Could you say that again translate Turkish
64 parallel translation
Could you say that again, please?
Tekrar eder misin lütfen?
I'm sorry, Mrs. Fried, could you say that again?
Affedersiniz, Bayan Fried, bir daha tekrarlar mısınız?
- Wait, could you say that again?
- Bir dakika, tekrar etsene?
- I'm sorry, could you say that again?
Tekrar edebilir misiniz acaba? Almanca biliyor musunuz?
- I said, uh, could you say that again?
- Dedim ki, uh, bir daha söyler misin?
- Could you say that again?
- Bir daha söyler misin?
- Could you say that again, please?
- Tekrar edebilir misiniz?
Could you say that again, please?
Bir daha söyler misin lütfen?
- [Laughing] Could you say that again?
- Şunu bir daha söylesene?
Could you say that again?
Tekrar söyleyebilir misin?
Could you say that again?
Tekrarlayabilir misiniz?
Could you say that again, please?
Tekrar söyler misin lütfen?
Could you say that again?
Tekrar söyle misin?
Could you say that again?
Bir daha söyler misin?
Could you say that again?
Bunu tekrar söyleyebilir misin?
Could you say that again?
Tekrar söyleyebilir misiniz?
Could you say that again into my good ear, please?
Tekrarlar mısın, duyamadım da?
Could you say that again, only slower?
Bir kez daha yavaş yavaş söyler misin?
Could you say that again, but just a touch slower?
Daha yavaş bir şekilde tekrardan söyleyebilir misin?
Could you say that again, Mr. Christiaens?
Tekrar söyleyebilir misiniz, Bay Christiaens?
? Could you say that again?
Bir daha söylesene?
- Could you say that again?
- Bunu tekrar söyleyebilir misin? - Belki.
Could you say that again into my phone? I...
Bunu bir de telefonuma söyleyebilir misin?
I'm sorry. Could you say that again?
- Pardon, bir daha tekrar eder misiniz?
I didn't mean that you could say it again...
Tekrar söyleyebilirsin demek istememiştim...
Could you say that again?
Yine söyle.
Could... you say that again?
Tekrar söyleyebilir misin?
You could say that again.
Doğru dedin.
I could give you a litany of damaged systems, Captain, but suffice it to say, now that we're down, we won't be going up again soon.
Size sistem hasar raporlarını verebilirim, Kaptan... Ama şunu söyleyim ki, bizim aşağıda olduğumuzu düşünürsek, yakın bir zamanda kalkamayacağız.
Could you just say that little part again?
Az önceki kısmı tekrar edebilir misiniz?
I just wanted to say that... well, if you could ever bring yourself to seeing me again... like I would be totally cool about the way you wanted to play things.
Sadece şunu söylemek istedim... Şey, eğer kendini tekrar beni görmeye ikna edemeseydin... olayları çözme yolun konusunda bir sorunum olamazdı.
- You could say that again.
- Bunu yine söyleyebilirsin.
- You could say that again.
- Tekrar söyleyebilirsin.
Yeah, you could say that again.
Öyle denilebilir.
You could say that again.
Bunu söylemesi kolay.
Yeah, you could say that again.
Evet tekrar edebilirsin.
Put me on - ned, could you please say that again, because I had someone very annoying distracting me.
Ned, tekrarlar mısın? Çünkü burda sinir bozucu birşey dikkatimi dağıttı.
- You could say that again.
- Şunu bir daha söylesene.
Well, I wish I could say I was gonna see you again, George, but I can't really say that, can I?
Tekrar görüşürüz demek isterdim George ama diyemem, değil mi?
Yeah, you could say that again.
Evet, bunu tekrar söyleyebilirsin.
- I could not hear you... would you say that again in the ear that you have not damaged?
- Kusura bakma, seni duyamadım senin yüzünden kulaklarımdan biri artık duymuyor da!
Well, you could say it again, all right, but this time, without squinting and pressing your lips together and that.
Peki, aynı şeyleri gözlerini kısmadan ve dudaklarını bastırmadan tekrar söyleyebilirsin.
You could say that again.
Katılıyorum.
I have to say, Max, it'll be nice to have some money again, but what's really nice is that now you see who my father is, a man who, despite all of his flaws, never stopped thinking about what he could do to take care of his little girl.
Max, yeniden paramızın olması güzel olacak ama asıl güzel olan bütün kusurlarına rağmen küçük kızını düşünmekten hiç vazgeçmeyen bir babamın olması.
Why? Well, let's just say there are many wonderful things in there that I could use to make sure that pirate never comes near you ever again.
Kısaca dükkanda, korsanın bir daha yanına yaklaşmamasını sağlayacak fevkalade şeyler bulunduğu için diyelim.
You could say that again.
Doğru söze ne denir?
- You could say that again.
- Katılıyorum sana.
You just wanted to take my hand so you could say that again, didn't you? Mmm, I did.
- Bunu tekrar söyleyebilmek için elimi tutmak istedin, değil mi?
I didn't say that, I said you could ring if... y-you were feeling... you were going to do something stupid, or if you felt like you were going to hurt yourself again?
Öyle söylemedim. sana sadece, eğer kendini saçma sapan bir şey yapacak gibi hissedersen aramanı söyledim tekrardan kendine zarar vermek gibi.
- You could say that again.
- Yine de söyleyebilirsiniz.
You could say that again.
- Tekrar söyle bakayım.