English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Citizenship

Citizenship translate Turkish

495 parallel translation
The papers I signed were... more like a contract than for citizenship... but very polite.
İmzaladığım kağıtlar vatandaşlıktan ziyade bir kontrat gibiydi ama gayet incelikle hazırlanmıştı.
France didn't recognise my Monegasque citizenship.
Fransa, Monako vatandaşlığımı tanımadı.
Citizenship will be taken away from all Jews and non-Aryans.
Vatandaşlar, Yahudilerden ve Ari olmayanlardan arındırılacaklardır.
We have American citizenship.
Amerikan vatandaşlığımız var.
Among my people, being a chump is like losing your citizenship.
Bizim camiada salak olmak vatandaşlıktan çıkarılmak gibidir.
Major, I'm gonna marry my girl if I have to give up my American citizenship to do it.
Binbaşı, Amerikan vatandaşlığından vazgeçmem gerekse bile bu kızla yine de evleneceğim.
I wanna tell you, when you tell me that you're gonna give up your citizenship for a girl, any girl,
Sana bir şey söylemek istiyorum. Eğer vatandaşlığını bile kaybetmeyi göze alıyorsan bir kız için, yani herhangi bir kız için bence sen delirmişsin.
Any American knowingly aiding the armed forces of a foreign country can be deprived of their citizenship.
Yabancı bir ülkenin silahlı kuvvetlerine yardım eden Amerikalılar vatandaşlıktan çıkartılır.
Then don't you have to admit, anyone would have a difficult time taking my citizenship on grounds like these?
Öyleyse bu şartlarda beni vatandaşlıktan çıkartmanın zor olacağını görmüyor musun?
I have to protect my United States citizenship for you, don't I, princess?
- ABD vatandaşlığımı korumalıyım. - Senin için.
Third, an old friend of ours is involved, a certain Charles... whose rap sheet makes your brother in law's look like a "good citizenship" award.
Charles adında eski bir tanıdığımız da işin içindeymiş. Kayınbiraderinin sabıka kaydının, onunkinin yanında esamesi bile okunmaz.
the supreme rights of Roman citizenship.
Roma vatandaşı olmanın yüksek ayrıcalığı!
Roman citizenship and settle them on Roman lands.
Roma vatandaşlığı vererek onları Roma topraklarına yerleştirmemiz gerektiğini düşünüyor.
If we make Romans of these barbarians, can we withhold Roman citizenship from them?
Eğer bu barbarları Romalı yaparsak, Roma vatandaşı olmanın ayrıcalığını kendimize kimlerden saklayacağız ki daha?
Roman citizenship once was? It becomes a cheap, common thing.
Roma vatandaşlığının yüksek değeri bir kere düşüp... sıradan, ucuz bir şeye dönüştüğü zaman ne olacak sizce?
And since those Indians captured me from Indians, I now have full Indian citizenship.
O Kızılderililer beni diğer Kızılderililerden esir aldığına göre artık tam bir Kızılderili sayılırım.
I claim German citizenship... "
Alman vatandaşlığı talep ediyorum... "
In the Reichstag, Göring spelled out the purpose of the Reich Citizenship Act, and the Act for the Protection of German Blood and German Honour.
Hermann Göring, Reichstag'ta, Reich Vatandaşlık Yasası'nın amacını, bir bir anlattı. Yani, Alman kanının ve Alman onurunun korunması yasasını.
That is correct, monsieur. My family is of German extraction, though I now hold Hungarian citizenship.
Doğru, ailem Avusturya kökenli, bununla birlikte ben Macar uyruğundayım.
- What's your citizenship?
- Hangi ülke vatandaşısınız?
- Your citizenship and birthplace, sir.
- Vatandaşlığınız ve doğum yeriniz efendim.
They had heard our television broadcasts and thought them an application for cosmic citizenship.
Televizyon yayınlarımızı duymuşlardı ve onların kozmik sakinlerden olmak için bir başvuru olduğunu düşünmüşlerdi
Citizenship Number AD6223, Jomy Marcus Shin, has exhibited questions and actions critical of the system.
Yurttaşlık numarası AD6223. Jomy Marcus Shin sisteme aykırı davranışlar sergiliyor.
Dr. Jastrow has no more claim to American citizenship, technically speaking, than Adolf Hitler does.
Dr. Jastrow'ın Amerikan vatandaşlığına geçmesi Adolf Hitlerin geçmesi kadar zor görünüyor.
- In a year, you can petition for citizenship.
- Bir yıl içinde vatandaşlığa başvurabilirsiniz.
And still we were barred from American citizenship until 1943.
Ama her şeye rağmen 1943'e kadar Amerikan vatandaşı olamadık.
I thought you were going to your citizenship class.
Senin vatandaşlık kursuna gideceğini sanmıştım.
I'm going to my citizenship class.
- Ben vatandaşlık kursuma gidiyorum.
And I'm not applying for Vietnamese citizenship.
Ve Vietnam vatandaşlığına da pek istekli olduğum söylenemez.
You will be given US citizenship and you will receive $ 200,000.
Siz yeniden vatandaş olup, 200,000 $ alacaksınız.
- What is your citizenship?
- Hangi ülke vatandaşısınız?
Citizenship!
Vatandaşlık!
She wants citizenship.
Vatandaşlık almak istiyor.
They're going to take my citizenship away, I'll show you.
Vatandaşlığımı elimden almak istiyorlar, sana göstereyim.
Well, this Michael J. Laszlo... must have lied when he went for his citizenship.
Bu Michael J. Laszlo vatandaşlık için başvururken yalan söylemiş olmalı.
It means if your citizenship is taken away...
Bunun anlamı, eğer vatandaşlığınız geri alınırsa...
Nobody is going to take away your citizenship, Papa.
Hiç kimse senin vatandaşlığını almayacak baba.
The evidence will show that Michael J. Laszlo... lied on his application for American citizenship... and was granted that citizenship under false pretences.
Kanıtlar gösterecektir ki, Michael J. Laszlo... Amerikan vatandaşlığı başvurusunda yalan söylemiştir ve bu vatandaşlık, yalan beyan üzerine kabul edilmiştir.
His citizenship, consequently, must be taken away.
Vatandaşlığı, bu nedenden ötürü geri alınmalıdır.
Your Honour... the issue here is not whether my father lied... on his application for American citizenship.
Sayın Yargıç burada konu, babamın Amerikan vatandaşlığı için başvururken yalan söylemesi değildir.
Although he has American citizenship...
Üstelik Amerikan vatandaşı...
I wish to renounce my citizenship and become a Soviet citizen.
Hiç takma isim kullandınız mı? Clay Bertrand.
We've never changed our citizenship.
Uyruğumuzu asla değiştirmedik.
This great star of stage and screen who has enjoyed our hospitality for 30 years without applying for American citizenship.
Sahne ve perdenin bu büyük yıldızı bu ülkenin misafirperverliğinden 30 yıldır yararlanan bu kişi bir kez olsun Amerikan vatandaşlığına baş vurmadı.
They had 8 children. When Charlie was barred from the U.S., Oona renounced her citizenship.
Charlie A.B. D.'den atıldığında Oona'da U.S. Vatandaşlığını red etti.
Well, Donnelly, let's put you on the road to citizenship.
- Vatandaşlık işlemlerine başlayalım.
He got a temporary citizenship under amnesty.
Af kapsamında geçici vatandaşlık var.
I took a second job teaching citizenship, just to keep myself busy.
Oyalanmak için ikinci iş olarak vatandaşlık dersi veriyordum.
- Isn't this the citizenship class?
- Bu vatandaşlık dersi değil mi?
See, what I've agreed to do is extend my British citizenship to her... so that she can go on living in England.
Bunu kabul edişimin nedeni, onu İngiliz vatandaşlığına geçirmek böylece, İngiltere'de yaşamaya devam edebilecek.
They concern citizenship, me bucko.
Vatandaşların hakları hakkında endişeleniyorlar, mankafa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]