Clickity translate Turkish

With clickity-clackers!

Üstelik ses de çıkarıyor!

" Clickity-click, 66.

Tamı tamına, 66.

And I... I love to hear my brain go clickity, clickity, click.

Beynimi dinlemeyi severim geliyor, geliyor, geldi.

So, Sharon, the seats that you were gonna give to Bono or to Wolf Blitzer, why don't you put your fingertips on that keyboard and clickity-clackity, clickity-clackity, chicka, chicka, chicka, chicka, okay?

O yüzden, Sharon, Bono'ya veya Wolf Blitzer'a vereceğin koltuklar için, neden parmaklarını klavyeye koyup çık-çık, klak-klak, çık-kalk çık, çık, çık yapmıyorsun?

And the least that I deserve is a courtesy clickity-clackity.

En azından bir klak-klak'ı hak ediyorum.

Uh, one on-getter for the clickity clack, please.

Ah, şimendüfer için bir tane lütfen.

So, all you gotta do, go upstairs, clickity-clack on the computer, beat off to the highlights.

- Tek yapman gereken yukarı çıkıp bilgisayara tıklamak ve önemli anları izlemek.

Up on the housetop, clickity click click

Evin tepesine...

Clickity-clack, Jane.

Tik tak, Jane.

Clickity-clack.

Tik tak.

The predictable rhythm of the clickity-clack soothes him.

Trenin raylarda çıkardığı tahmin edilebilir sesler onu yatıştırıyor.

Thanks to your clickity-click machine.

Senin vızıldayan makinen sayesinde.