English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Chocolate cake

Chocolate cake translate Turkish

430 parallel translation
Valencia's photos... chocolate cake... fried chicken... Spaghetti with meatballs.
Valencia'nın fotoğrafları, çikolatalı pasta kızarmış tavuk, köfteli spagetti.
This here's chock full of potato salad and a great, big chocolate cake and pickles.
Bak, bu sepet patates salatası büyük, harika bir çikolatalı kek ve turşuyla dolu.
The other day I took him to the hotel, he gave me a big chocolate cake with ice cream inside!
Geçen gün otelde bana dondurmalı çikolatalı puding vermişti.
All right, clean up that stew, and there'll be chocolate cake for everyone.
Çocuklar, yemeğinizi bitirirseniz hepinize çikolatalı kek var.
A chocolate cake.
Çikolata soslu.
A chocolate cake.
Çikolatalı pasta.
Then, a few vegetables, uh, petit pois, carrots. Then some glace, a little chocolate cake perhaps, and... I'll leave it all up to you.
Sonra biraz salata, birkaç doğranmış havuç sonra bir dilim limon ve bir parça çikolatalı kek olabilir ve gerisini size bırakıyorum.
A chocolate cake.
Bir çikolatalı pasta.
For me, a banana. And, of course... what's a banana without a piece of chocolate cake?
Bir çocuk hastanesi kurmuş ve finansmanını aynı binadaki genelevden karşılıyor.
Make a chocolate cake, Mama.
Çikolatalı kek olsun anne.
Nice chocolate cake- - delicious.
Güzel bir çikolatalı pasta.
- Some chocolate cake, madam.
- Çikolatalı kek alır mısınız?
And, besides... there won't be no chocolate cake for Horn up there at Brown's Hole.
Üstelik... Horn için Brown's Hole'da çikolatalı pasta falan olmayacak.
And I looked and there was chocolate cake. The child wanted chocolate cake for breakfast.
Çikolatalı kek tam arkamdaydı ve çocuk kahvaltıda onu istiyordu.
And I said... and someone in my brain looked under "chocolate cake"
Yumurta ve süt.
What do you want? - "Can I have some chocolate cake?"
Ne istemiştin? "Çikolatalı kek."
- Chocolate cake, coming up! ( imitates slicing )
Çikolatalı kek, hemen geliyor.
Now, you need something to drink with the chocolate cake, something breakfast.
Sağlıklı bir şeyler içmeleri gerekiyordu kahvaltıda.
Eggs, milk and wheat in the chocolate cake, and I didn't have to cook.
Yumurta, süt ve un var içinde. Bir şey pişirmem gerekmedi.
( imitating sluggish children ) and they saw the four-year-old eating chocolate cake.
Sonra mutfağa geldiler. Dört yaşındakini çikolatalı kek yerken gördüler.
And they said "Dad! Where did she get the chocolate cake?"
"Ama baba," dediler, "Çikolatalı keki de nereden buldu bu?"
She said, "Dad gave me chocolate cake."
O da babam verdi, dedi. Sonra bana baktılar.
And they looked at me and they said... ( in pleading voice ) "Father... could we have chocolate cake?"
"Baba, biz de çikolatalı kek yiyebilir miyiz?"
And their father said, "Chocolate cake coming up! Four slices."
Babaları da dedi ki, "Çikolatalı kek, hemen geliyor."
And the morning music was playing : ( imitates bass guitar ) And they were eating chocolate cake.
Kahvaltıda çikolatalı kek yerlerken, sabah müziği başladı.
And singing songs to me : d Dad is great! d Gave us the chocolate cake!
"Babam harikadır, bize çikolatalı kek verir," diye şarkı bile söylediler.
( in screechy voice ) " Where did they get chocolate cake from?
"Nereden buldunuz o keki?" diye bağırıyordu.
Why don't we go to a more comfortable room enjoy some chocolate cake, and we can investigate the difference.
Neden daha rahat bir odaya geçmiyoruz biraz çikolatalı kekle ve farklılıkları araştırırız.
CHOCOLATE CAKE!
Çukulatalı pasta.
I mean, why not eat the chocolate cake?
Neden çikolatalı kek yemeyeyim?
- What chocolate cake?
- Hangi çikolatalı kek?
- The chocolate cake in the refrigerator.
- Buzdolabındaki çikolatalı kek.
Here we are, not eating chocolate cake, which we obviously adore, because we want to stay very thin, and then drop dead. That's nuts.
Çok sevdiğimiz hâlde çikolatalı kek yemiyoruz çünkü ince kalmak istiyoruz ve sonra ölüp gidiyoruz.
Like having ice cream on the chocolate cake.
Çikolatalı kekin üzerine dondurma koymak gibi.
- German fuckin'chocolate cake.
- Ona çantada keklik derler.
It's like chocolate cake...
Çikolatalı kek kokuyor.
If you get hungry, there's cold chicken, salad in the icebox, and chocolate cake.
Acıkırsan dolapta soğuk tavukla salata var, bir de çikolatalı pasta.
Chocolate cake's a bit rich too, but I'd like to eat one once in a while. Not my style.
- Çikolatalı kekler de pahalıdır ama arada bir yemek sorun olmuyor.
- Guys dya want the chocolate cake?
- Çikolatalı pasta ister misiniz?
I'll have cheesecake, and he's going to have a slice of chocolate cake.
- Bir pasta rica ediyorum...
And you may have the cake that has all the chocolate inside.
İçinde çikolata olan kekten yiyebilirsin.
It's those idiots at the bakery. I ordered pistachio cake and they made chocolate.
Çünkü o pastanedeki salaklara fıstıklı kek sipariş ettim ama onlar çikolatalı yapmış.
Chocolate prune cake in there.
İçinde erikli çikolatalı kek var.
"Can I have the chocolate cake?" And I said, "Chocolate cake? Where?" She said, "Chocolate cake behind you."
Hangi çikolatalı kek? "Arkandaki çikolatalı keki istiyorum."
Eggs are in chocolate cake!
Bir de un.
So I give the child a glass of grapefruit juice and chocolate cake.
Kızılcık suyunu ve keki verdim.
They went to the child and said, "How did you get chocolate cake?"
Çocuğa da sordular.
Cake and hot chocolate.
Bir kek ve çikolata alayım.
It's the same little after-school snack I used to make for my own son - a triple-decker BLT, a hearty helping of homemade potato salad, and a great big slice of double chocolate fudge cake.
Biraz kendi oğlum için hazırladığım okuldan sonra atıştırmalarına benzedi. Üç katlı sosisli, domatesli sandviç, doyurucu ev yapımı patates salatası ve koca bir dilim duble çikolatalı kek.
I JUST HAPPEN TO LIKE CHOCOLATE CHOCOLATE CHIP CAKE...
Ben de tam damla çukulatalı pasta gibi birşey istiyordum...
Topped by a delicious piece of chocolate... Cake.
En iyi çikolatalı kısmından bir parça lezzetli kek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]