Craig translate Turkish
3,719 parallel translation
Craig, it's fine.
- Craig, önemli değil.
My name's Craig Hanson.
Adım Craig Hanson.
This is... um... Homegirl's son Craig and daughter Marlene.
Bu Evkızı'nın oğlu Craig ve kızı Marlene.
- Craig, can we, please?
- Craig, gidebilir miyiz?
Daniel Craig.
Daniel Craig.
They've identified Craig Hanson as the man who murdered your wife.
Eşinizi öldüren kişinin Craig Hanson olduğu belirlendi.
- Craig, welcome to my world.
- Craig, benim dünyama hoş geldin.
- Okay, When you go, please take Craig with you.
- Tamam ama lütfen giderken Craig'i de yanına al.
I'm Kathryn Kennish and this is my attorney
Ben Kathryn Kennish, bu da avukatım Craig Tebbe.
- Craig Tebbe. - Oh my god, the switch.
Aman Tanrım, karışma meselesi.
Craig Hanson, Mr. Knox. Ex-SAS.
Ben eski SAS Birliği'nden Craig Hanson'ım Bay Knox.
That's Craig Hanson.
Bu Craig Hanson.
Remember when Craig Tebbe told us about his friend?
Craig Tebbe'nin bize bahsettiği arkadaşını hatırlıyor musun?
What's up, Craig?
N'aber Craig?
The lawyer that Craig recommended called me and he's willing to take Angelo's case.
Craig'in tavsiye ettiği avukat arayıp Angelo'nun davasına bakacağını söyledi.
Craig. Is that A-I or I-A?
a-i ile mi yazılıyor yoksa i-a mı?
It's great to have you back, Craig.
Seni tekrar aramızda görmek müthiş, Craig.
Thanks, Craig.
Sağ ol, Craig.
I'll talk to John and I'll get back to you.
John'la konuşayım, ben seni ararım. - Sağ ol Craig.
- Thanks, Craig. - Talk to me about what?
- Benimle ne konuşacaksın?
Craig thinks you or I should go with the P.I.
Craig senin veya benim, özel dedektifle oraya gitmemiz gerektiğini düşünüyor.
Previously on Strike Back... They've identified Craig Hanson as the man who murdered your wife.
Eşinizi öldüren kişinin Craig Hanson olduğunu ortaya çıkardılar.
I once pantsed Deepak Chopra while Craig T. Nelson taped it.
Lemon, bir keresinde Craig T. Nelson kasete alırken Deepak Chopra'nın pantolonunu indirmiştim.
There goes our man Craig Marko.
İşte adamımız Craig Marko.
Every one of these dots is a Craig Marko throwdown.
Bu noktaların her biri Craig Marko'nun kavgalarını gösteriyor.
The next blow to the head that Craig Marko takes... Could be his last.
Craig Marko kafasına bir darba daha alırsa bu, aldığı son darbe olabilir.
See, each one of these dots represents a Craig Marko throwdown.
Bu noktaların her biri Craig Marko'nun kavgalarını gösteriyor.
I'm not gonna fight you, Craig!
- Seninle dövüşmeyeceğim Craig!
He's putting bounties out on you, Craig!
Senin kafana ödül koydu Craig!
The otters have a new hero in Jacques Labert, the kid from Saskatoon, who's proving he's got as much punch as Craig Marko.
Otters'ın Jacques Labert adında yeni bir kahramanı var. Saskatoon'lu oyuncu en az Craig Marko kadar yumruk attığını ispatladı.
Craig Marko has barely gotten into it with anyone these last two games... Come on.
Craig Marko son iki maçtır neredeyse kimseyle kapışamadı...
Leonard Pitt and Craig Bogle, forced out for harassment and malicious prosecution.
Leonard Pitt ve Craig Bogle, Darp ve kötü niyetli uygulamalardan ötürü zorla emekliye ayırılmışlar.
I did four days on Jenny Craig, lit my boyfriend's legs on fire.
Jenny Craig'de 4 gün yaptım, sonra erkek arkadaşımın bacaklarını ateşe verdim.
Other than that, though, did you have any success on Jenny Craig?
konusu açılmışken, Jenny Craig'de başarılı sonuç aldın mı?
I, Eun Gyu Tae, met with Daniel Craig, a businessman, on March 27th at Dae Han Hotel in Room 1501 around 1 in the afternoon.
Yukarıda bahsettiğim gibi, ben Gwang Hee Çağı'nın üçüncü yılında, 27 Mart öğlen 1 sularında Dae Han Oteli 1501 numaralı odada Daniel Craig isimli iş adamıyla buluştum.
Hi, Craig.
Merhaba Craig.
That'd be great if you could, Craig.
- Bu çok iyi olurdu Craig.
Thanks, Craig.
Teşekkürler Craig.
Craig... It's Charmian, by the way.
- Craig Charmian bu arada.
Whatever happened in the past is in the past. Thanks, Craig.
Geçmişte yaşanan geçmişte kaldı.
I've booked a passage on a liner to Panama and from there I'll make my way overland to Rio de Janeiro.
Teşekkürler Craig. Panama'ya giden bir yolcu gemisinde yer ayırttım, oradan da karayoluyla Rio de Janerio'ya gideceğim.
Hey, Charm, it's me.
Selam Charm benim. Craig.
Craig. Can I come in?
İçeri gelebilir miyim?
I'm flattered, Craig.
Gururum okşandı Craig. Gerçekten öyle.
I'm Craig.
Ben Craig.
- Craig.
- Ben Craig.
I'LL HAVE TO TALK TO CRAIG, BUT I THINK YOU WOULD BE PERFECT FOR THE JOB.
Bende Craig ile konuşacaktım, ama bence sen bu iş için mükemmelsin.
Huh. Craig Hanson.
- Craig Hudson.
He's making mistakes, Craig.
- Hatalar yapıyor Craig.
Oy-yay, oy-yay, the honorable Craig Pelton presiding.
Duruşma hakimi saygıdeğer Craig Pelton.
Come on, Craig.
Yapma Craig.