English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Corral

Corral translate Turkish

368 parallel translation
Drive on into the corral, Dave.
- Konaklama bölgesine doğru devam et, Dave.
Keep away from the old corral
Yaşlı kurttan uzak durun!
Let's get down to the corral.
Ağıla doğru gidelim.
They're gatherin'at the corral!
Ağılın orda toplanıyorlar.
There's a horse out there in the corral.
Ağılda bir at var.
If we hadn't caught them in time, they'd have cleaned out the whole corral.
Onları zamanında yakalamazsak, bütün ahırı çalacaklar.
I told you so. I told you Tom would come busting out of that jail just like a bull through a corral fence.
Tom'un, çitleri aşan bir boğa gibi hapisten kaçacağını söylemiştim.
After you get your training, some of you'll do a hitch in this corral.
Eğitiminizin sonunda bazılarınız aynı gösteriyi yapacak.
- She's, over at the corral, Sir.
- Ağılın yukarısında, efendim
Don't tell me you've given up telegraphy for a corral?
Bana ağıl için telgraf işinden vazgeçtiğini söyleme?
Take the horses out of the corral and hitch them up.
Atları ahırdan çıkarın ve arabalara bağlayın.
Good thing elephant sleep in corral.
İyi ki fil, ağılda uyuyor.
We'll be waiting for you, marshal, at the O.K. Corral.
Seni bekliyoruz şerif. O.K. Corral'da!
Well, the Clantons are at the O.K. Corral all right.
Doğruymuş, Clantonlar O.K. Corral'da bekliyor.
Riling's over on the left of'em trees. The other two are closer to the corral.
Riling, ağaçların solunda diğer ikisi ağılın yanında.
If I just make it to the corner of the corral I can circle around and get behind them
Eğer köşeye ulaşabilirsem, arkalarına dolanıp onlara saldırabilirim.
I saw him head for the corral.
Ağıla doğru gittiğini gördüm.
Corral, I guess.
Ağıldadır belki.
- All right, mister, I'll accommodate you. - Let's step over to the corral.
Tamam, sana da şans tanıyacağım.
Roll the stage down to the corral and see that box gets back to the office.
Arabayı ahıra götürün ve sandığı büroma getirin.
Two bits in the corral with grain feeding'!
İki sente ağılda buğdayla besleriz.
Also detail someone to corral the horses.
Ayrıca at ağılı için birisini görevlendir.
I went down to the corral to take a look at the horses.
Atlara bakmak için, aşağı ağıla gittim.
- Take it. Put our horses in the corral and hide the saddles.
- Atlarımızı ahıra götür, eğerleri de sakla.
I reckon it was just a coyote run through the corral.
Çakal, ahırın yakınında geçti sanırım.
We'll get to the horses in the corral.
Ağıldaki atlara gidelim.
I seen a nice, fat hay-rope over in that corral.
Ağılda güzel kalın bir ip gördüm.
I met him in a corral.
Onunla bir ahırda buluştum.
I counted 33 in the corral.
Ben bir tavlada 33 tane saydım.
Shoes fresh in the clay, leading out of the corral tracks for eight or ten horses.
Çamurdaki taze ayak izleri, Tavlanın çıkışını işaret ediyordu 8 - 10 tane atın ayak izleri.
There isn't a horse in the corral.
Ahırda hiç at yok.
It's okay until the corral.
Ağıla dek sorun yok.
For about 20 miles past the corral.
Ağılı geçtikten sonra yaklaşık 20 mil.
Ηere's the corral.
Bu ağıl olsun.
Ηere's the corral.
İşte ağıl.
- I saw you at the corral.
- Seni ağılda gördüm.
We'll go down to the corral after supper.
Yemekten sonra hayvanlara bakmaya gideriz.
- Come on, boys, let's corral'em.
- Haydi çocuklar, yakalayalım şunları.
It won't take all of us to corral a few steers.
Birkaç sığırı yakalamak için hepimize ihtiyaç yok.
His wife found him at the corral last night, dead.
Eşi geçen gece onu ağılda ölü olarak bulmuş.
I got a no-good bay down at the corral.
Ahırda ; vahşi, terbiye edilmemiş kızıl bir atım var.
Man, they'll hang you from that corral gate.
Shep'in çiftliğine mi? Seni ahır kapısında sallandıracaklar.
Lars just said somebody busted into his corral last night and ran off with his best cows.
Lars'ın dediğine göre dün gece ahırına girip en iyi ineklerini çalmışlar.
I don't want an unbranded calf in my corral because of your carelessness... and I'm tired of paying for your mistakes.
Dikkatsizliğin yüzünden evimde ne idüğü belirsiz bir dana istemiyorum hatalarının bedelini ödemekten de bıktım.
You'll wind up with a woman in every placita and a calf in every corral.
Böyle giderse her çiftlikte bir kadın ve her ağılda bir'dana'sahibi olacaksın.
Sunup at OK Corral.
Günes dogarken O.K. Agili'nda.
In the gunfight at OK Corral
Ölen katiller
OK Corral
O.K. Agili'ndaki
OK Corral
Çatismada
I thought I saw that gelding in his corral.
Şu senin atı orada gördüğümü sandım.
Right here is the corral, that's where I keep my ponies.
Atlarımın durduğu ahırlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]