmediğini, her şeyin kader olduğunu söylediler.
Also, I fathered two children with Hoytsman's cleaning lady, and it was I, disguised as Geoffrey, who spoke against her at her political asylum hearing.
Ayrıca Hoytsman'ın temizlikçi kadından olan iki çocuğuna vaftiz babalık yaptım ve bendim, politik iltica duruşmasında ona karşı konuşan Geoffrey gibi davrandım.
After he met and later married Laurene Powell, he would take three of his four children there, including Lisa.
Laurene Powell'la tanışıp evlendikten sonra Lisa da dahil dört çocuğunun üçünü oraya götürürdü.
Considering he's the father of one of your children, does that upset you?
Çocuklarından birinin babası olduğunu düşünecek olursak, bu seni üzüyor mu?
Hey well, let's go children, it's noon already and we haven't started anything.
Çok başarılı. Hadi bakalım, neredeyse öğlen olmuş hiçbir şey yapmadık!
Zoloft, Children's Advil, and pseudo-ephrine?
Zoloft, Children's Advil, ve psödo edrin?
And yet someone just robbed a warehouse at gunpoint, stole entire cases of pseudoephedrine, Zoloft, and Children's Advil.
ve yine de birisi depo soygunu yaptı, bütün psödoefedrin, Zoloft ve Children's Advil'leri çaldı.
And that's a treat for the, uh, popular children, and a chance for the rest of you to look within yourselves and ask what's wrong.
Bu da popüler çocuklar için birer tehlike ve geri kalanları içinde problemin ne olduğunu kendilerine sorma vakti.
My children's laughter.
Çocuklarımın kahkahası.
It's Max... for showing customers pictures of her three small children on a regular basis.
Düzenli olarak müşterilere üç çocuğunun fotoğrafını gösteren Max'e gidiyor.
That's what they told the children... the truth.
Buldum, bu çocuklarına söyledikleri şey. Gerçek.
Looks like those children's records he made are still making money.
Charlie'nin yaptığı çocuk şarkıları hâlâ para kazandırıyor anlaşılan.
Hard to believe he wrote children's songs, isn't it?
Çocuk şarkıları yazdığına inanmak zor değil mi?
It's not illegal in China. And it didn't kill those children who made it.
Çinde yasadışı değil ve imalatında çalışan çocukları da öldürmedi.
I made him up. You really are your father's children.
Hakikaten babanızın çocuklarısınız.
- It's been an honor to teach the Dunphy children.
- Dunphy çocuklarına eğitim vermek bir şeref.
He's fonder of his watches than his children.
O kendi çocuklarındansa, kendi saatlerine düşkü biri.
I shall take no wife, hold no lands, and father no children, except for the wife and house and kids I'm already stuck with.
Hiçbir eş almayacağım, hiçbir toprağa sahip olmayacağım, hiçbir çocuğa baba olmayacağım. zaten sahip olduğum eşim ve çocuklarım dışında.
He recruits wayward children, orphans, delinquents, outcasts, but only boys and girls of superior intelligence who exhibit very specific sociopathic tendencies.
Yoldan çıkmış çocukları, yetimleri, çocuk suçluları, kimsesizleri topluyor ama sadece çok özel sosyopatik meyil gösteren süper zekâ çocukları topluyor.
It is available to children, as is porn, and Kim Kardashian's ass, unless parents put parental control on their computers.
Herhangi bir porno veya Kardashian poposu kadar ulaşılabilir. Ailelerin bilgisayarlarına ebeveyn kontrolü koymalarına bağlı.
Must have heard about those children who went missing from my neighborhood.
Mahallemde kaybolan çocukları duymuş olmalısın.
It's just, all I ever wanted is to protect my children from all we've seen, and now Ryan will be right in the line of fire.
Tek istediğim çocuklarımı gördüğüm şeylerden korumak, ama şimdi Ryan ateş hattının ortasında olacak.
I will secretly destroy these children's birthdays, or die trying.
Ya gizliden gizliye bu çocukların doğum günlerini mahvedeceğim ya da bu uğurda canımı feda edeceğim.
No. The only thing we do is throw elaborate children's cotillions with enormous inedible cakes out from whence Yale graduates pop!
İstediğimiz tek şey çocukların takdim balosunu özenle hazırlarken devasa yenmeyen pastaların Yale mezunları gecesinden araklanmamasını sağlamak!
There are places in the country where they put paper bags over the children's head and call that a costume.
Bu ülkedeki bazı yerlerde çocuklar kafasına kese kağıdı takıp adına da kostüm diyorlar.
You'll care for the children, bathe them, keep them out of harm's way as their new governess.
Çocuklarla ilgileneceksin, onları yıkayacaksın yeni dadıları olarak onlara zarar gelmesini önleyeceksin.
You never turn your back on your children.
Çocuklarına asla sırtını çevirmezsin.
It's not about us, man, it's about our children, it's not about us.
Konu biz değiliz, dostum. Konu çocuklarımız, biz değil.
So this is our children's library and we have story time in the morning with the kids.
Burası bizim çocukların kütüphanesi ve çocuklarla sabah masal saati var.
It doesn't look like Villy had more children besides Morten.
Villy'nin Morten dışında başka bir çocuğu yok gibi görünüyor.
It's about a woman and two children named Sabroe.
Soyadı Sabroe olan bir kadın ve iki çocukla ilgili.
He's the father of my children.
O, çocuklarımın babası.
There's a room with a man and around him hang marionettes of women and children.
Bir odanın içinde bir adamın ve etrafında kadın ve çocuk kuklaların asılı olduğu bir eser.
She's having children with the guy who crushed you.
Seni mahveden adamdan çocuk bekliyor.
It's a holiday for children.
Çocuklar için bayramdır.
- Did the Johanssons have children?
- Johanssonlar'ın çocuğu var mıymış?
- No, but they've had foster children.
- Hayır ama evlatlık çocukları varmış.
Gustav, you were foster children at the same time at Inger and Filip Johannson's house.
Gustav, sen de aynı zamanlarda Inger ve Filip Johansson'un evinde kalıyordun.
Really? My eyes react poorly to children's urine anyway.
Zaten gözlerim çocuk idrarına iyi tepki vermiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]