English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Crafting

Crafting translate Turkish

72 parallel translation
That's why they attacked us and our iron and steel crafting.
Bizim demir ve çelik ustalarımıza saldırmalarının sebebi de bu.
I was up till all hours last night crafting my response to those two idiots.
Dün gece o iki salağa vereceğim cevabı bulmak adına hiç uyumadım.
No doubt there was talent in its crafting.
Bu simülatörün yapılması kesinlikle büyük bir hüner işi.
The manipulation of the bow, the crafting of the instrument.
Yayın hareketleri, aletin çıkardığı sesler.
When you're crafting an act, you need to see how that material works in front of each different type of situation.
Bir oyun yazarken, malzemelerin her koşulda işe yarayıp yaramadığını görmek istersin.
- Something I've been crafting for a while.
- Bir süredir ustalık kazandığım bir şey.
An editor may work for months, even years... crafting this footage into a two-hour movie.
Bir kurgucu aylar belki de yıllarca çalışır... bu filmi 2 saate sığdırabilmek için.
I spent the day at the senior center, crafting a one-of-a-kind ornament for our tree.
Yaşlılar merkezinde günümü ağacımız için eşsiz bir süs hazırlamakla geçirdim.
We spent all morning crafting a line so raw with confidence, that if you pull it off, you're back in the game.
Tüm sabahı güven dolu bir cümle kurabilmek için harcadık. Başarırsan, yeniden oyundasın demektir. Korkuyorum Bozayı.
Choosing the correct material the most important step in crafting a sword.
Doğru materyali seçmek kılıç yapımının en önemli adımıdır.
To discover an unknown writer, capable of crafting such an exquisite story
Bilinmeyen bir yazar keşfedilip,
Crafting your opportunities.
Fırsatları kaçırıyorsunuz.
Trey had a gift for crafting obscure weaponry.
Trey'in enteresan silahlar yapma gibi bir kabiliyeti vardı.
Arting, yet crafting.
Sanat, hayır zanaat.
I spent an hour fashioning an escape raft and three days crafting this modesty skirt.
Kaçışım için bir sal hazırlamak bir saatimi aldı. Kalan üç günde de bu edep eteğini diktim.
All right, I used my good crafting glue.
Pekâlâ, benim hünerli yapıştırıcım.
I gotta get this one to crafting.
Buna tam ilgimi vermeliyim.
I'll have you all know that I've been crafting that for quite some time now. But recent events have overshadowed my prepared remarks.
Şimdiye kadar hünerlerimi gösterdiğimi bilmenizi isterim ama son zamanda olan olaylar değişmez düşüncelerime gölge düşürdü.
After I got home, I drank six more glasses of whiskey and then I finished crafting this small harp, using a band saw, a spoke shave and an oscillating spindle sander.
Eve vardıktan sonra... 6 kadeh viski daha içtim ve ardından göz bandajı, parmaklık rendesi, zampara makinesi kullanarak bu küçük arpın yapımını bitirdim.
As Under Secretary of the Treasury, I had a big hand in crafting that legislation.
Maliye Bakanlığı müsteşarı olarak o kanunun çıkartılmasında çok büyük bir payım var.
That's why crafting a cover I.D. that will succeed with them is a challenge.
Bu sebeple de gizli bir kimlikle onlara yaklaşmaya çalışmak tam bir meydan okumadır.
- I crafting- - I'm coming - ayaround on that.
Kendimi bu konuda geliştirmeye çalışıyorum.
Contour Crafting is actually a fabrication technology - the so-called 3-D printing - when you directly build 3-D objects from a computer model.
Dış hat işçiliği aslında direkt olarak bilgisayarda hazırlanmış 3 Boyutlu modelden alınan 3 Boyutlu baskı adı verilen bir fabrikasyon teknolojisidir.
Using Contour Crafting, it will be possible to build a 2000 square-foot home entirely by the machine, in one day.
Dış hat işçiliğini kullanarak yaklaşık 200m ² büyüklüğünde komple bir evi makine aracılığıyla bir günde inşa etmek mümkündür.
From design to hand-crafting,
Ellerimle diktim.
Crafting brings out his inner George and Martha.
El işi yapmak içindeki George ve Martha'yı dışarı çıkarıyor.
I believe a great deal of effort went into crafting the illusion that this was the work of one man.
Bence bu kişi birisi için çalışıyor ve içeriye girmek için çok iyi bazı numaralar sergiledi.
In the Cambodian legend, he's been credited crafting a sword as thin as a feather.
Kamboçya efsanelerinde, onun bir tüy kadar hafif bir kılıç yaptığına inanılır.
All I wanted was one night with my guy, some Halloween fun, some crafting in a house that I love and have bled for, and you ruined it, and he left. And now he's out at the bars.
Tek isteğim, erkeğimle bir gece geçirmek, Cadılar Bayramı eğlencesi düzenlemek, sevdiğim ve uğruna kan döktüğüm ev için elişi yapmaktı, ama işleri mahvettin, o da gitti.
Someone else will be crafting opening remarks?
Demek ki, açılış konuşmanı başka biri hazırlayacak?
But then you realize that lie you've spent so much time crafting...
Ama sonra fark edersiniz ki saklamak için o kadar uğraştığınız yalan...
Certainly not at a Michael's crafts crafting cruise.
Michael'ın el sanatları yapım gemi yolculuğunda olmadığım kesin.
Start crafting a cover story.
Bir tane hikaye uydursan iyi olur.
That takes crafting and building a story, and it takes running it at the right time.
Bu beceri ister, haberi oluşturmak gerek. Ayrıca doğru zamanda yayınlamalıyız.
Be there when he's crafting a speech?
Onun konuşmasında olmak ister miydin?
That's why I love being a director... crafting moments, taking the audience on a journey... and that's why it was so satisfying directing you in "love monster."
İşte bu yüzden yönetmenliği çok seviyorum. Özel anlar yaratmak, izleyicileri bir yolculuğa çıkarmak. İşte bu yüzden "Aşk Canavarı" nı yönetmek bu kadar tatmin ediciydi.
There's something about the art of crafting a piece from within that's exquisitely challenging.
İçten gelerek yapılan zanaatta mükemmel bir çekicilik var.
The fucking Aedile denies me the crafting of weapons, blame laid on fear of your rebellion.
Siktiğimin Aedile'ı beni silah zanaatımdan yoksun bırakıyor.
So I found this article on surgeons crafting artificial arteries... for patients with exhausted vessels.
Damarları yıpranan hastalar için yapay atardamar yapan cerrahlarla ilgili bir makale buldum.
If you must know, I have been crafting some rudimentary hand signals for Meatlug just in case we get separated, and they seem to have been well-received.
Eğer bilmen gerekiyorsa, Meatlug'la ayrı düşme ihtimaline karşı ona bazı basit el hareketleri öğretiyordum ve görünüşe göre işe yaramış.
People always ask me about your process, what goes into crafting your style.
İnsanlar, sürekli yönteminiz hakkında bana soru soruyorlar, sanatınızdaki tarz nedir diye.
All I had was a little one, you know, for crafting. For a project like this, I need a stronger glue.
Böyle bir şey için güçlü yapıştırıcı lazım.
I'm sure he's just crafting a witty response here.
Eminim esprili bir cevap düşünüyordur.
Crafting, technically.
Zanaatkarlık, teknik olarak.
[Chuckles] OCD crafting is... is Savi's thing. She's been collecting this stuff for years, Harry.
Bunları yıllardan beni biriktiriyor Harry.
I'm just going through a really heavy crafting period right now, and...
Şu anda gerçekten çok ağır ve çok zor bir periyottan geçiyorum.
Shouldn't you be crafting strategy with your advisors?
Danışmanlarınla strateji üretiyor olman gerekmez mi?
Let her aid in moving a body and crafting - a story... - Very well.
Bırak ta cesedi yok etmene ve Hikâye uydurmana yardım etsin.
" Mornings spent crafting a dumpling,
Sabahlarca yoğrulmuş hamur,
Did you ever think you would live to see the day you'd have your own crafting corner?
Kendi çalışma köşen olunca günü yaşamak isteyeceğini hiç düşündün mü?
Since this intentional exposure, she can't eat food that's served on buns, she won't go outside during a full moon, and she lost her crafting business because she could no longer say nor hear the word "button."
Bu kasıtlı teşhirden sonra O artık servis edilen çörekleri yeyemiyor, Dolunayda dışarıya çıkamayacak,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]