Corpsman translate Turkish
235 parallel translation
Corpsman!
Sıhhiyeciler.
Corpsman!
Sıhhiye eri!
- Corpsman!
- Sıhhiye eri!
- Corpsman! Corpsman!
- Sıhhiye eri!
Fine corpsman I am.
İyi bir ürüncüyüm ben.
I am a corpsman, right?
Ben bir sıhhiye eriyim değil mi?
One of them was a corpsman...
Bir tanesi sıhhiyet eriydi.
Get a corpsman.
- Bir doktor çağır.
Corpsman! Corpsman!
Sıhhiye eri!
Get a corpsman.
Asker getir.
Get a corpsman!
Asker getir!
Corpsman!
Asker!
Corpsman :
Sihhiye eri :
A... corpsman.
Askerî birlikte.
Really, a corpsman?
Cidden, birlikte mi?
A corpsman, huh?
Sıhhiye Birliği, ha?
Corpsman! His tank broke down. When the crew were repairing it, they were fired on.
Resimli kitaptan okumayı öğrenmek daha kolay.
Corpsman!
Neden? İyi.
Couple more. Corpsman! Real gently, get him up.
Bunu aklından çıkarabilmek için uyuyabilecek misin merak ediyorum.
- [Woman # 2] I need a corpsman to take this out ofhere.
Yani bir fiil değil, bir niyet var ortada.
Somebody get me a corpsman.
Biri doktor çağırsın.
That corpsman on the way?
Doktor geliyor mu?
Somebody go check on that corpsman.
Biri doktor çağırsın.
If you can't, raise your hand, and the corpsman will assist you.
Takamazsanız, elinizi kaldırın, doktor size yardım edecektir.
Corpsman, we got a problem.
Doktor, problemimiz var.
Corpsman, get that mask on.
Şu maskesini tak.
Get a corpsman over here.
Buraya bir yardım ekibi gönderin.
Corpsman.
Sıhhiyeci.
All I can do is cancan, and the corpsman says I can't cancan.
Tek yapabildiğim kankan, ve askeri hemşire yapamayacağımı söylüyor.
Corpsman!
- İlk yardım! İlk yardım!
Corpsman!
- İlkyardım!
Corpsman!
Corpsman!
My specialty in the Pacific was being a corpsman to wounded Marines.
Pasifik'teki görevim yaralı deniz piyadelerine ilk yardım yapmaktı.
Corpsman, priority one.
İlkyardım ekibi, ilk öncelik.
- No, I'm a corpsman, ma'am.
- Hayır, ilk yardımcıyım.
Sir, I was the attending corpsman.
Revirde görevliydim.
As his medical corpsman.
- Sağlık görevlisi olarak,..
The corpsman he confided in and his mother are admitting he never would've.
Konuştuğu arkadaşları ve annesi de asla kendini öldürmeyeceğini.
Seemed to be in a bit of daze, so I had a corpsman administer a drug test.
Sersemlemiş gibiydi. Ben de uyuşturucu testi yaptırmasını istedim.
I was a corpsman in the Navy.
Donanmada sıhhiyeciydim.
- Corpsman!
- Corpsman!
Corpsman saw him ten seconds before the explosion.
Sıhhiye eri, patlamadan on saniye önce odasındaymış.
Well, according to the corpsman, the commander was asleep.
Sıhhıye erine göre, Komutan uyuyordu.
No one went in or out of Commander Dornan's room between the time the corpsman checked up on him and the explosion.
Sıhhıye erinin kontrolünden sonra, patlamaya kadar Komutan Dornan'ın odasına kimse girmedi.
What about the corpsman?
Ya sıhhıye eri?
A Navy corpsman, out jogging, fod a body in a culvert beside an athletic field at Norfolk a Navy lieutenant who'd been raped and strangled.
Bir donanma sıhhiye eri, Norfolk'ta su kanalının yakınlarında koşuya çıkmıştı ve bir donanma teğmeni buldu tecavüz edildikten sonra öldürülmüştü.
Corpsman!
Sıhhiye!
call corpsman.
Yaralanmada, sıhhiye erini çağır.
There was a corpsman on duty.
Görevli biri vardı.
[Potter] Corpsman!
Kahrolası ordu!
Corpsman, take over here!
Tansiyon pnömosu.