Cloves translate Turkish
81 parallel translation
These cloves are pretty dry.
Bu karanfiller çok kuru.
Mulled wine, heavy on the cinnamon and light on the cloves.
Sıcak şarap. Tarçını bol, karanfili az.
You take ten, twelve cloves of garlic and squash them....... then you put them under your armpit.
On-on iki diş sarımsak alıp ezin sonra da bunları koltukaltınıza koyun.
Well, sir, throughout the world, in the preparation of bouillabaisse, the usual proportion of garlic to buttered saffron and fennel is 2 cloves of garlic to a pinch of buttered saffron to a dash of fennel.
Bütün dünyada bouillabaisse hazırlanırken, sarımsak, safran ve rezenenin normal karışım sekli ; iki diş sarımsak bir tutam safrana katılır, hızlıca rezene ile çırpılır.
asafoetida ; oil of cloves, or was it...?
şeytantersi ; karanfil yağı, yoksa?
Whiskey, a little pepper, oil of cloves, ginger root...
Viski, biraz biber, karanfiI yag, zencefiI kökü...
And a hand of chicken, and on the side, a golden corn all soaked in butter with a touch of cloves.
Ve tavuk bir el ve yan üzerinde, altın mısır Tüm karanfil bir dokunuş ile tereyağı batırılmış.
Cloves ain't to my taste.
Karanfil benim tatmak için değil.
If they stick cloves in my corn, I'll sender it back.
onlar benim mısır karanfil sopa Ben gönderen geri olacak.
Simple oil of cloves and how amazing the results.
Basit bir bitki özü ama sonuç hayret verici.
CLOVES.
Karanfil.
He gave us good wine too. lt smells of cloves and something else...
Bize de iyi şarap verdi. Sarımsak ve başka bir şey kokuyor...
I need apples, raisins, cinnamon, currants, lemons crackers, sugar, oranges, nutmeg, flour, salt, pepper cloves, eggs, and some candy for the children.
Elma, üzüm, tarçın, kuşüzümü, limon... kraker, şeker, portakal, hindistancevizi, un, tuz, biber... karanfil, yumurta ve çocuklar için şekerleme istiyorum.
I want you to buy 10 cloves of garlic three quarts of vinegar 6 ounces...
Bunları almanı istiyorum ; 10 baş sarmısak 3 ölçek sirke 6 gram....
Cloves, Tom Collins mix, frozen pie crust...
Sarmısak, Tom Collins karışımı, donmuş ekmek parçaları- -
They're cloves. You'll like them.
Bunlar karanfilli, hoşuna gidecektir.
We're going to grab that bad boy by the throat... shove a couple cloves of garlic up his butt... and that will be the end of it, right?
Sarımsak demeti ve kazık ile korkutmanı tavsiye ederim.
Now, it's got mozzarella, anchovies... garlic cloves, pepperoni.
Bunun içinde mozerella, ançuvez sarımsak dişleri ve peperoni var.
Coriander, turmeric, West Indian cloves.
Kişniş, zerdeçal, Karayip karanfili.
Maybe we should hang up a few cloves of garlic.
Belki birkaç diş sarımsak assak iyi olur.
In Cloves and Horn vs. Cobb lnc., on a charge of wrongful termination...
- Cloves ve Horn'un, Cobb Co'ya açtığı haksız karar davasında...
To the rooster, cloves of garlic Peas to hens who prattle.
Geveze kadınlara bezelye, Horozlara sarımsak dişi.
In the old days, it was made with various spices, cloves, rum.
Eski zamanlarda, değişik baharatlarla yapılırmış karanfil, rom...
IT HAS 40 CLOVES! COULD YOU STOMACH THAT?
Bir adamın bunu bana sorması için ne kadar bekledim...
Are those cloves?
Mentollü mü?
Where did I put the oil of cloves?
Yonca yaprağı yağını nereye koymuştum?
Now, I need a whole onion, four cloves of garlic, a cup of canola oil, and two raw eggs.
Bir kafa soğana, 4 diş sarımsağa bir fincan * kanola yağına ve iki çiğ yumurtaya ihtiyacım var.
Earplugs or cloves of garlic?
Tıkaç mı yoksa sarımsak mı?
Now, contains cloves.
İçinde'clove'var.
All right, cloves.
Karanfil.
Cloves are what charlatans crush in bottle and sell to suckers like you.
Şarlatanlar karanfili senin gibi salaklara satmak için şişeye koyar.
It's got cloves, eulalia leaves, and essence of rootbree.
İçinde karanfil, Eulalia yaprakları ve Rootbree esansı var.
Scoop the insides out and then fry it with ten cloves of garlic, cumin seeds, little red onions and tomatoes.
Kepçe ile dışarı çıkar ve sonra 10 baş sarımsak, kimyon küçük kırmızı soğan ve domateslerle kızart.
And a hint of cloves, perhaps.
Karanfil?
Cloves.
Hayır, karanfil de değil!
And cloves?
Karanfil?
Six cloves.
Altı adet karanfil.
His speciality being lamb smoked with cloves and cinnamon.
Kendine has, karanfil ve tarçınla tütsülenmiş kuzu eti yapıyor.
Right. I thought you said "cloves." Cloves.
Doğru, "kıyamet" dedin sanmıştım.
And I was like, "Cloves, that's a weird thing to pack."
Düşündüm, "Kıyamet, paketlemeye elverişli sayılmaz."
There was the artsy chick he dated who smoked cloves and ate bone marrow.
Karanfil içen ve kemik iliği yiyen sanatçı görünümlü bir hatunla çıkmıştı.
Earl Jr, she smoked cloves.
Earl Jr, karanfilleri kokladım.
Pepper, nutmeg, cinnamon, cloves, in exchange for a poppycock badge of merit and a charter signed and sealed with wax crimson somewhere in the misty marshes of the Maas, which nobody has even heard of...
Saçma bir yetenek rozeti karşılığında biber, Hindistan cevizi, tarçın, karanfil. Ve Maas'ın gizemli bataklıklarında bir yerde kırmızı balmumu ile imzalanıp mühürlenen anlaşma. Ki hiç kimse tarafından duyulmamış.
- Oh, remember cloves?
- Oh, otları hatırlıyor musun?
No "Aw, remember cloves?" This can't happen.
"Otları hatırlıyor musun?" falan yok Bu olamaz.
And then you put the garlic cloves in it.
Ve her deliğe bir diş sarımsak koyun.
Loved cloves.
- Güzel karanfil.
Doc says i'm okay, But i feel like i just threw down with a carton of cloves.
Doktor iyi olduğumu söyledi ama ben kendimi çok yorgun hissediyorum.
For example, I've got 13 cloves of garlic here, a prime number which has remainder one when I divide it by four.
Örneğin ; elimde 13 diş sarımsak var. Yani 4'e bölündüğünde 1 kalanını veren bir asal sayı.
Cloves and cinnamon.
Karanfil ve tarçın.
-... at Cobb Company? - Yes.
Yani Cobb Co'daki flört politikasından haberiniz vardı ve bunu anlamıştınız, değil mi Bay Cloves?