Committed translate Turkish
7,868 parallel translation
And to the man who committed these horrific crimes, your days of hiding are over.
Ve bu korkunç suçları işleyen adam. Saklandığın günler bitiyor.
Bobbi gave me her word she's still committed, and I have no reason to doubt her.
Bobbi hâlâ bağlı olduğunun teminatını verdi. Şüpheye düşmem için sebep yok.
I think this new test might find the man who committed these murders and prevent him from committing any more.
Bana göre bu yeni test cinayet işleyen adamın bulunmasını ve başka suçlar işlemesini engelleyebilir.
My hope is that genetic fingerprinting will not only help us understand who WE are, but will also help us catch the man who committed these terrible crimes, so that we all may have life.
Genetik parmak izinin sadece kim olduğumuzu anlamamıza yardım etmesini değil korkunç suçlar işleyen insanları da yakalamamıza yardım etmesini umuyorum. Böylece hepimizin hayatı olabilir.
You understand I do not care About whatever petty crimes you may have committed.
İşlediğiniz küçük suçların umurumda olmadığını biliyorsunuz, değil mi?
"But you would have it so. " You and Papa have committed a great sin against me. "It is your fault that I have made nothing of my life."
Sırf sahip olabilesin diye, ama sen ve babam bana karşı büyük bir günah işlediniz ve hayatta hiçbir şey kazanamamamın suçlusu sizlersiniz. "
Committed.
Kendini adamış olana.
The United States is committed to defusing this situation.
Birleşik Devletlerin görevi, tansiyonu düşürmektir.
So Rose had her committed.
Bu yüzden Rose onu içeri tıkmak zorunda kaldı.
You're both committed to being good parents, although your ideas of that might be different.
İkiniz de iyi ebeveynler olmaya söz vermişsiniz, her ne kadar fikirleriniz birbirinden farklı olsa da.
- The truth is, he committed suicide. - What?
İşin gerçeği kendisini o öldürmüştü.
I went through CCPN's crime archives, and in the last 11 months, there have been six crimes committed by people who later swore that they were innocent.
CCPN suç arşivine baktım. Geçen 11 ay boyunca masum olduklarına yemin eden insanlar tarafından 6 suç işlenmiş.
Or to gloat that he was taking the blame for a murder you'd committed?
Yoksa sizin işlediğiniz bir cinayet onun üstüne kaldı diye onu seyredip bıyık altından gülmeye mi gitmiştiniz?
However, there was still no limit to the crimes committed by the militants turned bandits.
Ancak ; yine de haydutlara dönüşen militanlar tarafından işlenen suçların bir sınırı yoktu.
If you're not anybody, you've committed a sin.
Biri değilsen, günah işlemişsindir.
His 25-year-old daughter Cheyenne has committed suicide at her home in Tahiti.
25 yaşındaki kızı Cheyenne... Tahiti'deki evinde intihar etti.
You know, we had that talk, and-and... you know, it's very... we're-we're-we're committed.
Biz görüşüyoruz ve... ve birbirimize... bağlıyız.
Made me aware of the wrongs I committed.
- Yaptığım hataları fark etmemi sağladı.
Her drinking... an act of violence committed against another patron there...
Ama Whale ve Tar'daki hareketleri... Alkol alması... Oradaki başka bir müşteriye karşı saldırgan davranışları...
Hanged by the District Court for a murder he never committed, because he was too damn good!
Bölge mahkemesi tarafından işlemediği bir suç yüzünden asıldı çünkü çok iyi biriydi.
We're now prepared to pay you twice that to show you how committed we are to the preservation and prosperity of this land.
Bu toprağın korunması ve zenginleşmesi konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu göstermek için iki katını ödemeye hazırız.
I was committed to the scenario.
Senaryoya kaptırmıştım kendimi.
So unless you have positive proof that a crime was committed...
Bir suçun işlendiğine dair kesin bir kanıtın yoksa...
You committed a crime, Jeri.
Bir suç işledin Jeri.
That's your defense? He committed suicide?
Savunman bu mu yani, intihar mı etti?
And it is also seeking to impress on the consciousness of humanity that these crimes, which have no precedent in the entire history of man on earth were committed in an enlightened age - on Jews this time - but could be committed against others in the future.
Aynı zamanda insanlığın bilincinde tüm dünya tarihinde eşi benzeri olmayan modern çağda Yahudilere yapılan ancak ileride diğerlerine de yapılabilecek bu suçların insanlık bilincinde iz bırakmasına çabalıyor.
When I left rehab, I... I accepted your influence. I committed to my recovery.
Rehabilitasyonu bıraktığım zaman senin yardımını kabul edip kendimi iyileşmeye adadım.
Oh... we're committed now.
Bu işi sonuna kadar götüreceğiz.
Committed to an asylum in the same year.
Aynı sene akıl hastanesi oldu.
Right up until he committed suicide.
İntihar edene kadar birliktesiniz.
To bring those who committed this vicious attack to justice.
Bu haince saldırıyı işleyenleri adaletin önüne çıkartacağız.
No, something he committed.
- Hayır, bir suçuyla ilgili.
I committed treason against the country I love so we could be together.
Sevdiğim ülkeye ihanet ettim, sırf birlikte olabilelim diye.
Were committed by this man.
Abigail Adams'ın çözme çalıştığı cinayetler bu adam tarafından işlenmiş.
We at Renautas are committed to that.
Bizler Renautas olarak kendimizi buna adadık.
Noah, I don't regret the years I've committed to your plan, living without my powers.
Noah, güçlerim olmadan yıllarımı senin planına feda ettiğime pişman değilim.
Could it be some mistake I committed?
Belki de işlediğim bir günah yüzündendir.
And there's no one more confident than a man in a committed relationship.
Ve hiçbir erkek ciddi bir ilişkisi, olan erkekten daha çekici olamaz.
I have committed no offense, and I defy this court to prove otherwise.
Hiç savunmam yok ve zaten size kanıtlamak zorunda değilim.
Yes, felons, maybe, but those are kids, kids who have never committed a crime in their lives.
Evet, suçlulara yardımcı olur belki,... ama bunlar daha çocuk,... hayatlarında hiç suç işlememiş çocuklar.
- What? - I committed to having lesbian sex soon, very soon, so I need some tutoring.
- Yakında, çok yakında lezbiyen seksine kalkıştım, yani özel derse ihtiyacım var.
You've either committed a crime or know something about one.
Ya suç işlemişsindir ya da işlenen bir suç hakkında bilgin vardır.
When I last spoke with Daniel, he was happy, committed to turning his life around, to spending it with me, to being a family.
Daniel ile son konuştuğumda mutluydu. Hayatını değiştireceğine, benimle geçirip bir aile olacağımızı söyledi.
Then three months ago, I get a call from this hospital, telling me my daughter's just been committed.
Üç ay önce hastaneden aradılar. Kızımın buraya bağlandığını söylediler.
Because he broke the law. He committed treason.
- Çünkü yasaları çiğneyip vatan hainliği yaptı.
Chris, unless I've committed a crime or I've threatened somebody, you can't keep me here.
- Chris bir suç işlemediysem ya da birini tehdit etmediysem beni burada tutamazsın.
And yet... here stands a madman who has committed heinous crimes against my family... - Yes!
Lakin iğrenç suçlar işlemiş delinin teki karşımızda duruyor.
For the crimes you have committed, you shall be put to death..... two days hence, on the anniversary of the coronation of your uncle..... Pope Sixtus.
İşlediğin suçlar için infaz edileceksin. Amcan Papa Sixtus'un iki gün sonraki taç giyme yıl dönümünde.
Yet this character, bears absolutely no resemblance to the person sitting next to me, someone who you will come to know as a devoted father, committed husband, a hard-working teacher and writer, and someone who is
Yine de bu karakter, yanıbaşımda oturan kişi ile kesinlikle hiçbir benzerlik taşımıyor. Yakında bu kişinin fedakar bir baba, adanmış bir koca,... çalışkan bir öğretmen ve yazar ve cinayet işleyemeyecek biri olduğunu öğreneceksiniz.
How committed are you to your homosexuality?
Homoseksüelliğe ne kadar bağlısın?
They said there was no evidence of a crime being committed, and someone there recommended that we contact you.
Oradakilerden biri de sizinle görüşmemizi önerdi.