English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Conspirator

Conspirator translate Turkish

223 parallel translation
He said late Cha Hee Joo's co-conspirator may try to approach you again.
- Cha Hee Joo'yla alakalı birinin sizinle iletişime geçeceğini söyledi.
He believes that someone that Cha Hee Joo knows was a co-conspirator of the kidnapping and may come around you again. He believes that Cha Hee Joo was a co-conspirator of the crime, not the victim.
- Esas suçlunun Cha Hee Joo'nun etrafından olduğunu ve Cha Hee Joo'nun kurban değil suç ortağı olduğunu düşünüyor.
There's a very high chance... that her twin in that picture was her co-conspirator.
Resimdeki ikizi de kuvvetle muhtemel suç ortağıydı.
Co-conspirator?
Suç ortağı mı?
He figured out from that picture... that she had a twin sister, and that she must've been her co-conspirator.
İkizi olduğunu ve diğer kardeşin de suç ortağı olabileceğini ise bu resim sayesinde öğrendi.
Hee Joo was a kidnapper... and Han Na was her co-conspirator?
Hee Joo fail Han Na da suç ortağı mı?
We have a lead on who Hee Joo's co-conspirator.
Başkan Joo Joong Won'un kaçırılmasındaki suç ortağını bulmaya çok yaklaştık.
Yes. Cha Hee Joo had a twin sister. And you were contemplating the possibility of that woman being her co-conspirator.
Cha Hee Joo'nun ikizi olduğunu ve... onun suç ortağı olabileceğini düşünüyordunuz.
There's a very high probability that she was the co-conspirator.
Muhtemelen suç ortağı olduğu için.
Uncle. Although I'm a little shocked to hear that Hee Joo was the culprit... you must know there is no reason for me to have been her co-conspirator.
Amca, Hee Joo'nun suçlu olması biraz şaşırtıcı olsa da benim bunu asla yapmayacağımı bilmiyor musun?
No. I'm positive that she is the co-conspirator.
Hayır, o kadının suç ortağı olduğuna eminim.
I wanted to know who the co-conspirator was, and I now know who that was.
Suç ortağının kim olduğunu öğrenmek istiyordum ve öğrendim.
Didn't you tell me that Hee Joo wanted to protect her co-conspirator? It's probably why she remained by her side. Tell her to keep doing that if she wants.
Korumaya çalıştığı suç ortağı o kız olmalı.
If I was to capture you as the co-conspirator... Chief Secretary Kim, who's trying to protect his only niece, will be hurt.
Seni suçlu olarak yakalasaydım yeğenini koruyan kişi incinecekti.
But for heaven's sake, stop playing the conspirator.
Ama Tanrı aşkına, bir suikastçiyle dolaşmayı bırakın.
Oh yes, I admit I was more of an amateur conspirator back then.
Öyle, kabul ediyorum, o zamanlar komplo konularında daha amatördüm.
I shall have El Libre, his daughter, his distinguished conspirator... our ship, our guns, the pirates, and Captain Vallo, without paying a sou.
El Libre'i, kızını, seçkin işbirlikçisini, gemimizi, silahlarımızı, korsanları, ve Kaptan Vallo'yu beş para ödemeden ele geçireceğiz.
He's become one of the most dangerous men in the empire, a traitor and a conspirator against the state.
Ama o imparatorluğun en tehlikeli adamı, hain ve devlet düşmanı oldu.
He won't tell you anything, he's a trained conspirator.
Sana hiçbir şey söylemeyecek, kendisi eğitimli bir komplo tertipçisi.
The conspirator.
- Evet, "Komplo" cu.
That's him - Father's fellow conspirator.
Bu o. Babamla kafa kafaya veren adam.
The wife of a prisoner, traitor and conspirator isn't allowed to live in a two room flat!
Bir haninin, komplocunun ve tutuklunun eşinin iki odalı bir dairede yaşama hakkı yok!
That polo-playing parlor conspirator!
Şu polo oynayan salon komplocusu..!
a dark conspirator!
Karanlık bir komplocu!
I'm the sixth conspirator.
Altıncı suç ortağı benim!
Only a conspirator, an enemy of the government, could thus insult the People's Tribunal
Sadece komplocu bir hükümet düşmanı halkın mahkemesine... bu şekilde hakaret edebilir.
And in Germany, by the German fascists... because I was Jewish, I was called a Zionist conspirator.
Ayrıca, Almanya'da Alman faşistler tarafından Yahudi olduğum için Siyonist komplocu olarak adlandırıldım.
I come to democratic America... some small-minded people called me a German fascist and a Zionist conspirator.
Demokratik Amerika'ya geldim. Bazı bağnaz kişiler bana Alman faşisti ve Siyonist komplocu adlarını taktı.
I think they plan to break him down on the stand and then indict him as a co-conspirator.
Sanırım onu tanık sandalyesinde zayıf düşürmeyi planlıyorlar ve sonra suikasta yardım ile suçlayacaklar.
Well, the other conspirator. Or are there more?
Diğer komplocu da ortaya çıktı.
Mother Spain... a dark conspirator.
Büyük İspanya... karanlık bir suikastçı.
A co-conspirator or an inept fool.
Yardakçı veya beceriksiz bir budala olarak.
A ruffian, a conspirator and a loony.
Bir kabadayı, bir komplocu ve bir çatlak kalıyor.
The conspirator will do for you.
Komplocu senin için çalışır mı.
Our only professional conspirator is in jail!
Tek komplocumuz da şu an hapishanede!
I have no mercy for a conspirator.
Hainlere merhametim yoktur!
I'm not sure I can tolerate a nervous co-conspirator.
Endişeye kapılan suç ortaklarına karşı pek sabrım yoktur!
You plotter, co-conspirator!
Seni entrikacı, komplocu!
How about you kissing my ass for not indicting you as a co-conspirator, you cocksucker?
Seni isbirlikci olarak suclamadigim icin kicimi opmeye ne dersin adi herif?
There was a co-conspirator.
Bir suikastçi daha vardı.
Because of this co-conspirator, whom we shall name Henri Young is innocent of the crime of murder.
Bu yüzden, Henri Young cinayet suçundan suçsuz bulunmalı.
Before the counselor is allowed to waste this court's time and this jury's time I'd request that he supply some proof or evidence of this co-conspirator.
Avukat beyin mahkemenin ve jürinin zamanını boşa harcamadan önce bu suç ortağı hakkında kanıt göstermesini talep diyorum.
Can you bring forward evidence of the existence of a co-conspirator?
Suç ortağı olduğuna dair kanıtınız var mı?
This does not a co-conspirator make.
Bu başkasıyla yapılmış bir şey değil.
You have a rare grasp of the conspirator's mind, Archibald.
Hainlerin nasıl düşündüğünü çok iyi biliyorsun, Archibald.
I'm not a conspirator.
Ben komplocu değilim.
We make your dad a co-conspirator.
Babanı bize yardıma ikna edeceğiz.
But he and his shall know that justice lives in Saturninus'health, whom, if she sleep, he'll so awake as she in fury shall cut off the proud'st conspirator that lives.
Saturninus adalet ne demekmiş gösterecek o soysuzlara. O uyanık kaldığı sürece ben de uyumayacağım. Karıma komplocu diyen o hain büyük bir gazaba uğrayacak.
I was nothing but a co-conspirator.
Komploya yardım eden birinden başka bir şey değildim.
Do you realize we could charge you as a co-conspirator?
Sizi suç ortaklığıyla suçlayabileceğimizi biliyor musunuz?
Before that, the chief conspirator declared :
Bundan önce komplonun lideri şöyle bir açıklama yapmıştı :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]