English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Condiments

Condiments translate Turkish

103 parallel translation
By the way, Boss... this demanding palate of mine... insists on getting only the best in sake and condiments.
Bu arada Patron..... şu benim damak tadım..... en iyi sake ve soslardan tatmak için ısrar ediyor.
Now, only in a certain small section of Marseilles are these 3 condiments prepared in these proportions.
Ancak ; sadece Marsilya'nın küçük bir bölgesinde bu üç malzeme bu oranlarda karıştırılır.
I'm very particular about my condiments, so keep your salt and pepper to yourself!
Sos ve baharat konusunda çok pimpirikliyimdir. Bu yüzden tuz biberini kendine sakla.
No, I'm not, I'm condiments. I've been promoted.
Hayır değilim, terfi ettim.
I'm pleading for my life... and you're discussing the inconsistency of lunch meat condiments!
Benim hayatım söz konusu ve siz soslardaki değişikliklerden söz ediyorsunuz!
10 : 07, ate dinner consisting of packaged condiments he lifted from Barney Dog.
On sıfır yedi ; sosisli sandviççi Barney'den arakladığı paket soslardan oluşan akşam yemeğini yedi.
Mix up them condiments the way I do!
Sosları benimki gibi karıştırın.
Condiments are on the table, O'Connell.
Baharatlar ve soslar masada, O'Connell.
Do not hand him any sharp instruments... power tools, sewing materials, or condiments.
Kesici aletler, enerji aletleri,..... dikiş aletleri veya yemek sosu vermek yok.
We don't allow any outside syrups jams, or condiments in the restaurant.
Dışarıdan gelen şurup reçel veya soslara restoranda izin vermiyoruz.
Get the feel of their condiments, their unmentionables.
Baharatlarının, iç çamaşırlarının duygusunu hissetmeliyim.
A houseful of condiments and no food.
Sos dolu ama hiç yemek olmayan bir ev.
No, not condiments, but condoms.
Hayır, çeşni değil, prezervatif.
You people are sucking the life out of my condiments. "
Sizler lezzetlerin hayatını söndürüyorsunuz.
What about coffee or condiments? You got condiments covered?
Ya kahve ya da sos için kapaklı soslarınız var mı?
Hundreds of types with different sizes, toppings, and condiments.
Farklı ölçülerle ve baharatlarla yüzlerce çeşit hamburger.
Bring on the imperialistic condiments.
Emperyalist baharatları da getir.
people, hamburgers, condiments... us, you know?
İnsanlar, hamburgerler, soslar... İkimiz, anladın mı?
Is this about farm animals, or is it about condiments?
Bu çiftlik hayvanlarıyla mı yoksa baharatla mı ilgili?
There are few things in this world more unsettling than going into the back to grab condiments, and ending up staring at a huge, steaming pile of cock.
Bu dünyada çok az şey, baharat almak için arka tarafa gidip, dumanı tüten, koca bir yığın penise bakakalmak kadar rahatsız edicidir.
This is where you're gonna get the ice, the soft drinks, the condiments, the doggie bags, et cetera and so forth.
Buzu, alkolsüz içecekleri, baharatları, artan yemekler için paketleri, falanı filanı aldığın yer.
That's where we keep all the condiments.
Tüm baharatları orada tutarız.
Yeah, she's in the condiments aisle.
- Evet, baharatlar ve soslar bölümünde.
- No condiments?
- Çeşni yok mu?
I wouldn't dream of obscuring it with condiments.
Çeşnilerle kirletmek aklımdan bile geçmez.
And I ate spicy condiments like they were going out of style.
Ve piyasadan silineceklermiş gibi baharatlı yiyecekler yedim. - Lane.
And to repay you all for this lousy trick that you played on me, you can all reach in here and grab your own damn condiments.
Bana oynadığınız bu berbat oyunu size ödetmek için de hepiniz buraya gelip kendi baharatlarınızı alacaksınız.
No praying to the condiments!
Soslar için dua edilmez!
You request more condiments?
Daha fazla kıyafet?
Condiments, madam?
Süt veya şeker?
Condiments.
Baharatlar.
Have you adverse reactions to other food or condiments, Harry?
Başka yemeklere ya da baharatlara da kötü tepkiler verdiğin oldu mu, Harry?
Jackie, I'd offer you a third sandwhich but you've cleaned me out of meat and condiments.
Jackie, üçüncü sandviçi teklif edecektim, ama eti ve sosu silip süpürdün.
And Condiments?
Ya çeşniler?
- No condiments.
- Baharat yok.
Did your little boyfriends try and kiss you or lube you up with condiments?
Erkek arkadaşlarınız sizi öpmeye çalıştı mı yoksa baharatlarla yağlıyorlar mıydı?
- Fighting off monsters with condiments.
- Yaratıklarla savaşmak için baharat kullanıyoruz.
I think we can safely assume that all Kryptonian condiments were destroyed when the planet Krypton exploded.
Sanırım varsayabiliriz ki, tüm Kripton baharatları Kripton havaya uçtuğunda yok olmuştu.
Ronnie enough with the condiments all right.
Bu kadarı yeter Ronnie.
Enough with the cold cuts, the condiments.
Yiyecek muhabbeti bu kadar.
The condiments are here.
Baharatlar da burada.
And they alos refill the condiments with jerrick (? ) instead of Heinz.
Ayrıca soslara da ketçap yerine Jerrick diye bir şey dolduruyorlar.
Why don't you take it for Rs. 8,000.. .. I'll throw in the condiments for free.
Neden 8.000 Rs.'ye almıyorsun, yanında bedava birşeyler de veririm.
You can't barrow salad dressing or condiments or anything else...
Tanrım, salata sosunu, baharatları ya da üzerinize süreceğiniz herhangi bir şeyi ödünç alamazsınız.
They're my security condiments.
Özel tatlandırıcılarım.
Now do we have any condiments or anything like...
Elinde herhangi bir çeşni, sos...
Condiments?
Baharat?
Favourite condiments.
Favori baharatın?
We still sticking with condiments?
Ne istersin?
Teddy... condiments, please.
Teddy... soslar lütfen.
Hey, I have condiments, thank you very much.
Ve orada, buzdolabının içinde hiç yiyecek yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]