English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Clack

Clack translate Turkish

87 parallel translation
Traveling by train for the first time, deaf to the clickety-clack this child intently devoured the face of her brother her manic intensity impinging briefly on other passengers'dreams
İlk defa gece trende seyahat ederken motorun sesini dinlemek yerine uyuyan yolcular üzerinde çılgınca sesler o garip sesler bütünü akarken kardeşinin suratına bakıp duruyordu.
I fixed his study with everything an author could want and there he sits in a dreary old rocker clickety-clack on that dilapidated old portable.
- Herşeyimle onun çalışmasını düzelttim, bir yazar başka şeylerde isteyebilirdi... fakat o orada eski kasvetli taşınabilir sallanan bir koltukta oturur
[Pool Balls Clack]
[Bilardo topları çarpışıyor]
It must have been something back then travelling across the country by train listening to the clickety-clack as the train rumbled through the heartland.
Bir kaç ev kadını ile yattığına mı kızdın? Bu konuda konuşmak istemiyorum.
You just clack as loud as you want, Lis.
İstediğin kadar gürültü çıkar, Lis.
You want me to clack that jaw, make you go nigh-nigh?
"You want me to clacK that jaw, maKe you go nigh-nigh?"
Clackety-clack, day and night.
tik tak - tik tak, gündüz ve gece.
Well, I'm sorry. But how do you think I feel listening to you two clickety-clack about work when you don't tell me anything.
Özür dilerim, ama siz ikinizi citcat yaparken ve sen işin hakkında hiçbirşey söylemediğin için nasıl hissediyorum biliyormusun.
Mrs. Clack, you've been keeping secrets.
Bayan Clack, demek sır saklıyordunuz.
He has suffered a great deal.
( Mrs. Clack ) Ciddi bir olay yaşadı.
Edna, the klingons have a romantic saying : ( Speaks klingon click-clack-style ) all :
Edna, Klingonların romantik bir sözü vardır :
Click clack pow, officer down
Dan dan, aynasız iki seksen
"click clack pow, officer down."
"Dan dan, aynasız iki seksen."
The whole colony comes alive with the clack of beaks
Tüm koloni gaga takırtılarıyla canlanıyor.
Click-clack, catch, match.
Tik tak, uydu muydu.
~ loud clack and surprised gasps ~ ~ Gustav ~ How dare you I Gustav Handsfeldt, S. S.
Gustav Handsfeldt, SS
Are Click and Clack going too?
Noktayla Virgülde gelecek mi?
§ Clack-clack, pow!
§ Klik klik, BUM!
Yeah, I mean, you walk in here all clickety-clack, perfect little miss size zero, thinking you're all better than us.
Evet, yani nasıl yürünür, çıt kırıldım olunur, nasıl sıfır beden olunur... Bizden daha iyi nasıl olurlar....
And now I finally have my platform, so I's have a little less yappity yap and a little more kity clack.
Ve sonunda bir platformum var bu yüzden, az laf, çok iş istiyorum.
I stopped listening. The only thing i want to hear is the clickety-clack of bubblegum's paws on the floor as you bring exhibit "a" on out here.
Tek duymak istediğim Ciklet'i Delil A olarak getirince onun patilerinden çıkacak tıkırdamalar.
Click clackety clack! Come on, slide!
Şıkırda, şimdi kaydır!
Click clackety clack! Just slide!
Şıkırda, sadece kaydır!
If your dad is boss of the universe, if you can raise someone from the dead, it's child's play for you. Click clack and you're free. "
Tanrı'n, evreni yaratansa, ölüyü diriltebiliyorsan bu senin için çocuk oyuncağı olmalı.
But you, you know, you're letting Click Clack, Ding Dong, and Charlie Chan just walk out with Miss What's-Her-Face.
Ama sen Bayan Bilmemne'nin Olick Olack, Ding Dong ve Oharlie Ohan'le gitmesine izin veriyorsun.
Yeah, I've been dying to play a little click-clack.
Evet, zar oyunu oynamak için sabırsızlanıyordum.
I'm hoping once you reap the endorphic rewards of the steady clickety-clack of steel wheels on polished rails, your sour disposition will abate.
Umuyorum ki, çelik tekerleklerin, parlak rayların üzerinde çıkardığı o düzenli seslerden sonra surat asmanız azalacak.
Sit back, enjoy the clickety-clack of the steel wheels on the polished rails.
Geriye yaslan, çelik tekerleklerin, parlak rayların üzerinde çıkardığı sesin keyfini çıkar.
I like the little clicky-clack sound it makes when you...
Açarken duyduğum klik-klak sesi çok hoşuma gidiyor
You could be a Cincinnati clack on foodstuff
Sen de Cincinnatili bağımlı bir fahişe olabilirdin.
We should be clack-a-lacking, too.
Biz de burada zaman kaybediyoruz.
These guys have been one step ahead of me ever since I met them, which is both annoying... clack!
Bu adamlar tanıştığımızdan beri benim bir adım önümdeler. Bu çok can sıkıcı ve onur kırıcı bir şey.
I'm Elsa Clack.
Benim adım Elsa Clack.
All due respect, Ms. Clack, stick a german muffin in it.
Kusura bakmayın Bayan Clack ama Alman çöreği sokun ağzınıza.
And all I see is... Seeing her go click-click-clack, as soon as a kid starts crying.
Benim tek gördüğüm nerede ağlayan bir çocuk görse, elinde makinesi, klik-klak, klik-klak.
We get some fries and clack-clack-click.
Şimdi bir şeyler atıştırıyoruz, klik-klak, klik-klak.
A kid starts crying... clack-clack-clack.
Bir çocuk ağlamaya başlıyor klak, klak, klak.
And if you try and force me to tell you, I will give Dyson permission to use whatever force is necessary to make sure those fingernails click their last clack.
Ve eğer bana zorla söylettirmeye çalışırsan tırnaklarının son vuruşunu yaptığından emin olmak için ne kadar güç kullanması gerekiyorsa, kullanması için Dyson'a izin vereceğim.
It's gonna be tough to do all that clickety clack without any Internet or power. Boop.
İnternet ve elektrik olmadan klavyedeki hünerlerini göstermen biraz zor olacak.
♪ I can click clack pat tat... ♪
I can click clack pat tat...
♪ I can click clack snap rap pat tat a tat tat ♪
I can click clack snap rap pat tat a tat tat
So clack away.
O yüzden "klak" la bakalım.
We're cool, and he... I mean, look, he's already using the "clickety-clack" thing, right?
Biz havalıyız ve o da o "klik-klak" diye ses çıkaran aletleri kullanmayı biliyor.
Uh, one on-getter for the clickity clack, please.
Ah, şimendüfer için bir tane lütfen.
[Guns clack] Yeah, that one sounded pretty good.
Evet, sonuncusu iyiydi.
[Hangers clack]
Richard.
Yeah, my grandma used to take her teeth out and clack it at the umpire if she didn't like a call.
Evet, büyük annem eğer hakem onu çağırmazsa hep yaptığı üzere, takma dişlerini dışarı çıkartır ve şaklatırdı...
Jack Just like that - clack!
Bum diye gidersin!
Even now, on the night of the anniversary of her death, you can hear her foot steps, click, clack...
Yapma! Hep beni korkutmaya çalışıyorsun.
Inès!
Clack... lnes.
[Pool Balls Clack] Yeah.
Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]