English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Concede

Concede translate Turkish

386 parallel translation
The Commission voted that if you were a model prisoner for one year... they would concede that you had paid your obligations in full.
Komisyon bir yıl boyunca örnek bir mahkum olursan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini kabul edecek.
You must concede it would have looked pretty bad even to you.
Sizin açınızdan bile oldukça kötü göründüğünü kabul etmelisiniz.
Will Mr. Norton concede human life is in constant peril in this wild region from which this child was rescued?
Bay Norton insan hayatının çocuğun kurtarıldığı vahşi ortamdan kurtulması gerektiğini kabul edecek mi?
No, I will not concede any such thing.
Hayır böyle bir şeyi kabul etmem.
I'm beaten I concede.
Kaybettim.
I concede your point.
Ana fikrinizi kabul ediyorum.
But, my dear Charles, if we concede your argument, there is no solution.
Sevgili Charles, ne kadar tartışsanız da bir çözümü yok.
We are very happy to concede Mr. Gailey's claims.
Bay Gailey'in iddialarını kabul etmekten mutluluk duyuyoruz.
Well, I concede that- -
İtiraf edeyim...
I'm perfectly willing to concede Mr. Devereaux's contribution to his native state... but it is the contention of the prosecution that this does not give him the right... - to flout the laws of this state or... - Object.
Bay Deveraux'nun bu ülkeye katkısına saygı duyuyorum sayın yargıç ama bu ona bu ülkenin kanunlarını çiğneme hakkı tanımaz.
I concede.
Aynı fikirdeyim.
And you concede as well that the man named in this liaisons as your wife's companion was Mr. Thomas Ward.
Aynı zaman da siz bu ilişkilerde karınınızın dostu olarak adlandırılan adamın Bay Thomas Ward olduğunu da kabul ediyorsunuz.
The Grand Duke's will is to concede the privileges to the Livonian Order.
Yüce prensin isteği, Livonya'ya imtiyaz tanımaktır.
The defence will concede that Mrs. Manion, when dressed informally is an astonishingly beautiful woman.
Savunma makamı da kabul ediyor, günlük kıyafetleriyle Bayan Manion... son derece güzel bir kadındır.
However, I will concede that you have done me and the Army a great service.
... bana ve orduya çok hizmet ettin.
If we see it within five feet of the fresh earth, we'll concede the wager. One thing, conny.
Eğer yeni atılmış toprağın 2 metre yakınındaysa, bahsi sen kazanırsın.
The powerhouse, the telephone exchange, these I concede.
Elektrik ve telefon santrallerini bırakırım.
You concede the necessity of goin'to school... we'll keep right on readin the same every night... just as we always have.
Sen okula gitmenin gerekli olduğunu kabul edersin... ve biz de her akşam yaptığımız gibi okumaya... devam ederiz.
First, you'll have to concede I'm not a fool.
Öncelikle, bir ahmak olmadığımı kabul etmelisiniz.
Therefore, in the interest of progress and harmony I am willing to concede to your point of view.
Bu yüzden, ilerleme ve uyum bakımından sizin bakış açınıza ödün vermek istiyorum.
Concede?
Ödün mü?
I concede there are a few priests who really believe in what they preach... but most of them are phonies.
Bazı iyi papazların olduğunu kabul ediyorum. Ama çoğu beş para etmez.
The only thing I concede is that you had the better horse.
Senin atının daha iyi olduğunu kabul ediyorum.
Confide and we concede.
Ne kadar verirsen o kadar alırsın.
Not Peronism of the bureaucrats which does nothing but negotiate and concede, but of Péronism of the masses, that of the anti-imperialistic and revolutionary fight, which leads to socialism.
Önemli olan bürokratların Peronizmi değildir. Müzakere eden ve teslim olan değil, kitlelerin Peronizmi anti-emperyalist ve devrimci savaşımı sosyalizme yönlendirecektir.
Lf, through weakness, you concede the slightest thing to these girls you will no longer have any authority.
Eğer kızlara karşı en ufak bir zafiyet gösterirseniz, bu sizin otoritenizi yok eder.
" Accede, concede, intercede, precede, recede, secede.
"Accede", "concede", "intercede", "precede", "recede", "secede".
Except after "c" as in exceed, proceed, succeed, accede, concede, intercede, precede, recede, secede.
"C"'den sonra gelirse, "exceed", "proceed", "succeed", "accede",... "concede", "intercede", "precede", "recede", "secede"'de olduğu gibi.
One thing before I concede.
Bitirmeden önce bir şey daha var.
You concede that?
Kabul ediyor musun?
If I were discussing it I'd concede it, but I don't want to!
Tartışıyor olsaydım, kabul ederdim ama tartışmak istemiyorum!
I'll concede to your knowledge. I don't know.
- Bu konuda size güvenmek durumundayım, çünkü benim bir fikrim yok.
Well, it was quite a while, I concede.
İtiraf ediyorum, oldukça uzun bir süreydi.
I concede defeat, is that what you want to hear?
Yenildiğimi kabul ediyorum. Duymak istediğin bu mu?
But Harris did not, and does not, concede defeat.
Ne var ki Harris, yenilgiyi kabul etmedi ve etmeyecekti.
I concede.
Tükenirim.
I mean would you concede there's no gun in the room?
Yani, bu odada silah olmadığını kabul ediyor musun?
And would you further concede that if this bullet proves to be from the same gun that killed Harry Stone, then the same hand fired both shots?
Ve ayrıca eğer bu mermi Harry Stone'u öldüren aynı silahtan atılmış görünüyorsa, o zaman aynı elin her iki mermiyi de ateşlediğini kabul edebilir misiniz?
" I will concede thy ship to thine enemy so that thou may live.
" Yaşayabilmen için gemini düşmanına teslim edeceğim.
Gen. Maddux did concede that SAC is preparing to rotate updated missiles at Red Bluff.
General Maddux, kara kuvvetlerinin, Kızıl Kayalıktaki roketleri dönüşümlü olarak modernize etmeye hazırladığını kabul etmişti.
I concede your Enterprise is superior.
Atılgan'ınızın üstün olduğunu kabul ediyorum.
Well, I... I'll concede I was insistent.
Tamam, ısrar ettiğimi kabul ediyorum.
Et concede ut illis salubriter... a te nutriti.
"Bütün cömertliğinle, Oğlun İsa eliyle gönderdiğin..." "... bütün nimetler için şükranlarımızı sunuyoruz. "
You only have to concede to one demand.
Sizin sadece tek bir talebe yanıt vermeniz gerekiyor.
I concede that the Chamberlain scissors, as I received them, could not cut jump suit material.
Chamberlain'ın makasının tulumu kesemeyeceğini kabul ediyorum.
Do you concede, having seen the photograph, that a dog could easily encompass the head of a child of Azaria's size in its jaws?
Bu fotoğrafa bakarak o köpeğin, Azaria boyunda bir çocuğu kolayca ağzına alabileceğini söyleyebilir misiniz?
- Are you going to concede?
- Söylediklerimi kabul edecek misiniz?
I have to concede that there my eyes kind of welled up... when I heard that.
İtiraf etmeliyim ki, bunu duyunca gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Given the fact that there is a state of armed insurrection in Northern Ireland... do you not concede the government has every right... to take whatever measures it deems necessary to... stem this insurrection?
Kuzey İrlanda'daki silahlı isyan durumu göz önüne alındığında, hükümetin bu isyanı engellemek için gerekli önlemleri almaya hakkı olduğuna, siz de katılmıyor musunuz?
Oh I concede.
Teslim oluyorum.
Hear! I concede defeat.
Ben şimdiden kaybetmiş olayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]