English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Crave

Crave translate Turkish

587 parallel translation
Just the kind of girl I crave.
Tam benim yanıp tutuştuğum tipsiniz.
It's everything a Missourian's heart could crave.
Eğer Missouri'linin kalbi bir şey için atıyorsa, o onun her şeyi demektir.
This is a tough bunch of hombres and they crave action, and you should see them slug.
Bunlar zor adamlar aksiyon için yanıyorlar onları parça parça görmelisiniz.
I crave your forgiveness for my mistake.
Kabahatimden dolayı affınızı diliyorum.
I crave frivolity
Eğlence istiyorum
"May I humbly crave the honour of being... presented to his royal Highness?"
"Majesteleri'yle tanışmanın şerefine nail olabilir miyim?"
Me, I crave action.
Hareket istiyorum.
Don't take sense to crave liquor.
İçkiye aşermek konusunda hassas olma.
Maybe you'd crave to go to sea like Oliver.
Belki Oliver gibi denizlere açılmayı istiyorsun.
Like me, you too crave for love
Tıpkı benim gibi, sen de sevgiye muhtaçsın.
For that, I crave your forgiveness, sire, and and ask you to hear my detailed charges.
Bunun için affınızı istiyorum efendim. İzin verirseniz devam etmek istiyorum efendim.
Madam, my mother... I do crave your blessing.
Anne, hayır duanızı esirgemeyin benden.
Most humbly on my knee, I crave your blessing.
İşte diz çöküyorum, hayır duanızı esirgemeyin benden.
Inside, you crave the same thing as the rest of them.
Oysa içiniz, diğerleriyle aynı şey için yanıp tutuşur.
Just as a child wants his father to be firm, troops crave discipline.
Bir çocuğun babasından sert olmasını beklediği gibi askerler de disiplin arar.
May I crave leave to greet our young and learned friend, for I noticed him when he was first made Archdeacon.
Normandiya'ya geri dönmek zorunda kalırız. Genç ve kültürlü arkadaşımızı, selamlamama ve, bu göreve layık görülebilmesi için öncelikle piskopos olması gerektiğini hatırlatmama izin verir misiniz?
Do you crave marmalade or honey?
Marmelat mı istersiniz, bal mı?
But can I... can I be someone who women... yearn after and crave for and lust after?
Peki, kadınların şehvetle arzuladığı yanıp tutuştuğu biri olabilir miyim?
I'll crave the day when I shall ask the banns... and when be married.
Evlenme ilanımızın asılacağı tarihi, ve düğün günümüzü... iple çekiyorum derim.
My friends were a pack of river rats, and she didn't crave their society.
Dostlarım serserinin tekiydi. Karım da onlarla kaynaşamadı.
Most gracious lord I do not crave forgiveness, for by all I hold most dear I do solemnly swear that I acted in good faith!
İnayetli kralım af dilemiyorum, çünkü en sevdiklerim üstüne yemin ederim ki, iyi niyetle hareket ettim!
I have been deprived my literary right... and I crave an audience.
Yazınsal hakkımdan mahrum edildim ve bir dinleyici kitlesi için can atıyorum.
You will crave a better world where no thirst exists only God and His glory.
Yalnızca Tanrı'nın ve O'nun ihtişamının var olduğu... susuzluğun var daha iyi bir dünya isteyeceksin.
"And so, Your Majesty, we the Commons do herein crave and..."
"Böylelikle Majesteleri, biz Avam Kamarası işbu vesile ile..."
I direct that the tabernacle erase from us all memories of its construction, so we can never destroy it if we should ever crave for death.
Tapınağı, yapımıyla ilgili her türlü anıyı beynimizden silmeye yönlendirdim. Böylece ölme arzusuyla yanıp tutuşsak bile onu asla yıkamayacağız.
I crave the impossible.
İmkansızı istiyorum.
What further satisfaction do you crave?
Daha fazla tatmin olmaya çok mu isteklisin?
I am always sayin how I just crave adventure.
Her zaman, maceraya ne kadar can attığımı söylüyorum.
This body as though carved out of marble I crave to make it my own.
Bu vücut sanki demirden yapılmıştı ve O demir kalıplar bakışlarınla eridi
Till you crave to be embraced by me I won't even touch you. This is my promise.
Eğer benimle olmak istemiyorsan sana dokunmayacağım bu benim sana vaadimdir
We poets do crave immortality, you know.
Biz şairler ölümsüzlük için can atarız, bilirsin.
Pregnant ladies are supposed to crave ice cream and pickles.
Normalde hamile hanimlarin canlari dondurma ve tursu çeker.
I crave liquor right this minute.
Şu anda canım çok içki istiyor.
Nothing like a stiff for making me crave Chinese food.
Hiçbir şey Çin yemeğine olan aşırı isteğim gibi olamaz.
Why dost thou crave my services?
Benim hizmetimin sana, ne gibi bir yardımı olabilir ki?
We crave stimulation for its own sake.
Sırf uyarım olsun diye can atarız.
You body... your pussy... will crave for a penis.
kuku... vücut... siz, bir penise hasret çekeceksin.
" The kind of sticky, licky sweets I crave
" İstediğim, sulu kanlı olanlardan...
Men who crave power look back over the mistakes of their lives pile them all together and call it destiny.
Güce tapan insanlar hayatlarındaki hatalara şöyle bir bakıp hepsini bir araya toplarlar ve adına da kader derler.
I crave you.
Sana yalvarıyorum.
You crave one.
Acilen ihtiyacım var.
I crave only the blood of the enemy.
Sadece düşmanın kanını arzuluyorum.
To long for, to crave, a wish, a request.
Arzulamak, kıvranmak, bir dileği, bir talebi.
What I crave is... you know... consolation.
Neye yalvarırım... bilirsin... teselli.
They crave leadership.
Liderlik için can atarlar.
Make her happy. Take care of her needs, and you'll inherit a fortune Ali baba would crave.
İhtiyaçlarına cevap ver, böylece Ali Baba'nın bile arzulayacağı bir servetin olur.
For a wedding, a union, a coupling we crave... and a jigging it up and down we shall have.
Hasretle beklediğimiz birleşme, düğün ve birlik için ve edeceğimiz danslar için.
Sex is essential to the survival of the human species, so we're made to crave it.
Seks, insan ırkının devamı için bir ihtiyaçtır, bundan dolayı bizler seksi seve seve yaparız.
But if you make a lover crave your tongue on their most intimate parts, they're more likely to be aroused and eager when you finally get down there.
Ama dilinizi sevgilinizin en mahrem yerlerine götürürseniz, muhtemelen onun daha fazla tahrik ve arzulu olmasını sağlayabilirsiniz.
( Man ) It allows the man to enjoy sex a more relaxed way, all that thrusting can be hell on the thigh muscles, though it still allows him enough freedom to thrust upwards should he crave deeper penetration.
Bu poziyon erkeğin seksin tadını daha rahat çıkarmasını sağlar, erkek daha derine girmek için yukarı doğru itmek isterse poziyon ona bu özgürlüğü verir, amcak bu uyluk kaslarında ciddi ağrılara sebep olabilir.
Don't you sometimes crave to tell the truth?
Sen hiç gerçeği anlatmak için can attın mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]