Creche translate Turkish
26 parallel translation
... as nearby a creche...
... araba bir kreşe yakındı..
having'a little party at the creche with the kids.
Kreşte çocuklarla beraber küçük bir parti vereceğiz.
She feeds with other yearlings, sticking together in a creche for safety.
Bir yıllık yavrular besleniyorlar, güvenlikleri için birlikte bir kreş oluşturmuşlar.
The creche once again seek the sanctuary of the ferns, even though, weighing half a tonne now, they are not as well hidden as they used to be.
Kreşimiz yeniden eğreltiotlarının korunaklı ortamını arıyorlar, şu anda yarım ton ağırlığında olduklarından, eskisi kadar iyi gizlenemiyorlar.
But the creche realise they are too near the edge of the forest, and retreat into its green depths.
Kreş ormanın kenarına çok yakın olduklarını fark ediyor, ve yeşil derinliklere doğru geri çekiliyorlar.
The Diplodocus have remained in a creche, but they're getting too large for the forest.
Diplodocus'lar bir kreşin içindeydi, ancak orman için çok fazla büyümeye başladılar.
- Wouldn't he be better in a creche?
- Kreşte olsa daha iyi olmaz mıydı?
When the pubs are about a month old they join the local creche
Yavrular bir aylık olduklarında yerel kreşe katılırlar.
I sometimes think it's more like a creche than a nursing home.
Bazan huzurevinden ziyade kreş işletiyorumuşum hissine kapılıyorum.
When you say "nursery", you don't mean a creche in Notting Hill.
Çocuk Yuvası derken, Nothing Hill filmindeki gibi bir yuvadan bahsetmiyordun demek.
- What did you tell me? About the school run to the creche.
Yuvadaki çocuklara servis işi.
The only thing is, I must be at the creche at 3.30.
Yalnız üç buçukta yuvada olmam lazım.
I know I need a licence for a creche.
Kreş için ruhsata ihtiyacım olduğunu biliyorum.
They must have some kind of system, mustn't they, for ghost babies, like a creche?
Bebek hayaletler için bir çeşit sistemleri falan olmalı değil mi? Kreş falan gibi.
It's not a bloody creche.
Bu kreş oyuncağı değil.
I made the creche with Mary, Joseph, and baby Jesus.
Meryem, Yusuf ve bebek İsa'nın olduğu bir tablo yaptım.
- They should be in the creche.
- Kreşte olmaları gerekiyor.
Creche, my arse!
Sikeyim kreşi!
He did not want to pick up the children from the creche.
Galiba adam çocukları kreşten almayacaktı.
This is not a creche.
Burası kreş değil.
This is a police station, not a creche. Yes, sir.
- Polis karakolu burası, kreş değil.
But today, with her brother and sister, she's going to join the creche at the heart of her pride.
Ama bugün, kız ve erkek kardeşleriyle sürüsündeki yuvaya katılıyor.
The creche moves down the canyon, away from the Stegosaurus.
Stegosaurus'dan uzağa.
Three members of the creche have survived. Three members of the creche have survived.
Kreşin üç üyesi hayatta kalmayı başarmış.
Get rid of the Torah and you've got a créche.
Tevrat'tan kurtuluyorsun ve bir kreşin oluyor.
At the créche?
- Kreşte mi?