Cramp translate Turkish
648 parallel translation
I had a cramp.
Bacağıma kramp girdi.
Do you wanna cramp your act?
Bana naz mı yapıyorsun?
I gotta cramp.
- Hayır.
It's a cramp.
Kramp girdi.
Ellen, it's a cramp!
Ellen, kramp girdi.
Its effect is like heart disease - a systolic cramp and poof!
Belirtisi kalp rahatsızlığı gibidir - sistolik bir kramp ve patlama!
She must have gotten a cramp. It's too cold to be swimming.
Deniz çok soğuk, kramp tehlikesi var.
Sorry, but I had a cramp... in my stomach
Kusura bakmayın, mideme kramp girdi de.
- Cramp.
- Kramp.
Don't get writer's cramp.
Fazla oturmaktan hasta olma.
There's no one around to cramp your style. Come on.
Size karşı çıkacak kimse yok.
If I stick around, I'll cramp your style.
Biraz daha oyalanırsam, oyununuzu bozacağım.
I'm getting a cramp.
Kramp girdi.
That rabble may follow Moses into the desert today, but when their eyes are seared red by the sun, when their cracked lips bleed with thirst, when their stomachs cramp with hunger, they will curse the name of Moses and his god.
O güruh bugün Musa'nın peşinden çöle gidebilir ama gözleri güneşten kıpkırmızı olduğunda ve çatlak dudakları susuzluktan kanadığında, mideleri açlıktan kasıldığında, Musa ve onun tanrısını lanetleyecekler.
You can get a cramp.
Bir yerine kramp girebilir.
Fell in the water and got a cramp.
Suya düştü ve bir yerine kramp girdi.
Cramp if you want to.
Kramp girerse girsin.
"God help me to have the cramp go," he thought. " Because I don't know what the fish is going to do.
"Tanrı'm krampın geçmesini sağla ; çünkü balığın ne yapacağını bilmiyorum."
It chose a hell of a time to get a cramp.
Bir engel çıkarmak için çok kötü bir zaman seçmiş.
My husband was in deep water with a cramp.
Kocamın ayağına kramp girmiş, boğuluyordu.
Cramp! Please, massage my leg.
Kramp girdi, bacaklarıma masaj yapar mısın?
I got kind of a... Kind of a cramp.
Karnım ağrıyor.
He... He got a cramp... and drowned.
Ve kramp girdi ve boğuldu.
Being POWs would cramp our style.
Esir düşersek karizmayı çizerdik.
I need to get the cramp out of my bones.
Kemiklerimdeki ağrıdan kurtulmalıyım.
- Don't let me cramp you.
- Ben engel olmayayım.
I was suffering from a cramp.
Bana kramp girdiği için öyle davranmıştım.
I got a sudden cramp.
Aniden kramp girdi.
- A cramp?
- Kramp mı?
No, a little cramp.
Hayır, küçük bir kramp. Birazdan geçer.
A touch of the writer's cramp will soon sort you out.
Biraz parmak krampı seni yola getirir.
" And you get the cramp a little ways from me
" Bacağına kıramp gircek az ötemde
I can't drive it. I got a cramp in the arm.
Ben kullanamam, koluma kramp girdi.
A couple of visiting firemen come in, cramp your style, step all over your feet, huh?
Birkaç konuk itfaiyeci gelip stilini bozuyor, üzerine çıkıyor!
I just had a cramp for a minute.
Bir dakika için kramp girdi.
I've got a cramp.
Kramp girdi.
I have cramp. My stomach aches.
Kramp girdi, karnım ağrıyor.
- I got a cramp in the arch of my...
- Bileğimin arkasına yine...
Oh, it's his writer's cramp.
Yazar krampı tuttu.
It's just a cramp.
Sadece bir kramp.
One night he got a terrible stomach cramp'screaming and twitching.
Bir gece dehşetli mide krampı tuttu. Çığlık atıyor, kıvranıyordu.
I get the feeling my finger are getting cramp, and so I'm just mucking about.
Parmağıma kramp girdiğini hissedince öylesine takılıyorum işte.
It's a real love cramp.
İşte gerçek bir aşk kenetlenmesi.
Probably stomach cramp
Mide krampı muhtemelen.
If you will eat large meals quickly in a state of nervous excitement, you must expect cramp.
Sinirleriniz gerginken, çabuk çabuk aşırı yemek yerseniz kramp geçirmeniz doğaldır.
A woman had vaginal cramp in here recently
Geçenlerde bir kadın burada vajinal kasılma yaşadı.
We've got a touch of the cramp.
Romatizmalarimiz var.
She swam by me, she got a cramp
Yanımdan yüzdü, boğuluyordu
- I got a cramp.
- Kramp girdi.
I ain't got no cramp, neither. Cabbage does it to me
Lahanadan oldu.
- A cramp in the leg.
- Ayağım uyuştu.