English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Conceal

Conceal translate Turkish

806 parallel translation
By the thousands we'll tear at their nerves, for our rags do not conceal our wounds!
Binlercemiz onların sinirlerini gerecek çünkü kıyafetlerimiz yaralarımızı örtmeye yetmiyor.
I have nothing to conceal.
Saklayacak hiçbir şeyim yok.
So, early on, I had to hide my so-called gift, conceal it from my own brothers and sisters, my classmates, in the service.
Yani, daha en başında, sözde yeteneğimi saklamak zorundaydım. ... kendi kardeşlerimden gizlemeliydim, sınıf arkadaşlarımdan, askerde.
An umbrella to conceal a gun?
Bir tabancayı gizlemek için şemsiye mi?
Why try to conceal that youre madly in love with him?
Onu delice sevdiğini niçin saklamaya çalışıyorsun?
lm not trying to conceal anything.
Hiçbir şey saklamaya çalışmıyorum.
- I would. We have nothing to conceal.
Saklayacak bir şeyimiz yok nasılsa.
Its pouting lips, which conceal a lack of teeth, give it a bored look.
Eksik bir dişi gizleyen şişen dudaklar, yüzüne sıkılmış bir ifade veriyor.
If a man conceal any treasure captured... or fail to place it in the general fund, he shall be marooned.
Eğer kimse ele geçirilmiş bir hazineyi saklar ya da ortak sermayeye koymazsa adada mahsur bırakılacak.
Stain of blood on inside lining... prove definitely you conceal knife on person... after murder of husband.
Bu astardaki kan lekesi de.. Kocanızı öldürdükten sonra bıçağı da saklamak... İstediğinizi gösteriyor.
Whether he be dressed as priest, beggar, knight, palmer, what disguise can conceal the finest archer in England?
Rahip, dilenci, şövalye ya da hacı hangi kılık İngiltere'nin en iyi okçusunu gizleyebilir?
I've nothing to conceal.
Saklayacak bir şeyim yok.
Every beauty mark must conceal a thought and every curl be full of humor... as well as brilliantine. as well as brilliantine.
Her güzellik çizgisi bir düşünce gizlemeli, ve her bukle biriyantin kadar mizahla da dolu olmalı.
- Has J. Palmer Cass anything to conceal?
J. Palmer Cass'de saklanacak bir şey mi var? Hayır.
To conceal the fact...
Onların elinde olduğum gerçeğini...
I won't conceal from you that I wish this hadn't happened.
Senden gizleyecek değilim, keşke olmamış olsaydı.
Why not, if you've nothing to conceal?
Saklayacak bir seyin mi var?
Everybody has something to conceal.
Herkesin saklayacak bir seyi vardir.
No thickness of enamel could conceal value from his eyes.
Cila katmani kusun degerini onun gözünden saklayamazdi.
There's no use trying to conceal it now.
Bunu örtbas etmenin bir önemi kalmadı artık.
He may be able to conceal his handwriting for an hour, two hours, maybe even longer, but as fatigue sets in, he will revert to his real handwriting.
El yazısını bir ya da iki saat gizleyebilir belki daha uzun süre ancak yorgunluk başlar başlamaz gerçek el yazısına dönecektir.
A bulky document is obviously difficult to conceal but two pages of a state paper, photographed on microfilm, would be reduced to a size no larger than a stamp.
Kabarık bir belgeyi gizlemenin güçlüğü aşikar fakat iki sayfalık bir resmi belgenin mikrofilme geçirilmiş hali bir pul kadar yer kaplayacaktır.
Your Lordship, I won't conceal it, the officers are complaining of inactivity.
Lord Hazretleri, bunu gizleyemeyeceğim, subaylar hiç bir şey yapmamaktan şikayet ediyorlar.
One of two things has happened, either the woman he bumped into was an accomplice in which case, she has the pearl, or he managed somehow to conceal it in his flight.
İki şeyden biri oldu, ya çarptığı kadın bir işbirlikçi idi, bu durumda inci o kadında bulunuyor, ya da kaçışı sırasında bir şekilde onu saklamayı başardı.
Well Your Honor, I see no reason to conceal it any longer.
Sayın Yargıç, artık gizlemek için bir neden kalmadı.
We no longer have anything to conceal from each other have we.
Artık birbirimizden saklayacak bir şeyimiz yok değil mi?
But who they are really, who they are deep down, they conceal with great care.
Ama gerçekte kimdirler en derinlerde kimdirler büyük bir endişeyle gizlenirler.
The official Scotland Yard opinion is that one of his accomplices did him in... and then set fire to the house to conceal his crime.
Scotland Yard'ın düşüncesi cinayeti suç ortaklarından birisinin yaptığı... ve sonra da suçu gizlemek için evi ateşe verdiği istikametinde.
In the Fulham murder, someone used fire to try to conceal the crime.
Fulham cinayetinde de, biri suçunu gizlemek için ateşi kullanmıştı.
He had been strangely secretive about his latest painting, and lord henry, sensing a mystery, determined to discover what it was that his friend wished to conceal.
Son resmi hakkında oldukça az şey söylüyordu, ve Lord Henry, bir esrar seziyordu. Arkadaşının ne saklamak istediğini keşfetmek konusunda oldukça kararlıydı.
He killed Dr. Edwardes and took his place in order to conceal his crime by pretending the victim was still alive.
Edwardes'ı öldürdü ve kurban hala hayattaymış gibi görünsün diye yerine geçti.
There are men far more monstrous than you, though they conceal it well.
Sizden daha da canavar olduğu halde, bunu güzelce saklayabilen insanlar var.
Behind the arras I'll conceal myself to hear the process.
Ben de perdenin arkasında dinleyeceğim.
Imagine trying to decipher the complicated secret language that two lovers develop and speak, unhindered, to conceal theirmost secret andfragiIe emotions.
İki sevgilinin en derin ve hassas duygularını ifade etmek için geliştirdikleri gizli ve karmaşık bir dili çözmeye çalıştığınızı hayal edin.
You're always restless, hoping to conceal the truth of your soul or perhaps to forget it.
Her zaman huzursuzsunuz. Ruhunuzdaki gerçeği gizlemeyi umuyorsunuz... ya da belki onu unutmayı.
Her being unpredictable is a device to conceal her real self.
Tavırlarındaki belirsizlik gerçek benliğini gizlemenin bir yolu sadece.
They charge that George Eastman wilfully, and with malice and cruelty and deception, murdered, then sought to conceal from justice the body of Alice Tripp.
İddiaya göre George Eastman taammüden, kötü niyetle, acımasızca ve hileyle cinayeti işleyip, sonra Alice Tripp'in cesedini adaletten gizlemeye kalkışmıştır.
Conceal me!
Gizle beni!
If you try and conceal anything at all it may put you in a very serious position.
Herhangi bir şey saklamaya kalkarsanız bu sizi zor duruma sokabilir.
Always be proud of your Viking blood but conceal your identity until you reach Camelot.
Viking kanınla her zaman gurur duy evlat. Ama Kamelot'a varana kadar kimliğini saklamak zorundasın.
But all the magical spring was not enough to conceal the misery of manor farm.
Ama ilkbaharın büyüsü, büyük çiftlikteki... sefaleti örtmek için yeterli değildi.
Conceal the child!
Çocuğu gizle!
Thou art sworn as deeply to effect what we intend... as closely to conceal what we impart.
Unutma, yap dediğimizi kayıtsız şartsız yapmaya sana söyleneni kesin gizli tutmaya yeminlisin.
Children conceal things from adults.
Çocuklar bazı şeyleri büyüklerden saklar.
Conceal yourselves among the branches and don't expose yourselves.
Dallarla kendinizi kamufle edin ve açığa vurmayın.
But you need'nt conceal your age like a woman.
Ancak bir kadın gibi gizlenmek gerek.
Conceal yourself in your room, Let them think you're out.
Odanızdayken gizlenin. Sizi dışarıda sansınlar.
Are you a swindler who needs to conceal his real face?
Gerçek yüzünü gizlemek zorunda olan bir dolandırıcı mısınız?
Do you not see that Philip has only one idea, to conceal your enemies under his own skirts?
Filip'in tek bir düşüncesi var. Bunun farkında değil misin? Amacı, senin düşmanlarını cübbesinin altına gizlemek.
Don't try and lie or conceal anything, or you'll get skinned alive.
Yalan söylemeye ya da bir şey saklamaya kalkmayın, yoksa sizi çiğ çiğ yerler.
Al wouldn't conceal a thing like that.
Al böyle bir şeyi saklamazdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]