Colorful translate Turkish
710 parallel translation
- He's a colorful character.
Halk ona epey ilgi duyuyor. Renkli bir kişilik.
Colorful, dynamic, multifaceted, boisterous, there's not one Casbah but hundreds.
Renkli, canlı, karmaşık, gürültülü... Kazbah'ta bu yapılardan yüzlercesi binlercesi vardır.
He and his brother must have been wonderfully colorful characters.
O ve kardeşi mükemmel renkli kişilerdi muhakkak.
I'd like to go to Buenos Aires or Rio or somewhere colorful and distracting.
Buenos Aires veya Rio'ya veya renkli ve eğlenceli bir yer iyi olur.
I assure you, professor, were our position's reversed I should have something more colorful, more imaginative to offer.
Seni temin ederim ki profesör eğer şartlar tam ters olsaydı daha renkli, daha yaratıcı bir teklifim olurdu.
And what, my good Mr. Holmes, could you have conceived that would have been so much more colorful?
Ya ne Bay Holmes bundan daha yaratıcı bir fikir olarak sizi tatmin edebilir?
Maybe that was why i was interested in such a colorful character.
Belki bunun için böyle renkli bir kişilik ilgimi çekti.
Who did what to who and where, any little colorful sidelights and stories of interest?
Kim kime nerede ne yapmış, herhangi renkli bir detay ve ilgi çekici bir hikaye var mı?
Makes you a very salty talker, a colorful character.
Bu seni sohbeti zevkli, kişiliği renkli biri yapar.
Don't you want to be a colorful character?
- Renkli kişiliğin olsun istemez misin?
A very salty talker, a colorful character.
Sohbeti zevkli, renkli biriymiş.
- Yes. He's a colorful fellow.
Şu büyük sanayici mi?
I know. But Italy somehow seems so much more colorful.
Biliyorum ama İtalya sanki çok daha renkli görünüyor.
And isn't Italy colorful?
Ve "İtalya da renkli", öyle değil mi?
Between North and South America lie the islands of the Caribbean, colorful and exotic.
Kuzey ve Güney Amerika'nın arasında... renkli ve egzotik Karayib Adaları uzanır.
He was about your height... and he wore rather fancy clothes, you know, colorful.
Aşağı yukarı sizin boyunuzdaydı. Şık kıyafetler giymişti, renkli falan.
Colorful, perfect for the altar.
- Tam kürsüye göre.
"Elysium City, its capital, is a beautiful metropolis... "... of palm-lined boulevards, handsome public buildings and colorful stucco homes.
Başkent Elysium City palmiyeli bulvarlar... ve rengarenk boyalı evleriyle güzel bir metropoldür.
Get me a whole bunch of colorful country - looking characters all sitting around listening to Lonesome Rhodes sound off about everything from the price of popcorn to the hydrogen bomb.
'Yalnız'Rhodes'un patlamış mısır fiyatlarından atom bombasına, anlattıklarını dinleyecek, taşra kılıklı renkli insanlar bul bana.
You're what I'm looking for : colorful, good-looking, a hero.
Aradığım sensin. Renkli, yakışıklı, kahraman.
By the way, I want to compliment you on your colorful exit from the auction gallery.
Bu arada, müzayede salonundaki eğlenceli gösteriniz için... sizi tebrik etmek isterim.
It's very colorful.
Renkli bir takım.
Much more colorful too.
Hem de çok daha renkli.
I'm sure you've had a very colorful career, Mr. Towns... but that's not quite the point.
Sizin çok renkli bir kariyere sahip olduğunuzu biliyorum Bay Towns fakat her şey bu bu noktada bitmiyor maalesef.
Boy, that's a colorful one.
Bu epey renkli olmuş.
Soldiers put gold stars on their shoulders and have colorful badge-like things on their collars.
Askerlerin omuzlarında altın yıldızlar olur. Ve yakalarında da nişan gibi şeyler olur.
I'm a press reporter looking for a colorful story, and I've got a beaut!
Renkli bir hikaye arayan bir gazeteceydim ve buldum!
Maybe you would've been happier with somebody a little more colorful and flamboyant... like the geek.
Belki o züğürt gibi şaşaalı biriyle daha mutlu olursun.
I'm sure you look upon your service record as being highly colorful, major.
Binbaşı, eminim dosyanın çok renkli olduğunu düşünüyorsun.
She feels that our every child will be president and they'll all have colorful administrations.
Hepsinin başkan olacağını ve renkli yönetimler oluşturacaklarını düşünüyor.
You pulled some colorful capers in your time, Al.
Sen de eskiden çok iyi işler çevirmişsin. - Bu bitti.
I'm colorful.
Renkli bir kişiyim.
You get colorful.
Renklenirsiniz.
But, Ogino-san, I think I've also made this world more colorful
Fakat Ogino-san, ben bu dünyayı daha renkli kıldığımı düşünüyorum.
Don't go counting on me for nothing colorful.
Sakın bakıpta beni bir şey sanma.
It's those little touches that make you colorful.
Şu küçük nüanslar, kişiliğine renk katıyor.
You certainly have picked up some colorful language, haven't you?
Konuşma tarzın çok renklenmiş değil mi?
Do you know what this artistic and colorful book's about?
Bu renkli sanat kitabının ne hakkında olduğunu biliyor musun?
He's the most colorful attraction in Northern California.
Kuzey California'daki en renkli çekiciliğe sahip.
We wouldn't want to see the same old colorful Rome, easygoing, messy.
Hep aynı imajla, eğlenceli, uyumlu, eski olarak lanse edilen Roma'yı değil...
It was colorful and colonial and cast glances.
Rengarenkti ve koloniye aitti, ve ışıltı saçıyordu.
It's a colorful flower.
Renkli bir çiçekti...
Your testimony has certainly been colorful... but what about the sordid aspects?
Çok renkli bir ifade verdiniz. ama sefil yönlerinden bahsetmediniz?
Colorful, isn't he?
Renkli bir kişilik, değil mi?
A colorful palace
Rengarenk bir saray, hemen!
Enjoying sun, surf and our colorful folk ways.
Güneşin, sörfün ve renkli halkımızın keyfini çıkarıyor.
The most murderous the most colorful redskin alive...
Dünyanın en tehlikeli, en renkli kızılderilisi...
- Colorful?
Renkli mi?
Colorful?
- Sanırım haklısınız.
Mr. Quick, those are all lovely, colorful suggestions... but I'm afraid if I started out to follow you...
Bay Quick, bunlar güzel ve renkli öneriler.
That's very colorful.
Ne hoş.