Cody translate Turkish
2,403 parallel translation
Cody has me.
Cody'nin yanındayım.
It's only a matter of time before Cody realizes Emily's just small-town trash.
Yakın bir zamanda Cody Emily'nin bir köy pisliği olduğunu anlayacak.
Cody is destined for great things, and I'm helping him succeed.
Cody harika şeyler hakediyor..... ve ben de başarmasına yardımcı oluyorum.
She wants Cody, so she wants Emily gone.
Kadın Cody'yi istiyor, bu yüzden de Emily'yi ortadan kaldırmak istiyor.
Okay, I'll go in, grab Cody. - You flank. - No, you flank.
Tamam ben girip Cody'yi alacağım sen de yandan saldır.
- You don't?
Öyle mi? Cody!
- Cody, get out of the larsons'pool.
Havuzdan çık.
- Cody. No more Marco polo in the mornings.
Cody, artık sabahları Marco Polo yok.
Cody?
Cody?
Let go of him, Cody. Cody!
Bırak, Cody!
Cody, come here.
Cody! Buraya gel!
Cody, what are you doing?
Ne yapıyorsun sen?
Plus, I think it would be good for Cody right now.
Ayrıca şu sıralar Cody için de iyi olacaktır.
Cody was defending your honor.
Cody de onurunu savunmuş.
Well, Cody doesn't want to be part of the group anymore.
Cody gruptan ayrılmak istiyor.
Now Rita and Cody have been drawn into defending a lie.
Rita'yla Cody bir yalanı savunmak mecburiyetinde kalıyor.
What if it was Harrison or Cody?
Ya o çocuğun yerinde Harrison veya Cody olsaydı?
astor and cody will be in disney world.
Astor'la Cody Disneyworld'de olacaklar.
- astor and cody, disneyworld awaits.
Astor'la Cody Disneyworld yolunda.
- Cody, you butt-breath, stay away from my stuff!
Cody, eşyalarımdan uzak dur!
Cody. what's that?
Cody. Şu ne?
Is that Cody's bike?
Bu Cody'nin bisikleti mi?
Poor Cody.
Zavallı Cody.
Cody was coming back from their pool, and he stepped on a piece.
Cody havuzdan dönüyormuş ve kırıntının birine basmış.
Fort Cody.
Cody kalesi.
Hey, Cody.
Cody dur.
Mom, Cody pulled my barrettes out.
Anne, Cody tokalarımı çekiyor.
- It's okay. I get Cody's room.
Ben Cody'nin odasına geçtim.
- Sorry, Cody.
Kusura bakma Cody. Hadi bakalım çocuklar.
- ( Cody ) Thank you so much!
- Çok teşekkür ederim!
- First, you'll help Cody, then astor and then you're gonna help me put Harrison's baby bouncer together.
Önce Cody'e, sonra Astor'a yardım edersin ve sonra da Harrison'ın ana kucağını kurmak için bana yardım edersin.
- Well, for Cody, I thought he might like to join the young sailors club.
Mesela Cody'nin Genç Denizciler Kulübü'ne katılmaktan hoşlanacağını düşündüm.
- I'm not a young sailor, Cody is.
Genç denizci ben değilim ki, Cody.
Cody will be so disappointed.
Cody hayal kırıklığına uğrar.
- This really means a lot to Cody.
Bunun Cody için anlamı büyük.
If I can't kill Jonathan farrow tonight, at least I can make the most of my time with Cody.
Bu gece Jonathan Farrow'u öldüremeyeceksem ben de zamanımı Cody'ye ayırırım.
Cody, leave her alone.
- Cody, rahat bırak onu.
Cody fell into your shed.
Cody kulübenin içine düştü.
Dexter, Cody was scared and crying, all right?
Dexter, Cody çok korkmuştu ve ağlıyordu, tamam mı?
Uh, Cody, why don't you help your aunt Deb set the table?
Cody, Deb halanın masayı kurmasına yardım et.
I just heard that worldfamous clog dancer jugbert cody has gone to a better place.
Demin dünyaca ünlü klog * dansçısı Jog Bercodi'nin artık daha iyi bir yere gittiğini duydum.
Are you calling because the pacman guy and jugbert cody died?
Pac-Man'daki adam ve Jog Bercodi öldüğü için mi arıyorsun?
Remember what you're carrying there.
Aracı, Cody Ackerman kullanıyormuş.
Big fish. SPIKE And slippery. Nobody's been able to pin him down personally.
Cody Ackerman'ı siz öldürdünüz.
So this is either business or personal for Roy.
Çıldırmışsın sen! Bu, Cody Ackerman hakkında.
I'm going to open the door slowly so we can talk face-to-face, all right?
Cody Ackerman mi? Hayır, Pat daha önceden ondan bahsetmemişti.
Get out of the way! We can't let you do that.
Janet Ackerman, Cody'nin annesi.
- Cody!
- Cody!
We'll be fine, Cody.
İyi olacağız Cody.
Anytime, Cody.
Yola çıkabiliriz Cody.
Now, do we need a more objective team leader for this call? No, sir.
Kendime geldiğimde, Cody'e baktım.