Crane translate Turkish
4,363 parallel translation
Crane, there's more.
Crane, dahası var.
Crane...
Crane...
- Crane...
- Crane...
- Crane!
- Crane!
We crane it off.
- Vinçle.
I am, most respectfully, Ichabod Crane.
En derin saygılarımla, Ichabod Crane.
Crane, you said you knew these men.
- Crane, bu adamları tanıyorum demiştin.
Crane?
Crane?
Crane, I'm sorry.
- Crane, üzgünüm.
For further questions, please call Ichabod Crane, the man who beheaded him in 1781.
Daha fazla sorunuz olursa, lütfen 1781'de... -... Süvari'nin başını kesen Ichabod Crane ile görüşün.
Crane, I'm hurt.
Crane, yardım et! Galiba bileğimi kırdım.
Crane, help me. Keep quiet.
- Crane, yardım et.
Crane?
Acele et!
Crane, he's here!
Crane, o burada!
25 years of getting crane-kicked in the nuts, until Barney Stinson gave me the best moment of my life. Hey.
25 yıl boyunca çok büyük tekmeler yedikten sonra Barney Stinson bana hayatımın en güzel anını yaşattı.
I'm Katrina Crane.
- Katrina Crane.
I'm sorry, Crane.
Üzgünüm Crane.
Apologies, Mr. Crane.
Özür dilerim Bay Crane.
Mrs. Crane, it's a boy.
Bayan Crane, oğlan.
You are my heart and soul, Jeremy Crane.
Sen benim kalbim ve ruhumsun Jeremy Crane.
Crane?
- Crane? Crane?
Crane. He'll be all right.
- Bir şeyi olmayacak.
We'll do everything we can to find out what happened to him, Crane.
Ona olanları öğrenmek için elimizden geleni yaparız Crane.
Crane, I have an idea.
Bir fikrim var.
Please, Mr. Crane.
Lütfen Bay Crane.
If we don't find out more about the little that we did have Crane's son and how we're all connected we may not be able to do the work that we've been called to do.
Elimizde olanın fazlasını bulamazsak Crane'in oğlunu ve nasıl hepimizin bağlı olduğunu bize verilen görevi yerine getiremeyebiliriz.
Be careful, Crane.
- Dikkatli ol Crane.
You are Ichabod Crane.
Sen Ichabod Crane'sin.
Crane!
- Crane?
Is it? Merry Christmas, Crane.
- Mutlu Noeller Crane.
Crane.
Crane?
Lower the crane!
Vinci indir!
Only thing that's gonna mate with you is a horny old whooping crane.
Sana yakışacak tek şey ciyak ciyak bağıran bir leylek.
Hey, you, get away from that crane right now!
Hey, sen. Hemen şu vinçin başından çekil bakalım.
You remember Patty Crane?
Patty Crane'i hatırladın mı?
So maybe, I don't know, he climbed up the crane, jumped off, hit his head on the way down, landed up there.
Belki de, bilemiyorum, vince tırmanmıştır, yüksekten atlamıştır, kafasını çarpıp kendini orada bulmuştur.
He's a, uh... Skinny... Ichabod Crane-looking kind of guy.
Zayıf, Ichabod Crane'e benzeyen biri.
Hey crane operator!
Hey vinç operatörü!
Then the flowers... fountains... then the crane... finally, the fireworks... okay?
Sonra çiçekler... Fıskiyeler... Sonra vinç...
Music... not the crane!
Müzik... vinç değil!
My name is Ichabod Crane.
Benim adım Ichabod Crane.
I don't think I would've made it without you, Crane.
Sensiz başaramazdım Crane.
Crane, down!
Eğil Crane!
Crane!
Crane!
Crane, you know what this means?
Bu ne demek biliyor musun Crane?
He's a mastermind, Crane.
İşin beyni o Crane.
Crane, a minute alone.
Biraz yalnız konuşalım Crane.
I need to warn Crane.
Crane'i uyarmalıyım.
It's how she found you... and Crane.
Seni ve Crane'i böyle buldu.
I think I broke my ankle.
Crane!
Lieutenant!
- Crane!